Deniz ve mehtap sormuyor seni, sorma neden?


Çizer: Sn yazarım, yine iç burkan bir espiri yazmışsın! Bana da yazık ettin içim acıya, acıya çizdim ; Halkın öz kaynaklarını bir avuç yandaşa peşkeş etmenin adına “özelleştirme” diyen Özalgiller’le başlayan yağma; derelere, ovalara kadar dayandı..
Yazar: Zeytinleri söküp altını oyma kanununu da paketleyip satmışlar.. Sümerbank’ımızı ve zeytinlikleri haraç mezat satınca; al sana bu türkümüz vücut buldu: “ Zeytinyağlı yiyemem basma fistan giyemem aman!” …
Çizer: “Telekomunikasyonum tarumar oldu/ madenlerim rehin zalım kapitaliste/ Sakınıram gün olur güzelim ellerin özeli olursun deyu! Ay gülüm yarim, vay canım yarim./ Hele loy loy..” Ben de bir türkü yazdım nasıl ?
Yazar: Sen türkü yazma kardeşim! Herkes işini yapsın. Çiz sen, o ne ya türkü diye içimizi oymuşsun;
Çizer: Kırıldım ama yıkılmadım. İnsanlık böyle anti-motivasyon görmedi yalnız! Neyse çizgimdeki ekstra detayı yakalayacak göz var mı sende onu söyle bari ?
Yazar: Tabii ki yakaladım, kaçar mı. 2.karede işletmecinin ensesinde “ pin!” diye bişii var?
Çizer: Ben de kıza takılacaksın sandım” ayıp diil mi bu kadar sade çizimde kızın hatları niye kıvrımlı?”diye lakin demedin ve takdirimi kaptın.
Yazar: O da var da... “Pin! “ daha çok ilgimi çekti açıkçası ?
Çizer: Hani olmadık yerde aniden beliren değnekçiler olur ya, bu işletmeci de “Pinn!” diye belirmiş romantizmin içine..
Yazar: Yalnız adamdaki kaş da fenaymış; adam ölür ama kaşı yaşamaya devam eder gibi hey maşala!..
Çizer: Hay yaşa.