Yandex
22 Mart 2025 Cumartesi
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İslam’da din-devlet ilişkisi üzerine

Muhammet Nur Doğan

Muhammet Nur Doğan

Gazete Yazarı

A+ A-

İslami düşünce doğrultusunda üretilmiş bulunan eserler insanlığın irfanına oldukça renkli metaforlar kazandırmış ve fikir hayatımızın önüne hikmetli düşünüşün kapılarını açmıştır.

Bu mücevher değerindeki metaforlardan birisi de İslam’da din-devlet ilişkilerinin mahiyetini açıklayıcı nitelikteki şu arapça ibaredir: “E’s-sultan zıllullah fi’l-arz.”

İbarenin anlamı şudur:

“Sultan (sulta/ erk/ devlet) Allah’ın yeryüzüne düşmüş gölgesidir.”

Ancak, bu tümcede geçen “sultan” sözcüğüne çok yanlış bir biçimde “hükümdar/padişah” anlamı verilerek hataya düşülmüş ve İslami düşünüşün fikir tarihimizin boynuna astığı elmas değerindeki bu mecazın işaret ettiği müthiş gerçek ıskalanmıştır.

Bu ıskalanma insanlık adına tehlikeli bir şuur kaybının sebebi olduğu kadar, Müslümanların din ve devlet algısında, din-devlet ilişkisi anlayışında ortaya çıkan arızaların da temel nedenini oluşturmuştur.

BİRLİK VE ADALET

Gerçeğe hakikat-mecaz, teşbih-istiare, mecaz-kinaye gibi edebî sanatlar bağlamında bakıldığında görülür ki; burada “sultan” kelimesi ile kast edilen şey; sulta, erk, yani devlettir.

Devletin “Allah’ın gölgesi” olarak düşünülmesinin sebebi ise; onun varlık nedenini oluşturan birlik (vahdet) ve adalet gibi temel değerlere vücut vermesi ve bu üst değerlerin koruyuculuğunu yüklenmesi dolayısıyladır.

Yani Allah’ın yeryüzündeki gölgesi asıl itibarı ile tevhid (kozmik birlik) ve bu evrensel büyük birlik olgusunun teminatı olan adalettir.

İşte sulta, yani toplumun teşkilatlanmış hâli olan devlet, varlığını büyük birliği sağlamaya ve adaleti tesise adamış olması durumunda, -tabi ki mecazen- Allah’ın yeryüzüne düşmüş gölgesi gibi düşünülmeye hak kazanmış ve bu durumda toplumun saadetinin güneşi, bahtının yıldızı olmuştur.

İşin ilginç yanı İslami düşünüşün temel kaynağı durumundaki Kur’an’da “din” kavramının en esaslı karşılıklarından birinin “adalet” olduğu gerçeğidir. Yaygın inancın aksine İslam bir Arap, Fars ve Türk kültürü birikimi konusu olmayıp; evrensel ahlak, hukuk ve adalet normlarının insanlığa sistematik bir şekilde yeniden sunulması meselesidir.

ÖNEMLİ SORULAR

Buradan hareketle şöyle bir sonuca varmak mümkündür:

İslam, kendini evrensel ahlak ve hukuk sisteminin korunması ve mutlak adaletin tesisi işine adamış bir sistem olması açısından, devlet varlığının en esaslı payandası, belki de meşruiyetinin en anlaşılabilir kaynaklarından birisidir.

O zaman bugünün sosyal, kültürel ve siyasal konjonktürünün gündemimize soktuğu şu sorulara bir göz atalım:

İslam’ın siyasallaşmış veya ideolojik karakterli bir “devlet” talebi var mıdır?

Var ise bu “devlet” talebinin özünde yatan gerçek nedir?

İslam, bağlılarından hangi nitelikte bir devlet fikrine sahip olmalarını istiyor?

Bu devlet bir “din devleti” mi, bir “ruhbanlar sultası” mı olacaktır?

İslam, inananlarına bir “İslam devleti” kurmalarını yahut “şeriat yönetimi” oluşturmalarını farz kılıyor mu?

Kur’an’daki bağlamından kopartılarak dönüştürülen “şeriat” sözcüğü ile anlatılmak/dayatılmak istenen şey nedir?..

Ve, nihayet;

Din-Laiklik bahsinde neler söyleyebiliriz?

Önümüzdeki yazılarda bu kıldan ince, kılıçtan keskin sorulara cevap aramaya çalışacağız.

İslam Din Devlet