12 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

CHP’deki Atatürk düşmanları kim?

Oktay Ekşi

Oktay Ekşi

Eski Yazar

A+ A-

MUSTAFA İLKER YÜCEL

1) Ali Babacan 13 yıl boyunca ekonomi politikalarından sorumlu görevlerde bulundu. Şimdi ‘ekonomide umut’ yorumları yapılıyor? Siz bir umut görüyor musunuz?

Sanıyorum daha önceki sorularınızdan birine yanıt verirken, "Ben ekonomiden anlamam" demiştim. Gerçekten kendimi bu konuda sokaktaki insandan daha fazla bilgili saymam. Bunu özellikle kaydettikten sonra, sorunuzu yanıtlamaya çalışayım:
AKP’nin "ekonomi" politikalarını 13 yıl boyunca Ali Babacan’ın yönettiğine ben de inanıyorum. O sırada yurt dışı konjonktürün lehimize olanaklar sağlaması sayesinde, dışarıdan bulunan para Ali Babacan’a -dolayısıyla AKP’nin ekonomik hedeflerine- çok yardımcı oldu.
Hem bu olanaklar hem de Kemal Derviş’in 2001-2002’de uyguladığı programdan sapmadan ekonomiyi yönetmek Ali Babacan’ın hem akıllılığı hem de şansıydı.
Bunun tek istisnası ABD’de başlayıp Batılı ülkeleri etkileyen 2008 ekonomi krizinden Türkiye’yi yara almadan kurtarmasıdır. Oradaki hakkını teslim etmek kaydıyla söyleyeyim:
Ali Babacan -deyim yerindeyse- "deniz bittiği" zaman hükümetten ve aktif siyasetten ayrıldı.
Ali Babacan şahsen önemsediğim bir ekonomisttir. Ancak onun aşırı liberal anlayışı -örneğin kamu elindeki üretim araçlarını çoğu AKP yandaşlarına olmak üzere satıp savurması- ekonomimizi zayıflatan yanlışıdır. Nitekim Türkiye o yüzden büyük çapta ithalata bağımlı bir ülke haline gelmiştir.
Tüm bunları toplayıp alt alta koyunca vardığım sonuç şudur:
Ali Babacan ciddiye alınacak bir ekonomisttir ama artık Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar, onun başarılı olduğu dönemden çok farklıdır.
Buna rağmen başarılı olup olmayacağına dair bir değerlendirme yapmak için öncelikle Türkiye’nin bugünkü gerçekleri içinde neyi nasıl yapacağını gösteren programını görmeye ihtiyaç vardır.

2) CHP’nin kıdemli ismi Muharrem İnce "CHP içinde bir çete var. Bu çete her türlü komplo, para pul vb. işlerin içinde. Atatürk’ü sevmeyen bir ekip" açıklaması yaptı. Bu ağır cümleler partinin izlediği siyasal çizgiyle ilgili de bir eleştiri barındırıyor mu sizce?

Muharrem İnce CHP’nin "ağzı iyi laf yapan" hatiplerinden biridir.
Ancak öyle bir yeteneğe sahip pek çok insanda görülen zaafla o da maluldür. Bu yüzden, kendini konuşmanın şevkine kaptırınca ağzından -aslında istemediğine inandığım- sözleri kaçırmaktadır. Kendisinin, "CHP içinde bir çete var. Bu çete her türlü komplo, para pul vb. işlerin içinde. Atatürk’ü sevmeyen bir ekip" şeklindeki sözleri de sanıyorum o zaafının sonucudur.
Bununla birlikte İnce’nin "CHP içinde bir çete var. Bu çete her türlü komplo, para, pul vb. işlerin içinde" cümlesini açıklaması ondan beklenmeli veya Genel Merkez tarafından ondan istenmelidir. Çünkü kanımca bu sözler parti suçu oluşturacak ve İnce hakkında disiplin işlemi yapılmasını gerektirecek kadar ağırdır.
İnce’nin (parti Genel Merkezinde) Atatürk’ü sevmeyen bir ekip var olduğu yolundaki sözlerini ben şahsen duymadım ve okumadım ama sorunuzda bu bilgi olduğuna göre onun da söylenmiş olduğunu kabul ediyorum.
Muharrem İnce eğer CHP’de Atatürk’ü sevmeyen birilerinin olduğunu düşünüyorsa o isimleri de açıklamak kendisinin borcudur.

3) Erken seçim ihtimali görüyor musunuz?

Hayır!
Erken seçim parlamenter demokrasilerde çok sık ağza alınan, partilerin hepsinin "Biz hazırız!" diye böbürlenerek destek verdiği bir kavramdır.
Nasıl her ülke askerlerinin her an her tehdide ve tehlikeye karşı savaşa hazır olduğunu iddia ederse siyasi partiler de erken seçim söz konusu olunca öyle davranırlar. Bu hem partili olmanın hem de asker olmanın kaçınılmaz gereğidir.
Bu gerçekleri bilince "erken seçim" iddialarını her zaman ciddiye almanın ne kadar aldatıcı olduğu da anlaşılır. Ben şahsen son zamanlarda sıkça ortaya atılan "erken seçim" laflarını öyle değerlendiriyorum.
Erken seçim yine de olabilir mi?
Elbet olur ama onun için iktidar partisinin ya "daha da kuvvetlenerek geri gelmeye" yahut da "önündeki günleri daha da karanlık görerek, seçimi o günlere bırakmadan tazelenmeye" karar vermesi gerekir. Bence bugünkü Türkiye’de "erken seçim" ancak ikinci ihtimal gerçekleşirse söz konusu olabilir. Onu da "ekonomi" tayin eder.

Okurlarımıza Not: Muharrem İnce, "Atatürk’ü sevmeyenler Genel Merkez’dedir" sözünü 20 Kasım 2019 tarihinde Hürriyet’ten Ahmet Hakan’a söylemişti.