Yandex
12 Temmuz 2025 Cumartesi
İstanbul 23°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Son merkezi bütçe verilerinin ‘faiz giderleri’ açısından analizi

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçen hafta içinde nisan ayı merkezi yönetim bütçe kalemlerinde gerçekleşmeler açıklandı. Ben baştan şu gözlemimi paylaşmak istiyorum; Türkiye bu kadar kasıtlı kötü yönetildiği halde gerçekten yoku var yapıyor. Üretmeye ve yaratmaya devam ediyor. Azalan tutarlarda da olsa vergi toplayabiliyor. Türkiye bilerek; yoksulluk, işsizlik tuzağına itilse de direnmeye devam ediyor.

Sayın Nihat Zeybekci verdi veriştirdi. Yetmedi Yeni Şafak gazetesi, ekonomi yönetimini manşetten ve çok ağır eleştirdi.

Sayın Cumhurbaşkanı ısrarla, hızla batmakta olan ve birbirine girmeye başlayan Batı merkezleri ile arayı iyi tutmak için bu ekonomi yönetimine dokunamıyor.

Dünyada devrimler sadece aşağıdan gelen baskı ile gerçekleşmez. Aynı zamanda merkezde bölünme ve kargaşa büyük devrimlerin ortaya çıkmasında kaçınılmaz belirtilerdir. Bugün Atlantik Sistemi, Trump yönetimi ile birlikte birbirine düşen ve kafa tutan bir merkezi liderlik durumundadır.

Bunun sonu Atlantik için büyük çöküştür. Ben bunu Kaynak Yayınları’ndan yeni çıkan “ABD Neden Batıyor” isimli kitabımda da detaylı anlattım.

TÜRKİYE BATANLA BİRLİKTE BATMAYI GÖZE ALIYOR

Türkiye’de iktidar halen bu sistemin kuyruğuna takılarak batanla batmayı, ölenle ölmeyi göze alıyor.

Aşağıda Hazine ve Maliye Bakanlığı sitesinde açıklanan merkezi bütçe verileri konusunda, özellikle hazine bonosu ve devlet tahvili faiz giderlerini analiz eden birkaç veri paylaşacağım.

Bu bütçe ile ödenecek faizlerin yerine bu paralar rahatlıkla Türkiye’nin kalkınmasına harcanabilirdi. Halkın refahının yükseltilmesine kaynak olabilirdi.

Türkiye’nin 4 aylık faiz gideri 724 milyar 609 milyon TL. Bugün dolar kuru 1 USD=40 TL. Yani biz 724.609/40= 18 milyar 115 milyon dolar kadar ödediğimiz vergilerden faiz ödemişiz.

Herkes bu para ile şu kadar okul, hastane inşa edilir derdi.

Ben başka bir hesap yapacağım. Türkiye Varlık Fonu’nun, yani bu iktidarın bürokratlarının hazırladığı, en az 10-15 yıl önce yaptığı bir petrokimya tesisi projesi vardır. Varlık Fonu yöneticileri bana bu tesisin tüm maliyetinin 5-7 milyar dolar aralığında olacağını söylemişlerdi.

4 AYLIK FAİZ GİDERİYLE 2 PETROKİMYA TESİSİ YAPILIR

Sadece ilk 4 ayda ödenen faiz ile bu tesisten en az 2 tane yapılır. Bu tesislerin sadece istihdama katkılarını bırakın, Türkiye’nin yapısal iktisadi sorunlarından en kritiği olan cari açık denen laneti bitirir.

Türkiye her yıl 30 milyar dolar civarında petrokimya ürünü ithal etmektedir. Bu ithalat, bu para ile yapılacak yatırımlarla biter. Türkiye’nin cari açık döviz vs. gibi bir derdi kalmaz. Karadeniz’i ve Doğu Akdeniz’i delerek elde edeceğiniz doğal gaz yanınıza artı kalır. Gabar dağı petrolü yanınıza artı kalır.

Ne enflasyon ne işsizlik ne başka sorununuz kalır. Ama Batı’ya, Tanzimat’tan beri öykünme ve el açma artık bizim hakim sınıflarımızın genlerine işlemiş. Bu kadar açık gerçeği görmek onlar için çok uzak bir hayal.

Geçelim diğer bütçe rakamlarına.

Diğer tüm bütçe giderleri 2024 yılı ilk dört ayına göre, 2025 yılı ilk dört ayında yüzde 37,7 oranında artarken sadece faiz giderleri yüzde 98,8 oranında artmış. Yani neredeyse artış yüzde 100.

2024 yılında ödenen faizler toplam giderlerin yüzde 12,5’i iken. 2025 yılında bu oran yüzde 17,1’e yükselmiş.

Bu oranı toplam bütçe gelirlerine oranladığımızda karşımıza daha korkunç bir manzara çıkıyor.

Ödenen faizler 2024 yılında toplanan tüm bütçe gelirlerinin yüzde 16,3’ü iken 2025 yılında bu oran yüzde 21,5’e çıkıyor.

Bu sürdürülebilir değil. Ne Batı’ya yaranma ne de başka bir şey bunu devam ettirebilir. Türkiye’nin süzülen balı, o balı üreten arıların olacağına, dağın ayısına peşkeş çekiliyor.

bütçe Faiz