08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çin salgına yenildi mi, yendi mi?

Adnan Akfırat

Adnan Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kovid 19 salgınına karşı politikaları, ABD hükümetlerinin baş sorunu oldu. Çin’in “sıfır Kovid” politikasının gereği olan sıkı denetim ve karantinalar,  “insan hakkı ihlali” olarak suçlanıyordu. Çin 2023 yılına girerken, virüsün öldürücü etkisi kalmadığını saptayarak, serbestleşme politikasını benimsedi. Bu kez de Atlantik kampı, Çin’i, “İnsanlığı tehlikeye atıyor” diye suçlayıp, Çinli turistlere engellemeler koymaya başladı.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 2023'e girerken yaptığı yeni yıl konuşmasında “Kovid-19 salgınından bu yana, her zaman insanı ve yaşamı ön planda tuttuklarını" vurguladı.

Xi, Çin'in salgınla mücadelesinde yeni bir aşamaya girdiğini ve "halkın yaşamını ve sağlığını mümkün olan en geniş ölçüde korumak için kovid müdahalemizi gelişen durum ışığında uyarladık" dedi. (1)

Son iki aydır ABD ve Avrupa yöneticileri ve Batı medyası, Çin’i hastalığı yaymak ve Çin halkını perişan etmekle suçluyor. Maalesef, kılavuzu karga olan Türk basını da bu kampanyaya, sorgulamaksızın katılıyor. Türk gazete ve televizyonlarına, hele de sosyal medyaya bakarsınız, “Çin hastalıktan kırılıyor!”

ÇİN YÖNETİMİ CANLARI KURTARDI

2022 yılında Şanghay’da 63 gün karantinayı yaşamış biri olarak yazıyorum: Çin hükümeti, salgının başlangıcından bu yana halkı ve bütün kaynakları daha önce görülmemiş bir ölçekte etkili bir şekilde seferber etti. Böylece Çin, virüsü uzakta tutmayı ve can kaybını, birçok Batı ülkesine kıyasla şaşırtıcı derecede düşük bir seviyede tutmayı başardı.

1 milyar 400 milyon nüfusu olan ve hâlâ gelişmekte olan bir ülke olan Çin’in, aynı anda milyonlarca insanın hasta olması durumunda, sağlık sisteminin çökeceğini öngörerek sıkı denetim ile zaman kazandı.

2021 yılı sonu itibariyle Çin'in 60 yaş ve üzeri nüfusu 267 milyona ulaşmış, çocuk nüfusu ise 250 milyonu aşmış. Eğer Çin ABD ile aynı politikayı izleseydi, Singapur'un tahmini enfeksiyon ölüm oranlarına dayanarak, Çin’de sadece 60 yaş ve üstü olanlar için ölüm sayısının 600 bin civarında olacağı hesaplanıyor.

“Ölen hasta” sayıları sadece soğuk rakamlar değil, her biri, kaybedilen canların aileleri, arkadaşları için ağır yüklerdir. Çevremizdeki yaşlıların ve çocukların kaybına seyirci kalabilir ve bunu kabul edebilir miyiz? Asyalı bilinci ile söylüyoruz, bu kesinlikle kabul edilemez!

Çin’in sosyal sistemi, tarihi ve kültürü, değerleri ve toplumsal vicdanı, babanın-dedenin neslinin ve küçücük çocukların ölüm tehdidiyle sıkıştırılmasına seyirci kalmaya izin vermez. İngiltere’de sadece bir huzurevinde yüzlerce insan salgın nedeniyle hayatını kaybetti. Bu durum Çin’de yaşansa kesinlikle isyan çıkardı.

En itibarlı tıp dergisi “The Lancet”te yayınlanan bir makalede, Kovid-19 salgını sırasında dünya çapında 18 milyon 200 bin kişinin hayatını kaybettiğini ve her 100 bin kişiden 120,3’ünün öldüğü belirtiliyor. ABD'de ölüm oranı her 100 bin kişide 179,3 iken; Çin'de ölüm oranı her 100 bin kişide sadece 0,6. (2)

SOSYALİZMİN FARKI

Hastalığın yayılmasının sıkı bir şekilde önlenmesi, Çin'in zor zamanları atlatmasını ve çok sayıdaki salgın dalgalarına dayanmasını sağladı. Çin’in uyguladığı sıkı önlemler, aşıların ve tedavilerin araştırılması, geliştirilmesi ve uygulanması ile tıbbi malzemelerin hazır hale getirilmesi için çok değerli bir zamanın kazanılmasını sağladı. Böylece ciddi vakaların ve ölümlerin sayısı en aza indirildi, sonuç olarak halkın sağlığı ve güvenliği büyük ölçüde korundu.

Bu başarı, Çin’in insan haklarına saygısının önemli bir kanıtı oldu. Çünkü, neoliberalizmin unutturduğu en önemli insan hakkı, yaşama hakkıdır! Ve hükümetlerin en baş görevi, halkın canını korumaktır. Son 100 yılın en şiddetli virüs salgını, sosyalizmin, kapitalizmden üstünlüğünü kanıtladı.

Bu, gerçeği, Dünya Sağlık Örgütü-Çin Ortak Görev Gücü 28 Şubat 2020 tarihinde yayımlanan raporunda şöyle kaydediyor: “Çin'in Kovid-19 salgını ile müdahalesi tarihteki en iddialı, en çevik ve en atak hastalık önleme çabasıdır. Üstelik, "Çin'in bu sınırlama tedbirlerini istisnai bir şekilde ülke çapında uygulaması ve önlemlere sıkıca bağlı kalması ancak Çin halkının ortak tehdit karşısında kolektif eyleme olan derin bağlılığı sayesinde mümkün olmuştur" diye övülüyor. (3)

Geçen üç yılın büyük bir bölümünde Çinlilerin çoğu, sıkı önlemler, uzun karantinalara rağmen Kovid-19 hastası olmadı.  Nitekim ben Kovid-19 ile Temmuz 2022’de Türkiye’ye gelince tanıştım!

NEDEN DEĞİŞTİ?

Pekin Çin, “dinamik sıfır Kovid” politikasını başarıyla izlerken neden serbestleşme aşamasına geçti? Yanıt basit. Çünkü günümüzde, Kovid-19 salgını önemli ölçüde nitelik değiştirdi. Omikron çeşidinin öldürücülüğünün düşüşü ve yayılma hızının artışı koşullarında Çin, salgınla mücadelede yöntemi değiştirerek hastalığı yenmek  için inisiyatif aldı. Geçen üç yılda alınan sıkı önlemlerle, hastalıkla mücadele kapasitesinin geliştirilmesi yeni politikaya geçilmesinde belirleyici oldu. Çin müdahalenin odağını "enfeksiyonu durdurmaktan" çıkarıp "sağlığı korumaya ve ciddi vakaları önlemeye" kaydırdı.

Çin hükümeti “bu değişim bilime dayalı, zamanında ve gereklidir” değerlendirmesini yapıyor.

Çin, Kovid-19 müdahale tedbirlerini daha bilimsel temelli, hedefe yönelik ve gelişen Kovid-19 durumuna duyarlı hale getirmek ve Çinli ve yabancı uyrukluların güvenli ve düzenli sınır ötesi seyahatlerini daha iyi kolaylaştırmak için çalışmaya devam edecektir. (4)

Çin, çabalarını aşıların, hızlı test kitleri ile ilaçların araştırılması ve geliştirilmesine adadı, dünya çapındaki en büyük aşılama kampanyasını başlattı ve hem geleneksel Çin tıbbını hem de batı tıbbını kullanılmasını sağladı. Küresel ölçekte baskın virüs türü haline gelen Omikron çok hızlı bulaşmasına karşın, ciddi vaka ve ölüm oranı düşük seviyede kalıyor.

Çin, ülke çapında 3 milyar 400 milyon dozdan fazla Kovid-19 aşısı uyguladığını duyurdu. Aşılamada  toplam nüfusta yüzde 92 oranını ve tam aşılama da ise yüzde 90 oranını aştığını ilan etti. Alınan önlemlerle Çin halkının sağlık ve kişisel korunma kapasitesi önemli ölçüde iyileştirildiği açıklandı.

Serbestleşme ile birlikte Çin’de Kovid-19 virüsü bulaşanlarının sayısı çok arttı. Ancak durum öngörüldüğü gibi ilerliyor ve kontrol altında. Başkent Pekin, enfeksiyonda zirveye ulaşan ilk büyük şehir oldu. Ancak hayat yavaş yavaş normale dönüyor.

Çin, Kovid-19 salgınına karşı tam ve nihai bir zafer elde etmek için ekonomik ve sosyal hayatın normalleştirilmesini hızlandırırken, halkın sağlığını koruyabileceğinden ve ciddi vakaları önleyebileceğinden emin olduğunu” duyurdu. (5)

ÇİN’İN ÖDEDİĞİ FATURA

Salgın sürerken, virüs mutasyona uğramaya devam ettikçe, halkın ihtiyacı olan şey, virüse karşı koruyucu önlemler konusunda farkındalıklarını arttırmak, aşılamayı yaygınlaştırmak ve bu yolla virüsün can alma özelliğini yenmektir. Çin bunu yaptı.  Ancak Çin'in “sıfır kovid” stratejisinin büyük bir maliyeti oldu. Çin Ulusal İstatistik Bürosu ve Ulusal Sağlık Komisyonu tarafından yayınlanan 2021 yılı sağlık gelişimi verilerine göre, 2020 ve 2021 yıllarındaki toplam sağlık harcamaları 14,7 trilyon yuana (2,2 trilyon dolar) ulaşarak 2016-2018 yılları arasındaki üç yıllık toplam sağlık  harcamaları tutarına ulaştı. Üstelik Nisan 2022'de Ulusal Sağlık Sigortası Bürosu, ülke çapında 3,2 milyar doz Kovid-19 aşısı yapıldığını ve bunun 120 milyar yuandan (18 milyar dolar) fazla tuttuğunu açıkladı. (6)

KAMU SAĞLIK SİSTEMİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ

“Her şerde bir hayır vardır” sözünü kanıtlarcasına salgın, Çin kamu sağlık sisteminin iyileştirilmesini hızlandırdı. Salgın ile mücadele, “Dışa Açılma ve Reform” döneminde terkedilen sosyalist “her kes için parasız sağlık” politikasına doğru hızlı dönüşü sağladı.

Çin'de 2020'den bu yana yaşananlar, sağlık tesislerinin ve sağlık sigortası programının yetersizliği de dahil olmak üzere Çin'in sağlık sistemindeki zayıflıklara ilişkin sorunları gündeme getirdi. Çin hükümeti, devlet tarafından finanse edilen sağlık sigortası programını geliştirme çabalarını hızlandırdı.

Hükümet 2009 yılında, özellikle kırsal nüfusa odaklanarak 2020 yılına kadar herkes için uygun fiyatlı, temel bakım sağlamayı amaçlayan bir sağlık reformu planı açıkladı. 2011 yılına gelindiğinde devlet tarafından finanse edilen sağlık sigortası Çin nüfusunun yüzde 95'inden fazlasını bir şekilde kapsıyordu. Kişi başına düşen sağlık çalışanı sayısı 2017 yılına kadar neredeyse iki katına çıkmış (yüzde 85'ten fazla) ve hastane yatak sayısı yaklaşık bir buçuk kat artmıştı. Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Bankası ve Çin hükümeti tarafından 2019 yılında hazırlanan "Sağlıklı Çin" raporuna göre, 2012 yılından itibaren devletin sağlık harcamalarındaki büyük artış sayesinde, sağlık hizmetleri için kişilerden çıkan ödemeler, hane halkı sağlık harcamalarının yaklaşık yüzde 60'ından yüzde 30'una düşmüştür.

Önceden toplum sağlığı merkezleri ya da en alt birimdeki klinikler genellikle daha az eğitimli doktorlarla ve standartların altında ekipmanlara sahipti. Sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik ulusal planda, sağlık ocaklarında 2020 yılına kadar hizmet verilen bin kişi başına 3,5 sağlık çalışanı olmasını öngörüyordu. Hükümetin 2016 yılında yayınlanan son sağlık reformu planı, etkili bir birinci basamak sağlık sistemi kurmak için milyarlarca dolar harcadı. Kovid-19 vakaları arttıkça, yerel yönetimler sağlık ocaklarının inşasını hızlandırdı. (7)

2023’TE YENİ ÇİN MUCİZESİ GELİYOR

Omikron türü ile enfekte olanların çoğu birkaç gün içinde iyileşiyor. Çin, politika değiştirerek çok isabetli bir tutum aldı. ÇKP şimdi, yeni bir ekonomik mucizeye hazırlanıyor. Çin hükümeti, ekonomiyi normalleştirip, geçen yılların kaybının hızlı telafisi için kaslarını germiş bulunuyor. Çin’in 2023’teki büyüme hızının IMF ve Dünya Bankası’nın tahminlerini katlayacağı konuşuluyor. Japonya denetimindeki “Asia Times”gazetesi, “Çin’in 2023’teki patlama halindeki güçlü yükselişi, ABD’nin yumuşak iniş tezini çürütüyor” başlığını atarak Batı dünyası için alarm zilleri çalıyor.

Ne güzel demiş atalarımız: “Gün doğmadan neler doğar!”

Dipnotlar:

Full Text: 2023 New Year Address by President Xi Jinping: http://en.qstheory.cn/2022-12/31/c_844898.htm

https://www.pekingnology.com/p/china-signals-a-new-phase-of-covid?utm

https://www.who.int/docs/default-source/coronaviruse/who-china-joint-mission-on-covid-19-final-report.pdf

https://www.idcpc.org.cn/ttxw_2992/202301/t20230107_150876.html

https://www.idcpc.org.cn/english/news/202301/t20230110_150886.html

https://www.chinadaily.com.cn/a/202301/03/WS63b3f07ba31057c47eba7791.html

https://www.chinadaily.com.cn/a/202301/03/WS63b3f07ba31057c47eba7791.html

https://mailchi.mp/atimes/china-remains-chinas-explosive-growth-threatens-us-soft-landinginvestible-despite-covid-surge-129916?e=25c3708d5f