Ekonomi politikaları güvenlik sorunu haline geldi
Bugün iç cephede birlik ve düzen çok önemli hale geldi. Bölgemizde Siyonist İsrail saldırganlığı en üst aşamaya sıçradı. Önce Gazze, daha sonra İran’da aldığı yenilgi İsrail’i bölgede zora soktu. Hepsinin üstüne PKK’nın tasfiye kararı alması ve sonrasında silahları bırakma aşamasına sembolik olarak da girmesi İsrail’i telaşlandırdı.
Uzun yıllardan bu yana organize ettikleri “Kukla Kürdistan” planı bozguna uğramak üzeredir. Başar Esad’ı devirerek iktidara taşıdıkları Ahmed Şara Suriye’de birliği kurmaya çalışarak, bu plana son darbeyi vurmaya çalışmaktadır.
İsrail bu koşullarda Suriye’de istikrarsızlık yaratarak, bölünmüş Suriye için savaş başlatmıştır. Bu savaşın devamında Türkiye vardır. Bunu sağır sultan biliyor.
Bu koşullarda Türkiye iç cephesini sağlamlaştırmak zorunda.
Bugün burada milyonlarca insanımızı ilgilendiren kredi kartı borçları sorununa değineceğim.
Hafta içinde İzmir-Çeşme’den Kuyumcu Mustafa Koç bana ulaşarak aşağıda anlatacağım konunun çok aşırı şekilde yaygınlaştığını anlattı:
“Vatandaş, kredi kartı borcunu ödemede o kadar zor durumda ki, borcunu ödemek için bir kuyumcuya gidip kredi kartı ile altın satın almakta, satın aldığı altını yan tarafta başka kuyumcu da bozdurarak nakde çevirmekte ve bankaya kredi kartı borcunu ödemektedir.”
Çok mantıklı gibi görünse de bu işlemde ödenen kart komisyonu ve altın alım satım farkından oluşan maliyet farkı kredi kart borçlusunun sırtına yüklenmekte ve borç aydan aya hızla artmaktadır.
Sonunda kredi kartı borçlusu bu kısır döngüde dengesini kaybetmekte ve hukuki süreç işlemeye başlayarak kredi kartı borçlusunu ve ailesini zor duruma düşürmektedir.
Bu durumun tek sorumlusu liberal politikaların uygulanmasıdır. Borçlanma ekonomisi öyle bir politikadır ki insanı insanlıktan çıkarmakta, borç batağına sürüklemektedir.
2023 yılı Haziran ayından bu yana devreye sokulan sözüm ona enflasyonla mücadele politikaları, ülkeyi artık içinden çıkılmaz borç batağına sürüklemiştir.
Enflasyonla mücadele adı altında, “Talebi kısacağız, bunun içinde gelirleri baskı altına almamız gerek.” politikası, ekonomiyi içinden çıkılmaz duruma sürüklemiştir. Talebi kısmak adına asgari ücret ve emekli maaşlarının baskı altına alınması insanlarımızı borç batağına sokmuştur.
Tabi bu politikayı uygulayanlar suçu insanlarımızın üstüne atarak vatandaşı “doyumsuz” olarak nitelendirmektedir. En son Mehmet Şimşek, AK Parti toplantısında partili milletvekillerinden gelen kredi kartı yapılandırma taleplerine karşı çıkmış ve bu talebin vatandaşın borç ödeme alışkanlığını bozduğunu söylemiştir.
Onun için “talebi kısmak” her şeydir. Aklı sıra ekonomi politikasıdır. Elbette haklı, ekonomi politikasıdır. Ama kimin ekonomi politikası; halkın değil, New York ve Londra bankerlerinin ekonomi politikasıdır. Onların sıcak paralarına faiz ve nema ödeyebilmek için halkın elindekine el konması gerekmektedir. İşte ekonomi politikası budur. Halkın ekmeğine el koyarak, el konan bu parayı New York ve Londra’ya transfer etmektir.
Şimdi bir de 2023 Temmuz ayı ile 2025 Temmuz ayı arasındaki kredi kartı borç artışları ile kredi kartı takipteki alacaklar rakamlarını karşılaştırarak halkın borç batağındaki halini görelim. Rakamların hepsi artışı daha net görebilmek için dolara çevrilmiştir.
Tablo karışık gibi gelebilir, aslında çok basit iki tarih arası karşılaştırmadır. Hükûmet’in başa geldiği 2023 yılı Haziran ayı sonrası 7 Temmuz 2023 rakamları ile en son BDDK tarafından yayınlanan 4 Temmuz 2025 tarihli rakamların karşılaştırılmasıdır.
Geçen iki yıl içinde kredi kartı borçları DOLAR BAZINDA yüzde 86 oranında artmıştır. Bu artış dolar bazında müthiş bir artıştır. Vatandaşın harcamalarını karşılayabilmek için borca yüklendiğini göstermektedir.

TAKİPTEKİ KREDİ KARTLARI ise vahametin boyutunu ortaya çıkarmaktadır.
2 yıl içinde icra dairelerine devredilmiş alacak tutarındaki artış, yine dolar bazında yüzde 549’dur.
İnanın Mehmet Şimşek’ler buna sevinerek bakmaktadır. Çünkü onların hedefi “talebi kısmaktır”. İcraya verilen her vatandaş “TALEBİ KISILAN VATANDAŞTIR”. Onların ekonomik programına uygun gelişmedir.
Bugün milyonlarca insanımız icra dairelerinde sürünmektedir. İşte liberal ekonomi programının gerçek hedefi budur. Yine tekrar ediyorum hedef “TALEBİ KISMAKTIR!”
İç cephe kışkırtılmaya hazır durumdadır. Çoluğu çocuğu ile aç kalan vatandaş dirlik düzen tanımaz. Bunun sonucunda Türkiye, Siyonist İsrail ve Emperyalist ABD’nin saldırıları karşısında iç cepheden yarılma tehdidi ile karşı karşıya kalır.