Evrensel temalar, mini öyküler: Bu Bir Masal Değildir
1713’te Fransa’nın Langres kasabasında doğan Diderot, bir Cizvit kolejinde eğitim gördü. Din eğitimi almasını istediği ailesinin yönlendirmesiyle Paris’e gitti. Burada fikri değişen Diderot farklı alanlara kaydı ve Hukuk eğitimi aldı. Yazar ve çevirmen olmak istediğinde karar kılmasının ardından bu yöne doğru ilerledi. Bu durumu kabullenmek istemeyen babasının sırt çevirmesi sonucu uzun yıllar boyunca maddi sorun yaşadı. Diderot, en önemli eserlerini 1740’larda kaleme aldı ve yine aynı dönemlerde Fransız Aydınlanması’nın önemli isimlerinden Jean Jacques Rosseau ile tanıştı.
Fransız Devrimi’ne giden yolda Aydınlanma Çağı’nın önemli isimleri arasında yer aldı. Devrimin sembollerinden biri haline gelen Ansiklopedi’yi (Encyclopédie) Jean le Rond d'Alembertile birlikte yazdı. Ansiklopedi’ye ek olarak pek çok oyun da ortaya çıkardı ve bu oyunlar edebi başarısını tescilledi. Alembert’in Rüyası, Kaderci Jacques ve Efendisi, Romeau’nun Yeğeni gibi eserleri ise ancak ölümünden sonra basılabildi. Diderot, akciğer embolisi hastalığı sebebiyle 1784 yılında Paris’te öldü. Günümüzde Aydınlanma Çağı dendiğinde akla ilk gelen yazar, eleştirmen ve felsefeciler arasında yer alıyor.
Türkiye’de de pek çok eserini okuma fırsatı bulduğumuz Diderot’un iki felsefi öyküsünün yer aldığı “Bu Bir Masal Değildir” adlı kitabı Can Yayınları tarafından 2022 yılında yayımlandı. Alper Bakım çevirisiyle basılan bu kısa eserde kitaba da adını veren öyküye ek olarak Bourbonne’lu İki Dost adlı başka bir öykü daha yer alıyor.
“…üzgünken neşeli gibi davranır, neşeli olmak istediğimizde suratımızı asarız hiçbir şeye yabancı kalmak istemeyiz, edebiyatçılar siyasetten konuşur, siyasetçiler metafizikten, metafizikçiler ahlaktan, ahlakçılar ekonomiden, ekonomistler de edebiyattan ya da geometriden… Kulak vermek ya da susmaktan ziyade herkes bilmediği şeyler hakkında gevezelik eder, saçma bir kibir ve nezaket uğruna birbirinin canını sıkar.”
DİDEROT'TAN FELSEFİ ÖYKÜLER: 1- BU BİR MASAL DEĞİLDİR
Diderot, okurla konuşarak öyküsüne girizgah yapıyor ve karakterler arasına okur rolünde birini de eklediğini söylüyor. İki kişi arasındaki bağların aslında sanıldığı kadar saf olmadığını, aşk, sevgi, sadakat gibi öğeler ekseninde anlatıyor. İki ayrı hikâyeyi peş peşe okuyoruz. Onu seven bir kadının aşkına sadık kalmayan bir adam ile aşkına bağlı bir adamı görüyoruz.
Bayan Reymer’a aşık olan Tenie, iyi kalpli sadık bir genç olarak tanıtılır. Kadın rahat bir yaşama düşkündür ve başka erkekleri tercih eder. Tenie’nin bağlılığı karşılıksız kalır. Diğer öyküde ise Gardeil, yoksuz bir adamdır. Mademoiselle de Cheux ona aşıktır. Kadın, onun için pek çok şeyi feda eder. Maddi manevi destek olur. Gardeil zaman içinde ondan uzaklaşacaktır. Elbette Cheux bunun sonucunda büyük bir acı yaşar.
Öyküsünde fedakârlık, nankörlük, ahlaki çöküş, sadakat gibi kavramları ele alan Diderot, aynı zamanda erdemli olmak mutluluk getirir mi sorusuna yanıt arıyor. Karakterlerin birbirleriyle olan iletişimleri üzerinden iyilik ve kötülük gibi kavramları da sorguluyor. Hayatın gerçekliği tüm çıplaklığıyla anlatılırken, masallardaki gibi iyi olanın ödüllendirildiği bir dünyanın aslında var olmadığına değiniyor.
BOURBONNE’LU İKİ DOST
Askere dahi aynı anda gidecek kadar yakın olan Felix ve Olivier adlı iki dostun öyküsünde yine pek çok duygu durumunu anlatıyor Diderot. Olivier’nin ölümüyle sarsılan Felix’in dostunun arkasından seçtiği hayat ve yaptıklarını okuruz. Olivier’in eşi ve çocuklarının olması bu durumu daha da zorlaştıracaktır.
Dostluk, fedakârlık, aşk, sadakat, toplumsal adalet gibi temalara değinen Diderot yine felsefi temelli edebi bir öykü kaleme alır. İnsan doğasını başarılı bir şekilde resmeder ve bunu incelikli bir üslupla yapar. Aynı zamanda din ve din adamları hakkında da söyleyecek sözü vardır.
Henüz Diderot ile tanışmamış okurların başlangıç olarak seçebileceği kısa ve hoş bir okumalık “Bu Bir Masal Değildir.”
Keyifli okumalar dilerim.
“Nihayetinde üç tür masal olduğu söylenebilir. Aslında çok daha fazla tür var diyeceksiniz… Tamam, istediğiniz gibi olsun. Ama ben her şeyden önce Homeros Homeros, Vergilius Vergilius ve Torquato Tasso Torquato Tasso’nun yazdıklarını diğerlerinden ayırıyor ve onlara olağanüstü masallar demeyi tercih ediyorum.”