15 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

CHP’nin vizyonu ve İkinci Yüzyıl Çağrısı’nın ekonomi politiği

Aykut Diş

Aykut Diş

Site Yazarı

A+ A-

CHP’nin ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ başlıklı vizyon toplantısı malûmun ilânı oldu.

Kimi ‘muhalifler’ küçük hesaplar gereği beklentilerin karşılanmadığını söylediler fakat içeriğe itiraz etmediler.

İktidar yanlıları, ‘katılımcıların uzaktan bağlanması’, ‘danışmanın ABD’li olması’ gibi tarza yönelik boş eleştiriler getirdiler. Onlar da sunulan programa karşı çıkmadılar.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ‘Ey dünya sana da meydan okumaya geliyoruz’ diye bağırsa da CHP, Türk ekonomisinin kronik sorunlarının müsebbibi olan Atlantik sistemine bağlılığını güçlü bir şekilde yineledi.

Programın esasını yansıtan detaylar bir propaganda yöntemi olarak genel doğruların içine yedirilmişti.

Bunu anlamak için vitrindeki isimlerin özgeçmişlerine ve yaklaşımlarına bakmak yeterliydi ama maalesef bazı ‘ekonomistlerimiz’ ve ‘aydınlarımız’ anlamak istemedi.

EKONOMİK TESLİMİYET PROGRAMI

Cumhuriyet Gazetesi hızını alamayıp ‘Atatürk’ün düşündeki ülke’ manşeti attı. Yazarları etkinliği övmek için birbirleriyle yarıştı.

Halk TV yorumcuları da iki gündür ‘vizyonun’ kerametini anlata anlata bitiremediler.

Öyle ki yazar ve yorumcu ‘büyüklerimiz’ içinde ‘hakça bölüşüm modeli’, ‘kamuculuğun ayak sesleri’ naraları atanlar bile oldu.

Birgün Gazetesi’nden ‘sosyalist’ iktisatçı Hayri Kozanoğlu toplantıyı beğenmiş, Kılıçdaroğlu’nun dünyaya meydan okumasını sert bulmuştu. ‘Dünyayla bütünleşme’ veya ‘dünyayla kaynaşma’ söylemini öneriyordu.

Aslında olan ise şuydu: CHP bir süredir siyasi olarak batıya angaje vaziyetteydi. Bu çıkışla ekonomik olarak da tam teslimiyete hazır olduğunu gösterdi.

Aydınlık ve Hakan Topkurulu, Ceyhan Mumcu, Bartu Soral gibi aydınlarımız dışında kimse bu hakikati seslendirmeye cüret edemedi.

KAYNAK İKİ NOKTADAN

Teorik ve kalabalık ifadeler, bol grafikli görseller ve süslü cümlelerle dile getirilen şey, ABD’nin merkezinde olduğu ekonomik düzene tabi olmaya devam etmekten başka bir şey değildi.

Tüm konuşma ve sunumlarda kaynak için ‘temiz para’ vurgusuyla iki nokta işaret edildi: Uluslararası kurumlar tarafından verilen yardımsever fonlar ve kolay kazanç peşinde olan akışkan paralar.

O kaynaklara erişebilmek için de üç eşiğin altı tekrar tekrar çizildi: Demokrasi ve özgürlüklerde batı standartlarını yakalamak, vatansız sermaye için cazip koşullar yaratmak, yeşil ve teknolojik dönüşüme göre pozisyon almak.

Peki eşik nasıl geçilecekti?

Sorunun yanıtını CHP’nin yeni ekonomi kurmaylarından ‘Kemal Derviş 4.0’ benzetmesiyle anılan Daron Acemoğlu’ndan, ‘IMF tercih değil zorunluluktur’ diyen Refet Gürkaynak ile ABD İnsan Hakları İhlâlleri ve AB İlerleme Raporlarından alıyoruz.

TERÖRLE MÜCADELE YASASI

Daron Acemoğlu 2015’te Hürriyet Gazetesi’nde hükümetin PKK’ya göz yumduğu hatalı politikaları kast ederek ‘Çözüm sürecinin bitmesi ekonomi için felaket olur’ tabirini kullanmıştı.

Faik Öztrak 3 Aralık günü kürsüden, vaatleri kesin sonuca ulaştıracak adımın AB üyeliği olduğunu ‘23. Yargı ve Temel Haklar Faslı’nın gereklerini hızla tamamlayacağız’ sözleriyle duyurdu.

ABD ve AB belgelerine göre Türkiye’nin terörle mücadele yasasındaki katılık çağdaşlaşmasının önünde engel. Terörle mücadele adı altındaki kovuşturmalar temel insan haklarını, basın hürriyetini, can ve mal güvenliğini tehdit ediyor.

Yerseniz…

Yani eşik şöyle aşılacak: Batının özgürlük ve demokrasi anlayışının gereği olarak PKK ve FETÖ terörüyle mücadele bırakılacak. Yıkıcı bölücü faaliyetler ve propagandası serbestleşecek. Bu bir de kanuna dökülecek.

Yeni bir açılım gelecek.

SİYASİ TAVİZLER

Devletin ekonomik hayattaki rolünün küçültülmesi istenecek.

Başkaca siyasi tavizler de verilecek.

Muhtemelen Kıbrıs ve mavi vatan başta olmak üzere Azerbaycan, Libya ve Suriye’de geri adım ile daha fazla mültecinin Türkiye’de konaklatılması…

Ardından ağa babamız ABD ve amcaoğlu AB bizi yeniden ‘uslu çocuklar’ listesine ekleyecek. ‘İtibarımız’ düzelecek.

O sırada Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başına atanan dünyanın en saygın parlak beyinli ekonomisti faizleri yükseltecek.

Bunu gören vatansız sermaye ‘Aaa güvendeyim’ sevinciyle Türkiye’ye koşacak.

HESAP HATASI

Bu arada Avrupa fosil yakıt kullanımına dönerken, modası geçtiği ileri sürülen üretim araç ve gereçleri yüz binlerin işsiz gözleri önünde hurdaya çıkarken, eş zamanlı olarak, batının üstünlüğü doğuya kaptırmamak için biraz haklı biraz haksız olarak icat ettiği yeşil enerji güdümlü ve teknolojik yatırım hedefli yardımsever fonlar için gerekenler yapılacak.

Böylelikle Türk sınırlarına giren akışkan para ve yardımsever fonlarla ekonomi kısa süreliğine canlandırılacak. ‘CHP iktidarının’ pekiştirilmesi için zaman kazanılacak.

Yabancı yine havadan para kazanacak. Türk girişimcisi ve emekçisi yine faize çalışacak.

Üretim yok. Öz kaynaklara dayanmak yok.

Akışkan paranın sıvışkan karakterinin insafına Türkiye’yi terk etmek var.

Milletin alın terini, karşılığı olmayan finansal işlemlerle zenginliklerine zenginlik katan, 'temizliği' şaibeli para sahiplerine peşkeş çekmek var.

Ancak bu planda çok önemli bir hesap hatası var.

ABD ve Avrupa kendi sorunlarıyla bile baş edemeyecek bir istikrarsızlık ve güçsüzlük dönemi yaşarken bunlar nasıl olacak?

ÇELİŞMELER VE VATAN PARTİSİ

ABD’nin dolar saltanatı çöküyor. Tek kutuplu dünya sona eriyor. Batı üstünlüğü kaybediyor.

Yeni bir dünya kuruluyor. Asya yükseliyor.

İşte bu çelişmenin nasıl çözüleceği, savaşlarla mı yoksa uzlaşmalarla mı nihayete erdirileceği meselesi dünyanın geleceğini belirleyecek.

Rusya ile NATO arasındaki Ukrayna geriliminin, çelişmenin çarpışma alanlarından yalnızca biri olduğu, cephenin Ege ve Akdeniz ile Çin Denizi’ne doğru genişleme ihtimalinin hiç de hafife alınmayacak bir ihtimal olduğu düşünülürse, ülkelerin kendine yeterlilik kabiliyetlerinin önemi daha da iyi kavranacaktır.

Çünkü Türkiye’nin ve dünyanın önünde zorluklar var ve Türkiye bu büyük saflaşmada tarafsız kalamayacaktır.

Bu tabloda CHP’nin bir vizyonunun olmadığı apaçık ortadadır. Türkiye Turgut Özal, Kemal Derviş, Ali Babacan çizgisiyle daha fazla yol yürüyemez. Geçti o devirler…

Vatan Partisi, ‘Gıda Güvenliği, Sağlığın Güvenliği, Eğitimin Güvenliği, Enerji Güvenliği ve Güvenliğin Güvenliği’ başlıklarıyla özetlediği ‘Milli Direnme Ekonomisi’ formülüyle zorluklara zihinsel ve eylemsel olarak hazır olan tek siyasi kuvvet.

Vatan Partisi’nin komşularla, Rusya ve Çin’le işbirliği çalışmaları tam da bugünler için.

Kara deryalarda fener gibi parlıyor.

Vatan Partisi CHP NATO ABD Avrupa Rusya Asya Çin