12 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İhtiyacımız olan sözüne güvenilir bir hükümet

Oktay Ekşi

Oktay Ekşi

Eski Yazar

A+ A-

MUSTAFA İLKER YÜCEL

1) Ak Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan önceki gün yaptığı konuşmada “2023’te bambaşka bir Ak Parti olacak” dedi. Parti’nin son dönem merkez yöneticilerindeki ve il başkanlıklarındaki değişiklikleri göz önünde bulundurursak daha “merkez sağ”a çeken bir Ak Parti mi oluşmaya başladı? Erdoğan “bambaşka” derken neyi kastediyor?
Tayyip Erdoğan’ın “2023’de bambaşka bir AK Parti olacak” şeklindeki sözünün geçtiği konuşmayı okudum. Orada partinin ne yapısında, ne yönetiminde, ne ideolojisinde ve ne de programında yapılması öngörülen bir değişiklikten söz edilmiyor. Dahası, kendisinin parti yönetimini yeni ellere devredip “tarafsız Cumhurbaşkanı” olarak ülkeyi yönetmesi gibi bir değişiklikten de bahsetmiyor. Konuşmada partililere dönük bol bol -ve içi boş- övgüler var. O nedenle AKP’nin “2023’te nasıl bir BAMBAŞKA PARTİ olacağını” ben şahsen kestiremedim.

Siz gerçi partinin “merkez yöneticilerinde ve il başkanlıklarında yapılan değişikliklerden” söz ediyorsunuz ama ben şahsen rutin olanlar dışında bir değişikliğin yaşandığına da henüz tanık olmadığımızı düşünüyorum. Eğer yanlış bilmiyorsam örneğin -kendisinin de seçim sonuçlarını Türkiye ile eşdeğer tuttuğu- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini, önce 13 bin 769, sonra 816 bin gibi büyük oy farkıyla kaybeden İstanbul AKP İl örgütüne henüz bir fatura çıkarmadığı kanısındayım. Aynı şeyi Ankara ve Antalya illeri için de söyleyebiliriz.
Keza “31 Mart seçiminde bir şey olduğunu söyleyemiyorum ama bir şeyler olduğuna inanıyorum” gibi tuhaf sözlerle birinci seçimin iptalinde başrole soyunan Genel Başkan Yardımcısının da yerli yerinde durduğuna kaniyim.
O nedenle Tayyip Erdoğan’ın o sözlerle, “Bu geminin bu kadroyla ve bu yükle selamet sahiline gidemeyeceğini” gördüğünü ama henüz ne yapacağına karar vermediğini veya veremediğini düşünüyorum.

2) İlk soruyla bağlantılı olarak; kabine değişikliğine kesin gözüyle bakılıyor. Türkiye’nin önündeki ciddi güvenlik ve ekonomi sorunlarını nasıl bir kabine çözebilir?
Ben de birinci yanıtımla bağlantılı olarak söylemek isterim:
Kabinede kimin kendisine “başarılı”, kimin “başarısız” göründüğünü ne kamuoyu biliyor ne de bu konuya ilişkin söylentilerde, yazılanlarda bir tutarlılık var. Onları sanıyorum ki sadece kendisi biliyor. O nedenle “kabinede değişiklik” söylentileri de bence şanlı basınımızın uydurmalarından ibarettir.
Türkiye’nin önündeki ciddi güvenlik ve ekonomi sorunlarını bugünkü kabine çözse veya çözüyor gibi görünseydi bu soruyu yöneltmezdiniz. O dahi gösteriyor ki, “bugünkünden başka” bir kabinenin çözebileceğinde siz de benim gibi düşünüyorsunuz.
Sorunuz bağlamında ben ilk ihtiyacın “her gün kabadayılık taslayan beyanlar” yerine az konuşan, söylediğini yapan, güvenilir bir yönetime (kabineye) acilen ihtiyaç olduğuna inanıyorum.
Boş lafla peynir gemisi yürüseydi şimdiye kadar Münbiç’e yüz kere girmiş, Fırat’ın Doğusunu çoktan halletmiştik. Oysa hâlâ lafımızla eğleniyoruz.
Güvenlik bağlamında söylediğim bu “sözüne güvenilir hükümet” ihtiyacı aynen “ekonomi” konusunda da geçerlidir.

3) İyi Parti’nin eski Medya ve Propagandadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya CHP, HDP ve İyi Parti’nin yeni anayasa için gizli bir çalışma içinde olduklarını yazdı. Taşkaya CHP’yi İbrahim Özden Kaboğlu’nun; HDP’yi Mithat Sancar; İyi Parti’yi de Bursa milletvekili Ahmet Kamil Erozan’ın temsil ettiğini iddia etti. Terörle arasındaki mesafe herkes tarafından bilinen bir partiyle yapılacak Anayasa’dan ne beklemeliyiz?
CHP’nin HDP ve İyi Parti ile “gizli” bir Anayasa çalışması içinde olduğunu ben bugünkü (dünkü) Yeni Şafak gazetesindeki haberden öğrenmiştim. Sizin sorunuzdan anlıyorum ki o bilgi, İyi Parti’li Adem Taşkaya’nın bir yazısından kaynaklanıyormuş.
İbrahim Kaboğlu’nu aradım ama telefonuma yanıt alamadım.
Yeni Şafak’taki haberde hiç içerik olmamasına rağmen başlıkta bir “Federasyon Anayasası” hazırlığından söz ediliyordu.
Hazırlık metniyle ilgili hiçbir içerik vermeden böyle “Federasyon Anayasası” hazırlandığını iddia etmek ancak Yeni Şafak isimli gazeteye yakışırdı. Ama bence ciddiye almaya değmez.
Sizin sorunuzda da “içerik”le ilgili bir bilgi olmadığı için söz konusu haber ve iddia hakkında bir yorum yapamıyorum.