Her yurtdışına giden fani mutlaka 2.sınıfı tadacaktır


Yazar: Bir arkadaş var adı Murat, geçen oturduk çay içerken bana "hangi ülke vatandaşının ne kadar zengin doğduğundan" bahsetti. Bahsettiği ülkeler cücük kadar çöl sülalelerinin emirlikleri.. Yeraltı kaynaklarını hüpletmeleri karşılığında vahşi batı'dan aldıkları sus payları bile zenginlik ölçüsü olmuş. Ne biçim sömürüldüklerini var düşün.
Çizer: Zenginin malı biraz Murat bey'in çenesine zahmet vermiş belli ki. Onun bunun sömürgesi olacağıma Atatürk'ün savaşarak kurduğu bağımsız Türk Milletinin bir ahvadı olmak gibisi var mı.. Hem şu çöl zenginleri madem öyle niye ülkelerinde keyif çatmayıp da, modern Türkiye'ye gelip selfi çekip dururlar?
Yazar: Ya şu düştükleri konediye ne demeli; Tramp hazretleri bunları ziyaret ediyor, bir kaç kılıç dansing yapıyor ve milyar dolarlık silah filan satıp bir de "sizi koruyalım" diye askeri harcamalarını da peşin peşin alıp dansing dansing geri uçuyor! İsrail'in Amarika'dan aldığı bol kepçe hibelerin, silahların kaynağını sormadan kaymağını yemeleri filan?
Çizer: Bu konu o kadar hasır altı ki, hasır dağları patladı patlayacak.. Patlamadan şu benim çizim emeğimin üzerine iki kelam etsek diyorum ne dersin Yazarım?
Yazar: Benim espiriyi iki kareye bölüm çizmişsin ya; Birinci kareye bakınca " hop aile var! Ne o öyle ?" tarzı bir hoplama olmadı değil yani..
Çizer: Hah! Ben de tam öyle olsun diye tasarladıydım işte..Biliyorsun buradaki mecramızın avantajı okurumuz parmacıklarıyla kaydırarak izliyor karikatürümüzü. Benim işim de iki gram espiriye azıcık merak ve gizem katmak..
Yazar: E iyi de madem öyle benim sana verdiğim espiriyi sündüre, sündüre 10 gizeme böl de çizgi roman olsun madem?!
Çizer: Ha! Bak o da olur, üstelik güzel olur lakin; Senin espirinin de on kare sürecek vuruculukta bir hikaye içermesi lazım. Hoş verdiğin üç kuruşa çizgi roman gibi karikatür yaptırmak da ayıp olur yani.. Kölelik de bir yere kadar..
Yazar: O hooo..ğo! Beyimiz isyanın eşiğindeymiş meğer.. Çizer bey çizer bey herşey para değil bak çizdiklerinin manevi karşılığını şu kaliteli Aydınlık okurları ne de güzel yorumlarıyla veriyorlar maaşallah..
Çizer: He ya doğru! Mübarek ağzınla söyledin " Maaş-Allah" diye! 'Maaşını Allah versin' e getirdin ya helal olsun :D
Yazar: Evet ben anladım sen komiksin. Her yiğidin bir hak arayışı vardır, sen de güzel ifade ettin bravo.
Çizer: O yiğidin bir borç kamçıları var kiii.. Kamçıları yiye yiye bitiremedi o yiğit..
Yazar: Senin Süleyman abin var ya hani mesaiden sonra arada masa tenisi oynuyorsunuz duyuyorum..
Çizer: Evet ne olmuş? Arada kafa dağıtıyoruz stres atıyorum iyi bi'şey sana da tavsiye ederim.
Yazar: Demek istediğim fena oynamıyormuşsunuz, binada yenmediğiniz kimse kalmamış. Madem öyle profesyonel turnuvalara katılsanıza iyi para var. Borçlarını da ödersin hem
Çizer: He he.. Sen dalganı geç! Senin tuzun kuru tabii olan kölelelre oluyo. Ver gazı " aslansın, kaplansın" Sonra git istiklal'de Kafe Makiyato köpüklü takıl. Seni okura havale ediyorum. Takdir etsin güzel okurum..