10 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Darbe koşulu yok

Oktay Ekşi

Oktay Ekşi

Eski Yazar

A+ A-
MUSTAFA İLKER YÜCEL

1- Canan Kaftancıoğlu "Ak Parti seçimle veya başka bir yolla iktidardan gidecek" deyince darbe tartışmaları tekrar başladı. Darbe ihtimali var mı? Darbeler görmüş tecrübeli bir isimsiniz? Darbeler ne zaman oluyor?

Kaftancıoğlu’nun bir TV programında o sözü sarf ettiğini gazetelerden öğrendim ama hangi bağlamda söylediğini bilmiyorum. Kaldı ki o sözün bir “darbe” çağrısı sayılmasını da hiç anlamıyorum.

Bir partinin iktidardan ayrılması, demokrasilerde elbet “seçim”le olur. Ancak bu tek yol da değildir. Örneğin emr-i hak vaki olur da bir siyasi partiyi ayakta tutan lider ebediyete intikal ederse, o partinin iktidardaki ömrü de kısalır.

Ben yine de Canan Kaftancıoğlu’nun o sözünde bir suç aranmasını ve “darbe çağrıları yaptı” iddiasıyla kıyametin koparılmasını siyasi iktidarın oturduğu zeminden iyice kaygı duymasıyla açıklıyorum. Aksi halde “söylesin” deyip geçerdi.

Hoş, bir an için Kaftancıoğlu’nun “darbe çağrıştırma” amacıyla öyle bir söz söylediğini var sayalım:

Darbeyi kim yapacak?

Darbe kaynağı yüzde 99.9 askerdir. Oysa asker bugün tam anlamıyla siyasi otoritelerin emri altındadır.

Dahası… 1960’tan beri yaşadığımız darbeler ve darbe teşebbüsleri ortaya koydu ki, “darbe”, başta onu gerçekleştirenler olmak üzere milletimize çok pahalıya patlayan bir araçtır.

Türk Silahlı Kuvvetleri bu gerçeği görmeyecek kadar kafasız ve öngörüsüz kadrolar tarafından yönetiliyorsa, bir darbeden daha büyük tehlikeler içeren bir durum var demektir. Eğer böyleyse Silahlı Kuvvetlerimizi düzeltmek en önemli ve en acil ihtiyaç haline gelmiştir. Siyasi iktidar eğer tedirgin ise Kaftancıoğlu’ndan önce Silahlı Kuvvetlerimizi ele almalıdır.

“Darbeler ne zaman oluyor?” diye sormuşsunuz. Darbeler ancak insanları, onu yapmaya zorlayacak koşullar tamamlanınca olur. O koşulları hazırlayan da yüzde 99, siyasi iktidardır. Bence Türkiye’deki koşullar da bir darbeden söz etmeye müsait değildir.

2- İyi Parti lideri Akşener HDP'yi PKK'nın uzantısı olarak tarif edince HDP cevap verdi ve tartışma büyüdü. Akşener'in bu çıkışı yapma sebebi ne olabilir?

Öyle sanıyorum ki partisinin MHP kökenli tabanından gelen tepkiler nedeniyle Akşener o sözü söylemiştir. Yoksa kendisinin ve partisinin üst düzeyindeki kadroların HDP’yi kamuoyu önünde dışlayıcı bir laf etmeyi istediklerini sanmıyorum.

İki partinin birbirini sevmemesi demokrasinin çok görülen bir gerçeğidir. O nedenle Akşener’in HDP’ye sempati duymasını beklemek abestir. Aynı şey HDP’liler açısından da geçerlidir.

Ancak geride kalan Milletvekili ve Yerel Yönetim Seçimlerinde İyi Parti’nin öteki muhalefet partileriyle açık veya kapalı iş birliğinden ciddi yararlar sağladığı, TBMM’deki grubuyla ortadadır.

Gerçi İyi parti bugüne kadar HDP ile açık bir işbirliğine hiçbir zaman girmedi. Ama iki parti liderleri birbirleri aleyhinde de kötü beyanda bulunmamaya da dikkat ettiler. Nitekim bu sayede muhalefet partileri geride kalan Milletvekili Genel Seçiminde “Millet İttifakı” isimli bir şapka altında hareket ettiler ve bunun sağladığı yararı hep birlikte gördüler.

Bu gerçek AKP’nin oylarını düşürdüğü gibi TBMM’de de “özel salt çoğunluk” gerektiren oylamalarda MHP’ye muhtaç hale getirdi.

AKP şimdi “millet ittifakı”ndan geriye kalan tabloyu bozmaya çalışıyor. Kanımca hikâyenin gerisinde yatan sebep budur.

3- CHP lider Kılıçdaroğlu olası bir erken seçim durumunda "Babacan ve Davutoğlu'nun önderlik ettikleri partilere Meclis'te temsil için yardım edebileceklerini söyledi. Kiralık vekil uygulamasını doğru buluyor musunuz?

Kılıçdaroğlu’nun amacı, gelecek seçimden muhalefet cephesinin mümkünse bir fazla sandalye kazanarak çıkmasıdır. Ancak hem Ali Babacan’ın Deva partisi hem de Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi, seçimlerin yapılacağı tarihe kadar kuracakları örgütle seçmenin en az yüzde 10 oranında oyunu alabilecek mi, şüphelidir. Kılıçdaroğlu o nedenle, pek alışılmadık çapta bir fedakârlık yapabileceğini şimdiden ilân etmektedir.

Sorunuzda bu olayın “kiralık vekil uygulaması” şeklinde nitelendirildiğini görüyorum. Uygulamanın “yadırgatıcı” olduğunu kabul ederim ancak Alparslan Türkeş’in milletvekili seçilebilmek için başında bulunduğu Milliyetçi Hareket Partisinden istifa edip Refah Partisi listesinden aday gösterildiğini hepimiz anımsarız. Kaldı ki bu sadece Türkeş’le sınırlı olmayan bir uygulamadır. O nedenle şimdi Kılıçdaroğlu’nun yadırgatıcı ancak -bence meşru- olan bu uygulamaya açık olduğunu söylemesinde hiçbir sakınca yoktur.