Hükûmet iktidarını mı korumaya çalışıyor?
Geçen hafta yapılan Para Politikası Toplantısı sonucunda faizler 3 puan düştü. Ancak düşmesi gereken bence çok daha fazla idi. Perşembe günü PPK toplantı notları açıklandı. Tam bir karşı atağa hazırlık metni. Sanki şunu diyor, “çok baskı yaptınız, faizi düşürdük ama bizim taraf buna çok bozuldu, görün bakın biraz zaman geçsin yine arttıracağız.” neymiş efendim, temmuz ayında enflasyon hafif artış eğilimindeymiş.
Yine hafta içi açıklanan imalat sanayi kapasite kullanım oranı son 5 yılın en düşük seviyesinde yüzde 74,1. 5 yıl öncesi de pandeminin en yoğun yaşandığı 2020 yılı Ağustos ayına denk geliyor. Orada bile kapasite kullanım oranı yüzde 73’e düşmüş.
Dış ticaret açığı haziran ayında geçen yılın haziran ayına göre yüzde 38,8 oranında artmış. Dış ticaret rakamları gerçekten alarm veriyor.
İşsizlik rakamları ise tam bir dipten gelen volkan patlaması sinyalleri veriyor.
Tablo, TÜİK’in hazırladığı son işsizlik verileri raporundan alınmıştır. Burada çarpıcı olan grafiğin en üstündeki çizgidir. Bu çizgi “geniş tanımlı işsizlik” verilerini göstermektedir. En altta bulunan çizgi ise bize işsizlik oranını vermektedir. Dikkat edilirse iki çizgi arasındaki fark giderek artmaktadır. Bu artışın anlamı şudur; çalışan nüfus artık iş aramaktan vazgeçiyor.
Şöyle daha rahat anlatabiliriz. Hazine Bakanımız bize fiyat istikrarında her şeyin olumlu ve kontrol altında olduğunu anlatıyor. Enflasyon düşüyor, hatta tek rakamlara kadar inecek diyor. Biraz baskı görünce 3 puan faiz indiriyor. Yukarıda anlattığım gibi ama temmuzda enflasyon yukarı doğru biraz hareketlendi deyip, bizi yeni faiz arttırımı ya da en azından faiz indirmeme iklimine hazırlıyor. Yine de demek istiyor ki “ekonomi tıkırında”.

Hiçbir gösterge ekonominin iyi gittiğini göstermiyor.
Burada şunu sormak istiyorum. Ben bunları rahatça görüyorum da Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ve diğerleri görmüyor mu? Onlar görmüyorsa, onların yardımcıları kulaklarına fısıldamıyorlar mı? Hadi diyelim Cumhurbaşkanı “Terörsüz Türkiye” ve diğer yurt dışı işlerle meşgul, çevresinden hiç kimse işlerin iyi gitmediğini fısıldamıyor mu?
Bunların oralarda bilinmediğini sanmıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı maden işçilerinin grevini 60 gün ertelerken, bunlar neden bu kadar ısrarlılar diye sormuyor mu?
Ekonomide bu gidiş yurt savunmasında iç cepheyi yarıcı noktaya doğru gidiyor. Artık asgari ücretliden de bahsedemeyecek hale geliyoruz. Çünkü geniş tanımlı işsizlik, gerçek işsizlik halini almaya başladı.
Dışarıdan para gelecek bahanesi ile New York ve Londra bankerlerine milyar dolarlar akıtma süreci sanki “BARIŞI SATIN ALMA OPERASYONU” gibi görünüyor.
Böyle giderse barışı satın alma bize ve iktidara daha pahalıya mal olacak gibi görünüyor.