Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Senyorajı milli gelire çevirme serüveni ve sonu

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Senyoraj, bildiğimiz gibi paranın üretim maliyeti ile üzerinde yazan, yani nominal değer arasındaki farka verilen addır.

Paranın basımı ile dağıtımı sonrası arada oluşan gelire ise senyoraj geliri denmektedir. Para basmanın neden devletlerin tekelinde olduğunun da en açık nedenidir. Çünkü arada oluşan fark çok büyük bir gelire denk gelmektedir.

İşte özellikle ABD’nin, bugün vazgeçemediği gelir bu gelirdir.

ABD, 1944 yılında Kaliforniya’nın Bretton Woods kasabasında toplanan konferans sonucunda, 2. Dünya Savaşı galibiyetinin ekonomik karşılığını kendi parası olan doların dünya parası olarak kabul edilmesi ile almıştır.

Dolar altın ile denkleştirilmiştir. 1 ons, yani 31 gram altın 35 dolara eşitlenmiştir. Diğer ülkelerde paralarını bu denkliğe göre sabitlemiş ve dünya ticareti bu denklik üzerinden yapılmıştır.

Bu aslında büyük bir kolaylıktır. Ama bu kolaylığı yaratan ABD, bu denklikten dünya hakimiyeti çıkarmaktadır.

1960’larda başlayan ABD’nin Vietnam saldırıları, ABD’nin harcamalarının müthiş şekilde artmasına neden olmuştur. ABD harcamak için daha fazla dolara gereksinim duymaktadır. ABD artık doları altın karşılığına bakmadan basmak zorundadır. 1971 yılında ABD Başkanı Nixon, 1 ons altın = 35 dolar denkliğini bozar. ABD’yi takiben diğer sanayileşmiş ülkeler, başta İngiltere, paralarını sabit kurdan ayırarak oynak kura geçerler.

Dünyada müthiş bir para basımı başlar. Para basımı dolayısı ile parası dünya ticaretinde kullanılmayan ülkeler bu gelişme sonunda nispi olarak fakirleşir. Para basımı enflasyona yol açmıştır.

ABD ve Batı’nın sadık müttefiki durumunda olan İran şahı Rıza Pehlevi The New York Times gazetesinde yaptığı açıklamasında durumu şöyle anlatır.

“Petrolün fiyatı tabii ki artacak, hem de nasıl! Siz (Batılı ülkeler) bize sattığınız buğdayın fiyatını yüzde 300 artırdınız, aynı durum şeker ve çimentoda da geçerli. Bizim ham petrolümüzü alıyor, onu rafine ettikten sonra tekrar bize 100 katı fiyata satıyorsunuz. Bundan sonra adil olan bize petrol için daha fazla ödeme yapmanızdır. Diyelim ki on kat daha.”

Hegemonyacı Atlantik sistemi yeni bir ekonomik döneme girmiştir. Bu durumu kendi lehine ve gelişmekte olan ülkeler aleyhine Şah Rıza Pehlevi’nin ifadesi ile kullanmaktadır.

OPEC-petrol üreten ülkeler bu duruma 1974 yılında ham petrole yaptıkları büyük artış ile yanıt verirler.

Atlantik sistemi durumu dilediği gibi kullanmak için tüm askeri ve diplomatik silahlarını kullanarak petrol üreten ülkeleri dize getirir.

Artık Atlantik, üretim yerine neredeyse bedavaya mal olan parasını kullanarak ülkesindeki refahı katlayarak büyütecektir.

Burada Tanzimat aydınlarına değinmeden geçemeyeceğim. Bizdeki Batı hayranları da bu zenginleşmenin, Batılıların sanki genetik üstünlüklerinden, zeka ve çalışkanlıklarından kaynaklandığını sanarak, onlara hayranlık duymaya devam edeceklerdir.

Ancak zaman yine çalışanın ve üretenin yanındadır. Bugün Atlantik sistemi ülkeleri paradan para kazanma döneminin bittiğini anlamakta fakat geriye dönmenin getireceği maliyetlere katlanmak ağır bedeller getirmektedir.

Artık dünya değişmektedir. Üretenin kazanacağı dünya önümüzde durmaktadır.

ekonomi