11 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Siyasi hayatımız çamurlu zeminde

Oktay Ekşi

Oktay Ekşi

Eski Yazar

A+ A-

1-Sözcü yazarı Rahmi Turan’ın "Saray’a giden CHP’li" iddiasını kaleme aldığı yazısı gazetecilik kurallarını hangi açıdan ihlal etmiştir? -İhlal varsa- "Kulis bilgisi" nasıl yazılır?
Sorunuz dokuz yıl önce bıraktığım Basın Konseyi Yüksek Kurul üyeliği dönemimi anımsattı. O zaman bu soru karşıma çıksa, "Konunun Yüksek Kurula gelmesi ihtimali olduğu için peşinen oyumu açıklama anlamına gelecek bir yanıt veremem" derdim.
Oysa şimdi öyle bir sıfatım yok. O nedenle sorunuzu rahatça yanıtlayabilirim:
Rahmi Turan’ın 20 Kasım 2019 tarihli Müthiş Bir Haber!" başlıklı yazısında:
"Saraya yakın bir haber kaynağım:
Sana müthiş bir haber vereceğim. Bomba gibi bir haber" dedi.
"Bomba gibi müthiş haberler, doğru olsa bile çoğu zaman tekzip edilir. Bu da yalanlanacak cinsten olmasın" dedim.
Haber kaynağım ısrar ederek:
"Hayır, yüzde yüz doğru ve tekzip edilmesi mümkün değil" dedi ve anlattı:
"9 Kasım akşamı çok önemli bir siyasetçi sizin "Saray" bizim "Külliye" dediğimiz yerde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın huzuruna çıktı.
CHP’li olduğu belirtilen o önemli kişi Külliyeye kendi aracıyla değil, değişik plakalı başka bir araçla girdi. Kapıdaki görevliler talimat aldıkları için bilinmeyen plakalı aracın Külliyeye girmesine izin verdiler.
Önemli kişi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir süre sohbet ettikten sonra yine değişik plakalı başka bir araçla Külliyeyi terk etti.
CHP’li önemli kişinin AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la memleket meselelerini konuştuğu, Erdoğan’ın ona:
"Türkiye’nin güvenliği için senin CHP Genel Başkanı olman gerekir" dediği belirtildi. CHP’li siyasetçinin önce ses çıkartmadığı, sonra itiraz eder gibi bir ifadeyle:
"Engellerim var" şeklinde cevap verdiği ifade edildi.
AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ise:
"Düşün, karar ver. Memleketin iyiliği için bu gerekli. Ben de yardımcı olurum!" şeklinde yanıt verdiği belirtiliyor.
Şimdi "Kim bu önemli CHP’li?" diye soracaksınız değil mi?
Külliyeye yani Saraya yakın haber kaynağım bana önemli bir CHP’linin adını söyledi. Ben de bunu sormak için o kişiyi aradım fakat tüm çabalarıma rağmen ulaşamadım.
Onayını almadığım için de hiçbir isim açıklamıyorum.
***
Türk siyasetinde farklı ve ilginç gelişmeler olduğunu göstermesi bakımından bu olay bana çok önemli geldi.
Anladığım kadarıyla CHP’de sular bulandırılmak isteniyor!
CHP, muhtemel bir erken seçim öncesi yıpranmamak için her türlü önlemi almalıdır. Peki bu nasıl olmalı?
Akıl vermek ne haddime? CHP’deki kurt politikacılara bunu ben öğretecek değilim."
***
Konunun, Basın Konseyi Meslek İlkeleri’nin:
"Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez" şeklindeki dördüncü maddesi;
"Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz" şeklindeki 6’ncı maddesi ve;
"Gazeteci, kaynaklarının gizliliğini korur. Kaynağın kamuoyunu kişisel, siyasal, ekonomik vb. nedenlerle yanıltmayı amaçladığı haller bunun dışındadır" şeklindeki 11’inci maddesi ışığında incelenmesi gerekir diye düşünüyorum
Bu yazı yayınlandıktan sonra geçen sürede:
1. Tayyip Erdoğan’ın kendisi ve yakınları haberi çok kesin bir ifadeyle haberi tekzip ettiler.
2. Haberi kamuoyuna duyuran Rahmi Turan "Hata yaptım. Çünkü haberi destekleyen belge istemem gerekirdi" demekle kalmadı. Haber kaynağı olan Talat Atilla isimli gazeteci Oda TV’ye "Haber kaynağı ben değilim" deyince ortaya çıktı ve "Haberi bana Talat Atilla verdi" diyerek kaynağı da açıkladı.
3. Bu durumda:
Verdiği haber yalan çıktığı için Rahmi Turan Basın Meslek İlkelerinin 6’ncısını,
Haberde "iftira" niteliği taşıyan ibareler bulunduğu için Basın Meslek İlkelerinin 4’üncüsünü ihlal ettiği gerekçesiyle "kınanması" gerektiğine inanıyorum.
"Haber kaynağının iyi niyetli olmadığı Talat Atilla’nın Oda TV’ye yaptığı açıklamadan anlaşıldığı için kaynağın ismini vermesi nedeniyle Rahmi Turan hakkında bir yaptırım gerekmediği kanısındayım.
Talat Atilla’nın her üç maddeden de KINANMASI gerekir diye düşünüyorum.

2-"Saray’a giden CHP’li" tartışmasında arka arkaya yapılan açıklamaları izlerken zihninizden neler geçti?
Muharrem İnce’ye yapılan iftira, siyasi hayatımızın ne kadar çürük ve çamurlu bir zeminde sürüp gittiğini gösteriyor. Yazık ki bunca yılın badiresinden hâlâ yeterli dersi çıkarabilmiş değiliz.

3-HDP’nin erken seçim çağrısını, CHP ve İYİP’in bu çağrıya desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz? HDP neden erken seçim istiyor?
Yer kalmadı. İzin verirseniz bu soruyu başka bir tarihte yanıtlayayım.