Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 16°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Filistin için üç film

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

İnsan merkezli politik filmleriyle tanınan Filistinli yönetmen Hany Abu Assad, üç filmiyle bir süredir dijital sinema platformu Mubi’ye konuk oluyor. Yarın (11 Ekim) 64 yaşına basacak olan Abu Assad, Filistin-Nasıra’da doğduktan sonra Hollanda’da mühendislik eğitimi alan ve sinemada karar kılan bir sanatçı. Filistin sorununu salt propaganda değil ahlaki ikilem düzeyinde ele alan, gerçekçi bir sinema dili, sade diyaloglar ve güçlü karakterler kullanan yönetmen, İsrail işgali altındaki yaşamın psikolojisini yansıtan filmleriyle uluslararası çapta ses getirmiş durumda. İhanet ve vicdan, özgürlük ve kişisel sorumluluk, aşk ve umut, başlıca temaları olarak öne çıkıyorlar.

Kudüs’te geçen ve Filistinli bir kadının aşk ve özgürlük mücadelesini anlatan “Rana’nın Düğünü” (2002) ve Filistinli iki gencin intihar saldırısına hazırlanışını öyküleyen “Cennet Şimdi” (2005) ile tartışmalar yaratıp çeşitli ödüller kazanan Hany Abu Assad’ın Mubi’de gösterilen üç filmi şunlar: “Ömer” (2013), “İdol” (2015), “Huda’nın Sırrı” (2021).

İHANET ETMEK, İHANETE UĞRAMAK

Modern Filistin sinemasının en bilinen ve en güçlü yapımlarından biri olan, eleştirmenlerce “Filistin sinemasının dönüm noktası” olarak tanımlanan “Ömer” (Omar), işgal altındaki Batı Şeria’da bireysel ahlak, ihanet ve direniş temalarını alabildiğine derinlemesine işleyen bir yapım. Anlatılan, genç bir fırıncı olan Ömer’in öyküsü.

İsrail’in inşa ettiği büyük duvarı sık sık aşarak aşkla sevdiği Nadia’yı ziyaret eden, Nadia’nın ağabeyi Tarık ve yakın arkadaşı Amjad’la eylem gerçekleştirerek bir İsrail askerini öldüren Ömer, yakalandıktan sonra cezaevinde ajanlık teklifi alır. İsrail istihbaratı onu işbirlikçiliğe zorlarken, direniş arkadaşları da ondan kuşkulanmaya başlar. Olaylar, gerçek ile yalan arasında gidip gelirken Ömer’in öyküsü politik bir trajediye dönüşür. Film, halen yankılanan bir soru atar ortaya: İhanet etmek mi daha kötüdür, ihanete uğramak mı?

FİLİSTİNLİ KADINA BAKIŞ

Yönetmenin politik ve trajik anlatımının yerini bu kez umut dolu, gerçek bir başarı öyküsünün aldığı “İdol” (El İdool), Gazze’nin cadde, sokak ve sahillerini mekan edinerek, Filistinli çocukların bastırılmış hayallerini konu ediniyor.

Film, Filistinli şarkıcı Muhammed Asaf’ın gerçek yaşam öyküsüne dayanıyor. Gazze’de büyüyen Muhammed, çocuk yaşta olağanüstü bir ses yeteneği sergiler ve kız kardeşi Nur’un da teşvikiyle dünyaca ünlü bir şarkıcı olma hayali kurar. Ancak Gazze’deki yaşam koşulları, abluka ve yoksulluk nedeniyle bu hayali gerçekleştirmek neredeyse imkansızdır. Küçük çocuk, Nur’un ölümünden sonra, bir televizyon yarışmasına katılmak üzere Gazze’den Lübnan’a geçmek için tehlike dolu bir yolculuğa çıkar.

Politik-gerilim olarak tanımlanabilecek “Huda’nın Sırrı”, yönetmenin en karanlık filmi olarak niteleniyor. Genç bir kadın olan Reem, saçını kestirmek için Huda’nın kuaför salonuna gider. Ancak bu sıradan iş, Huda’nın onu şantaj sonucu tuzağa düşürmesiyle korkunç bir hal alır. Huda, Reem’i İsrail istihbaratı adına çalışmaya zorlamak için fotoğraflarını kullanır. Genç kadın bu olaydan sonra hem kendi hayatını hem de ailesini kurtarmaya çalışırken, öte yandan da Filistin direnişiyle ve toplumun kadınlara bakışıyla yüzleşir.

Bu üç film, “İşgal sadece dışsal bir güç değildir, zihinlerimizin içine sızmıştır” diyen Hany Abu Assad’ı, Filistin direnişini, Filistinli çocuk ve kadınları, İsrail yıkıcılığından önceki Gazze’nin cadde ve sokaklarını, Batı Şeria gerçeğini tanımak için çok iyi bir fırsat sunuyor. Filistin direnişine üç etkili ve derinlikli bakış… Seyretmenizi öneririm.

Filistin Film