05 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kadın gazeteciler medyada kadın ve seçim

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Medya bir toplumun kurulu düzeninin en açık biçimde dışa vurumudur. Nesnel. Elle tutulur. Dille vurulur.

En önemli ölçütü de kadındır.

Sistem kadına nasıl bakıyor?

Bizim için çok önemli.

Gazeteci olduğumuz için değil yalnızca. Milletvekili adayıyım. Vekaleten gidiyoruz ya. Seslendireceğiz. Hem kadın hem erkek.

Neyi nasıl değiştireceğiz, nereden işe başlayacağız.

Çünkü medya aynı zamanda bir mücadele alanı.

Geniş kitlelerin demokratik biçimde sesinin duyurabilme aracı.

Yerim dar. Yazılı, görsel ve sosyal medya ayrımı yapmadan yazacağım.

Bir: Kadın çalışanlar.

Cinsiyet ayrımının en şiddetli yapılan alanlarından biri.

“Cam tavanlar” vardır denir. Kırıp yükselmek isterseniz bile zarar görürsünüz. Sizin yeriniz her zaman birin bir altıdır.

Aynı siyasetteki gibi. Karar verici yer ve karar verici yeri etkileyen yer. Sistem sizi oradan uzak tutuyor. Çünkü bütün dünyadaki devrimlerden de biliriz. Değişiklik isteyen durumundan memnun olmayanlardır. Kurulu düzenin yöneticileri, sizi karar verici konumlardan uzak tutmaya çalışır. Sınıf içinde sınıflama.

Yönetici kadrolarına yükselmeniz engellenir, bu kadınların hem siyasette hem de işgücündeki temsil sorununuza da yol açar. Zaten sistemin belirlediği yaşamda koşullarınız hiçbir zaman eşit değildir.

REKABET KOŞULLARI

Erkeklerden daha fazla çalışırsınız.

Rekabet koşulları eşit değil ki.

Çantanız bile eşit değil. Çantanızdan kartvizitinizi çıkarıp haber kaynağınıza uzatmanızda bile eşitlik yok. Sizin çantanızda neler var.. Kadın olmaktan gelen bütün ayrıntı günlük malzemeler… tarak fırça ve de çocuğunuzdan arda kalan şeker çikolatanın kağıdı çeri çöpü… alışveriş listesi… aralarından eşelenip de siz kartvzitinize ulaşana kadar erkek meslektaşınız tak iç cebinden çıkarıp uzatıverir.

Daha az ciddiye alınırsınız. Hemen kadınlığıyla ilgili mizah yapılır… Bütün çizerlerin ağırlıklı olarak erkek olması, mizah konusunun da öznesinin de yaşamda tersi olmasına karşın “kadın” olması rastlantı değildir.

Kurulu düzenin konumladığı dar alanda hareket yeteneğiniz zaten kısıtlıdır.

Yazılı medyada daha az, ancak görsel medyada fiziki özellikleriniz nedeniyle ayrımcılığa uğrarsınız. Evet, “görsel medyada” “görsellik” önemlidir. Ama ondan ibaret olabilir mi…

EVDE SİZİ BEKLEYEN KARINIZ YOK

Rekabete eşit şartlarda koşuya başlamıyorsunuz, eteğinizden tutanlar çok.

Eşinizin terliği olmasa bile, çocuğunuz varsa kalemi defteri… ödevi… veli toplantısı… karne günü… aşısı… maması…

Öyle bir meslek ki çalışma saatleri belli değil.

Yerel basın aslında Türkiye’de basında demokrasinin belkemiğidir. Yöneticinizle de izleyicinizle de doğrudan ilişki içindesiniz. Halden anlamaları da denetlemeleri de daha kolaydır. Bir koşu gidip gelebilirsiniz.

Kendi aracınız yoksa hele büyük kentte... hiç girmeyeyim o konuya. Gece dönüşü var… zamanında yetişmesi var… Çocuğu yuvadan kim alacak heyecanı yeter. Adımlar bile hesaplanır.

Evde sizi bekleyen bir “karınız” yoktur.

Hatta “kocanız” olması ayrı bir gerginlik konusu.

Eve geldiniz.

Yeni koşu başlar.

İkinci işinizde yoğun mesai... toplumsal işbölümü ve sorumluluk baskısı omuzlarınızda ek ağırlık…

Ne zaman kendinizi geliştireceksiniz, iki satır okuyacaksınız, verilere ulaşmak için araştıracaksınız.

Kadın gazeteciler medyada kadın ve seçim - Resim : 1

CİNSELLİĞİNİZLE REKABET

Haber yaparken bile cinselliğinizle rekabete zorlanırsınız.

Sizi neden tercih etsin…

Öyle bir düzen ki… hak edene vermiyor. Zaten gelir dağılımı da dahil adil değil.

Aslanın ağzından özel haberi nasıl kapacaksınız.

Öyle olmasa bile, diğer meslektaşları öyle bakar...

Hah işte bundan dolayı aldın damgası, bakışı hazırdır.

Yükselmenizin yolu genel yayın yönetmeninin odasından geçer derler…

Geçtiği de olur…

Yen içinde kalır…

Yükselmek hak ettiğiniz yere gelmek zordur.

Evet!!

Geliyoruz liyakat sorununa!!

NEDEN MİLLETVEKİLLİĞİ

Neden siyaset! Neden milletvekili adayıyım! Neden Vatan Partisi!

"Vatan Partisi iktidarında, torpil işlemez, kartvizit geçmez, rüşvet sökmez”…

Kadınlarda bedeli çok yüksek!

Liyakat gelecek. Her alanda.

Kadın gazeteciler medyada kadın ve seçim - Resim : 2

KADININ MEDYADA SUNULUŞU

Çünkü kadın olsun erkek olsun medyada bir de kadını “sunuş” var.

O gazetecileri ne yapacağız.

Haber atlatmak… reyting artırmak… tıklanmak için kıyasıya rekabetin kadın önemli bir “nesne”!!

16 yerinden bıçaklanmış  hatta eteği de hafifçe sıyrılmış kadın fotoğrafı…

Deprem acıları… insanların özelini saygısızca yansıtan… kışkırtan… ne kadar gözyaşı o kadar seyirlik… o kadar başarı…

Zavallı gözü morarmış kadınlar… yerlerde saçlarından sürüklenenler…

O kadının anası, babası çocuğu vardır, canı acımaz mı… kendisi neden o durumda seyirlik olsun… sistem boş ver diyor, kapacağın işe, konuma bak, parana, puluna bak…

Tiyatroda selam verirken askısı düşüveren kadın sanatçının özel flaşş haberi…

Bedenin sergilenmesi olmazsa olmazlardandır

Basının dili, Türkçesi… hemen sizi ele verir. Kadını aşağılayan benzetmeler-göndermeler, sövmek için kullanımı… cinayeti kimin işlediğini bile anlarsınız kullanılan fiilden. Erkek şerefini kurtarır. Kışkırtılır mecburen elini kana bulamıştır. Çözüm… Erkeğe en ağır ceza! Oh rahatladık. Yola devam.

Dizilerdeki örneklemeler… onu ye… bunu giy… bunu iç… boş ver dünyayı hedef kırmızı tabanlı topuklu ayakkabı…

Hiç Sugar dady… sugar mummylere girmiyorum…

Of yeter! Böyle gitmez!

Vatan Partisi kaçınılmaz.

İŞLERİ KOLAYLAŞTIRMAK UCUZLATMAK ÇOK KOLAY

Kadının her mesleğe göre işlerini kolaylaştıran ve ucuzlatan olanakları yaratmak o kadar kolay ki.

Kreş…yuva… yemek-temizlik hizmetleri… toplu taşımanın uygun ve erişebilir olması… şehircilik anlayışı vb. Bunlar en kolayı.

Yaparız.

Plan-program hazır.

KÖKÜ KAZINACAK

Ama kökü kazımak gerekiyor.

Bir bütün.

Köklü bir tarama.

Ve ninnilerden başlayarak çocuk şarkıları…

Öykü kitapları…

Ders kitapları…

Aile eğitim programları..

Üretici, kendine güvenen kadını ve erkek, uyum içinde mutlu anne ve baba… o ortamda yetişen çocuk.

“Bir kadın olarak ben” diye söze başlamayan kişilikli kadınlar.

Kadına bakışı kökünden değiştirecek kadın ve erkekleri yetiştirmek.

Türk toplumunda işiniz hiç zor değil biliyor musunuz…

Bu konuda iddialıyız. Biliyoruz.

Mutlaka Meclis’te olmalıyız.

Anahtar sizde.