Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Macron’un durdurulamayan düşüşü

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Bugün, son anda bir gelişme olmazsa, bir yıl içinde üçüncü azınlık hükûmetinin düşmesine tanık olacağız. Başbakan François Bayrou 2026 bütçesine destek alma umudunu yitirmesiyle birlikte Meclis’ten güven oylaması istedi. Hem milliyetçi Ulusal Birlik partisi hem de sosyal demokrat partiler güven oylamasında karşı oy vereceklerini açıkladılar.

Macron’un seçildiğinden bu yana sekiz yıldır uyguladığı neoliberal ekonomik programların doğal sonucunu yaşıyoruz. Macron bu süre içinde bir milyar avronun üzerinde kamu borcu alarak V. Cumhuriyetin en çok borç alan lideri oldu. Fransa, Yunanistan ve İtalya’dan sonra Avrupa’nın en borçlu ülkesi. Artık Macron yolun sonuna gelmiştir. İstifası ve/veya azli istenmektedir. Hükûmetin düşmesiyle birlikte Ufukta yeniden bir erken seçim görülmekte.

SİSTEM ZATEN KRİZ İÇİNDEYDİ

Önceki iki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve François Hollande dönemleri artık sistemin çıkmaza girdiği ve yönetilemez olduğunu ortaya çıkarmıştı. Sarkozy ve Hollande’ın temsil ettiği sistemin sağ ve sol ayakları sakatlanmıştı. İzlenen Atlantikçi ve küreselci politikalar ile 2007’de başlayan mali krizin körüklediği ekonomik kriz artık bir dönemin kapandığını işaret ediyordu.

MACRON SİSTEMİ KURTARMA PROJESİYDİ

İşte Macron böyle bir dönemin ardından sahneye sürüldü. Belki sistemi kurtarmada bir umut olur diye sistemin bu sağ ve sol ayağının desteği ile. Öyle olmayacağını 8 Mayıs 2017’de bu köşeden “Macron Fransa’yı yönetemeyecektir” başlığı ile yazmıştım. Bir gün sonraki yazımın başlığı “İktidarsız cumhurbaşkanı”ydı. Yazıda, “Macron, sağlı sollu iflas eden sistem partilerinin yerine küresel güçler ve yerli işbirlikçileri tarafından bir proje olarak hazırlanmış, medyanın ve sermayenin gücünü arkasına alarak seçilmesi sağlanmıştır.” deniyordu.

KRİZ MİLLİYETÇİLİĞİ GÜÇLENDİRDİ

Atlantikçi küreselcilerin iflasına dikkat çekiyor ve Avrupa’da Milliyetçiliğin yükseldiğine sekiz yıl önce vurgu yapıyordum:

“Son yıllarda Batı dünyasında özellikle de Avrupa’da küreselleşmenin yarattığı sosyal, siyasal ve ulusal değerlerin yıkımına karşı bir uyanış başlamıştır. Bu dalganın başını da Avrupa’da Marine Le Pen’in Milli Cephe partisi çekmektedir. Küresel sistemin partileri halkı işsizliğin, yoksulluğun pençesine kaptırmış, ekonomi iflas etmiş, borç batağına batmış ve dışarda emperyalist amaçlar için saldırgan ve işgalci politikalar izlemiş. Halkın bu kesimlerinin umudu bu “aşırı sağ” denen partiler olmuştur.”

2017 seçimlerinde Macron’un karşısında ikinci tura kalan Marine Le Pen “Mücadele küreselcilerle vatanseverler arasında geçmektedir” demişti. Sağlı sollu sistem partilerinin iki partili tahterevalli hükümet sistemi çökmüş, milliyetçiler üçüncü bir güç olarak ortaya çıkmıştı.

Macron iktidarının ikinci yılında Sarı Yelekliler Hareketi ile sarsılmış ama Kovid-19 salgını ile kurtulmuştu.

MİLLİYETÇİ ULUSAL BİRLİK ANAHTAR PARTİ

2022’de yine Marine Le Pen ile karşı karşıya kaldı ve her iki seçimde de Macron tüm sosyal demokrat sülalenin (Sosyalistler, Komünistler ve Yeşiller) desteğini alarak cumhurbaşkanı seçildi. Fakat bu kez 2022 genel seçimlerde hükümet kurma çoğunluğuna ulaşamadı. Kurduğu azınlık hükûmetleri ise toplam iki yıl yaşadı.

Geçen yıl Avrupa Parlamentosu seçimlerinde milliyetçi Ulusal Birlik Partisi karşısında tam bir hezimet yaşamasının ardından, Meclis’i feshetmesi Macron açısından sonun başlangıcı oldu. Yapılan genel seçimlerde Macron Meclis’te çoğunluğu kaybederken, Marine Le Pen’in partisi birinci konuma yerleşmişti. Fakat Meclis’te hiçbir parti ve ittifakın hükümet kurma çoğunluğu yoktu. Ulusal Birlik Meclis’te birinci parti olmanın yanında anahtar parti durumuna geldi.

Fransa tekrar Macron cephesinin oluşturduğu ve cumhuriyetçilerin desteklediği azınlık hükümetleri dönemine girdi. Birincisinin ömrü 3 ay ve ikincisinin ömrü de 9 ay olacak. Her iki azınlık hükümetinin de sorunu ekonomik iflasın içindeki ülkede, oluşturdukları yıllık bütçenin destek alamaması.

UKRAYNA SAVAŞINDA RUSYA KARŞITLIĞININ BEDELİNİ ÖDÜYORLAR

Artık birçok Avrupa Birliği (AB) ülkesinde olduğu gibi Fransa’da da ekonomik kriz ve siyasi kriz ülkeyi iflasın eşiğine getirdi. Bu krizlerin artmasına neden olan en önemli olay Avrupa’nın Rusya’ya karşı Ukrayna’yı desteklemesi ve yaptırımlar uygulaması. Ve bunun sonucu olarak yaşanan görülmemiş enerji krizi, enflasyon, artan işsizlik ve yoksulluk ve dönen sanayi çarkının yavaşlaması ve durma noktasına gelmesi.

HÜKÛMETSİZ FRANSA EYLEMLERİN ÖNÜNÜ KESMEYE ÇALIŞIYOR

Avrupa’da bu küreselci savaş kışkırtıcılarının başını Macron çekti ve çekmeye devam ediyor. Artık hükümetin düşmesi ve 10 Eylül’de başlayacak halk eylemleri Fransa’yı ve Macron’un geleceğini belirsizliğe sürükleyecektir. İstifa etmiş bir hükümet iki gün sora başlayacak halk eylemlerini bastırmak için on binlerce polis ve jandarmayı bugünden seferber etmiş durumdalar.

Fransa Emmanuel Macron