“Sanat”, şiddetin üzerini örten kadife bir örtü müydü yoksa?

Yazar: Ey çizerim, gördün mü sonunda geldiğimiz nokta:” Sanat sanat için mi yoksa, toplum için midir?” sorunsalına! Güzelce sanatını konuşturup çizdiğine göre sence “ sanat sanat için “ galiba hım?
Çizer: Sanatın sanat için olması zaten toplum için oluyor! Hayatın zengin fakir ayırmadan dertli ve kafa karıştırıcı detaylarıyla yoğurduğu insancık; arada kafasını toparlamak için müzik dinler, resim bakar, video izler. Gerçekliğin kuru ve acı veren halini görmezden gelmek için sanat dediğimiz her şeye değer verir onunla bağ kurar..
Yazar: Vay be! sen de ne dolmuşsun, bir dokunduk eteklerin boşalıverdi aha buracığa. Gerçi sorduğuma hala cevap alamadım bu arada?
Çizer: Lafımı kesmeseydin iyiydi, anca ısınıyoruz Yazar bey! Demem o ki; İnsancık, her daim hayatın kendisini taklit edebilen türlere kıskançlıkla saygı arasında tepki vererek icracılarını beslemeye devam eder. Yetenek kavramı ise habire sanat kelimesine kuyruk gibi takılmaktadır ki; yanlış olmamakla birlikte eksik bir takılmadır.
Yazar: Güzel kardeşim izninle bu konuyu şimdilik bir kenara bırakalım, yerimiz dar başka zaman yine bu konuyu didileriz. Bu arada çizimdeki heykelin de hakkaten çok güzelmiş param olsa kesin alırdım. Kaç paradır o heykel belki seni satarım o heykeli alırım belli mi olur ..
Çizer: “Satış” espirin çok şık olmadı ama mizah gazına veriyorum artık. O heykel tek parça değil, meyva tabağı bir İngiliz heykel şti betondan yapmış 14bin5oo’ e bırakırlar, el heykeli de polimagnezyumdan fabrikasyon; 3600 ‘e almayanı dövüyorlar. Ben birleştirdim özgün bir tasarım oldu.
Yazar: Hım fena değilmiş. Senin elin değince orjinalleşmiş..”Para versen alamazsın” olmuş artık. Yok ben almayayım alana da mani olmayayım.
Çizer: Ben aslında karı- koca karakterlerine takılırsın sanmıştım yazarım?

Yazar: Bu senin patatesin üstüne iki yumurta kondurarak tipitoş yapmanı seviyorum ama yeni karakterler yaparken tıkanma riskin olur mu diye de düşünmedim değil açıkçası?
Çizer: Evet! Bana böyle gel dostum; merak etme hiç tıkanmaz bu kalem, bir küçük bıyık bir Fransız saç kesimi alır götürür beni yeni tiplere..

Yazar: Ben bilmem okur bilir diyerek pası okuyucumuza atmak benim için şahane bir kaçış oldu vesselam.

Çizer: Yazarcım biliyor musun insanın senin gibi akıllı düşmanı olacağına “ abdal” dostu olmasını yeğlerim ;)

Yazar: Yine bana taş gibi laf attın ya helal olsun!

Çizer: Olsun!