Kadın erkek ilişkisinin “ İmamoğlu” bağlantısı!

Kadın erkek ilişkisinin “ İmamoğlu” bağlantısı!

Yazar: Sıradan mucizelerimizdir aslında; sakin bir ortamda gözlerini kaparsın ve yaşın elverdiğince geçmişe yolculuk edersin. Belki yıllar önce yan yanayken seni ter bastıran güzel kızın kokusunu duyarsın o an.. Belki de ilkokula giderken annenin sana hazırladığı beslenme sepetindeki soyulmuş salatalığın kokusunu hatırlarsın..
Çizer: Hocam ben o kadar geriye gidince hıyar kokusu yerine genelde sünnette çektiğim acıları veya bisikletten düşünce kırılan bacağımın sızısını hatırlıyorum. Zorlayınca, bendeki şerit; çocukluk sarsıntıları senaryosu şeklinde oluyor.
Yazar: O işler öyle.. Çok da şey’etmemek lazım. Lakin şu bizi geçmişe gönderiveren beynimizin gizemli mucizesi resmen “zamanda yolculuk!” Bunu da atlamamak lazım.
Çizer: Peki bunun karikatür konumuzla mutlaka alakası olduğunu düşünüyorum hocam?
Yazar: Evvet! Bekle bak sonu nasıl bağlanıyor karikatürümüze; 80’li yıllar.. bu yazar Mimar Sinan Üniversitesi- Güzel Sanatlar Fakültesi’nin Grafik 2.sınıfı öğrencisi ve oturmuş denize bakan akademinin meşhur kütüphanesinde önünde koca koca kitaplar ders çalışıyor.. Yüzünde lisede patlamış ergen sivilcelerinin izleri hala belli belirsiz duruyor. Ayrıca henüz sevgili edinememenin ezikliğini hissettirmeyen ifadesi de var.
Çizer: Kolay işler değil hocam, öyle dışarıdan göründüğü gibi kızlı erkekli ortamlar.. Armut piş ağzıma düş bir kenara, armudu ateşte közleyip biberi özleyip, üzümün de çöpünü ayıklamak zor zanaattı o yıllarda..
Yazar: İşte o günlerden bir gün platonik platonik kestiğim kızlardan biri “lap” diye gelip kütüphanede yanıma oturmaz mı! Mağrur durmaya çalışıyorum ama defterim kayıyor kalemlerim yuvarlanıyor filan.. Fena haldeyim belki kekeleyeceğim bekli de salyam akacak. Kelebekler içimde illegal ordu olmuş içeriden midemi bölmeye çalışıyorlar belli ki!
Çizer: Hadi hocam talih kuşuna iki cikcikle gösterin kendinizi!
Yazar: Gerek kalmadan kız dile geldi hatta sadede geldi: “ Sen grafikteydin di mi, benim kuzenin üniversitesi amblem logo yarışması açmış benim yeteneğim yok sen yapar mısın beraber katılalım güzel para veriyorlarmış kazanana?
Çizer: Vay hocam pişip kucağınıza düşen armut daha ne yapsın maşallah:)
Yazar: Sonunu dinle canım Çizerim, kız üniversitenin adının baş harflerinin “ u,c,n,c “ olduğunu söyledi gitti. Bilgisayar falan yok öyle bir tarih, güvercinle haberleşme çağının az sonrası gibi düşün. Tüm gazımla gece gündüz kartona yaza çize amblem logoyu hazırlayıp o güne özel yıkadığım kot pantolonumu çekip okula gittim ve işi teslim ettim kıza. “ Sağol “ dedi ama ben anladım ki; “ Ah harikasın! Muhteşem yeteneğine bayıldım sana deliler gibi aşığım..” demek istedi..
Çizer: Eee hocam?
Yazar: E’si hüsran maalesef, kız o günden sonra benim yüzüme bile bakmadı.. Ben de ayarları bozulan her delikanlı gibi burnumu içimden çeke çeke yiğitliğe ok değdirmedim açıkçası.. Neyse yıllar sonra öğreniyorum ki; benim ablem logo yarışmada birincilik ödülü almış ama kız kendi adına katıldığı için sessiz sedasız paraya konmuş.. Al sana sarsıntı! Tabii kaybolan karşı cins güvenini tekrar ilmek, ilmek dokumak yıllarımı aldı..
Çizer: Tamam neyse geçmiş olsun tekrardan hocam yalnız bizim konuya bağlamadın?
Yazar: Ha şöyle; UCNC adlı üniversitenin açılımı, “University College of Northern Cyprus” imiş Türkçe meali, Kuzey Kıbrıs Üniversitesi Koleji ! Yani bizim İmamoğlu’nun 90’lı yıllarda Kıbrıs’a gidip iki yıl paralı okuduğu YÖK’ün tanımadığı üniversite! İllegal geçişle oradan İstanbul Üniversitesine kapağı atmıştı hani.. İşte Erkek kadın ilişkileri hakkındaki karikatür esprimin bana çağrıştırdıkları..