TRÇ ittifakı ve KKTC

Yerli ve milli sondaj gemilerimizle yaptığımız araştırmalar, Doğu Akdeniz’de büyük doğal gaz rezervlerinin olduğunu göstermiştir. Ancak Doğu Akdeniz artık sadece bir gaz sahası değil küresel güçlerin mevzilendiği bir çarpışma merkezidir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde konuşlanan ABD, İngiltere ve İsrail, Doğu Akdeniz’i bir NATO-Avrasya çarpışma zeminine dönüştürmüştür. Emperyalist Batı güçleri ve siyonist İsrail; tatbikatlarıyla, silah ve savunma sistemleri transferleriyle, hukuksuz adımlarıyla Türkiye’yi ve Asya güçlerini engellemeye çalışmaktadır.

Türkiye zaman zaman yalpalamakla birlikte; sondaj gemilerini denize indirerek, Mavi Vatan Doktrini’ni ilan ederek ve Deniz Kuvvetleri’ni güçlendirerek direnmiştir. Son olarak, Sayın Cumhurbaşkanı’nın Birleşmiş Milletler’de yaptığı KKTC’yi tanıma çağrısı oldukça önemlidir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Avrasya’nın yükselen teknoloji ve enerji güvenliği için stratejik bir üs haline dönüştürülmelidir. Çin’in Tayvan Adası ve Rusya’nın Russky Adası’na KKTC eklenmelidir, Avrasya’nın lider ülkeleri arasında dosta güven düşmana korku salan fiili işbirliği sağlanmalıdır. Çin ile uydu ve yapay zekâ merkezleri, Rusya ile hava savunma sistemleri ve nükleer, Pakistan ile savunma sanayii projeleri, Orta Asya ülkeleriyle veri merkezleri ve dijital altyapı alanlarında işbirliği yapılarak işe başlanabilir. Kıbrıs, Tayvan, Russky Asya’nın üç stratejik direği olacaktır. Türkiye, Kıbrıs üzerinden bu üçgenin bir ayağıdır.

KKTC’nin teknoloji ve güvenlik üssü haline gelmesi, devlet olarak tanınmasının önünü açacak ve dengeleri değiştirecektir. Bu durum sadece Türkiye’nin değil Avrasya ülkelerinin de çıkarınadır. Çünkü Kıbrıs üzerinden korunan her veri merkezi, her enerji hattı, her savunma sistemi ABD’ye, İsrail’e, İngiltere’ye karşı ortak bir direnişin parçası konumundadır.

Doğu Akdeniz’de güvenliğimizin sağlanması ve haklarımızın korunması ancak ve ancak Türkiye’nin yüzünü Avrasya’ya tam olarak dönmesiyle mümkündür. Bunun öncelikli şartı da zihinlerimizi işgal eden NATO’culukla savaşmaktır.

- Türkiye’nin en zor anında, NATO kapılarını kapatırken, ABD F-35’leri ve Patriot’ları vermezken yanımızda kim vardı?

- Acil yüksek irtifa hava savunma sistemine ihtiyaç duyduğumuzda, enerji güvenliğimizi sağlamak için nükleere ihtiyaç duyduğumuzda yanımızda kim vardı?

- Küresel salgın döneminde aşı gereksinimlerimizin karşılanmasında yanımızda kim vardı?

- Filistin davasında, Karabağ zaferinde yanımızda kim vardı?

Rusya, Çin, İran, Asya ülkeleri.

- Peki NATO Türkiye’ye neler getirdi?

Darbe, terör, ekonomik kriz, kültürel çöküş ve nice sorun.

AVRASYA KARTALI YÜKSELİYOR

Vatan Partisi’nin yıllardır savunduğu ve somut adımlarla hayata geçirmeye başladığı Avrasya işbirliği, son olarak MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli tarafından da “Türkiye-Rusya-Çin İttifakı” olarak dile getirilmiştir ve Türkiye bu devrimci dönüşümü kavramak zorundadır.

Çift başlı kartal figürü, Türklerin sıklıkla kullandığı sembollerden birisidir. Türkiye artık, çift başlı kartal gibi iki kıtayı birleştiren, kendi gövdesiyle Avrasya’yı saran bir güç olmalıdır. Zihinlerdeki Amerikancılık kartalın doğuya bakan kanadını kırmışsa da yeniden dirilme zamanıdır.

Rusya, Çin, İran düşmanlığı yaparak örtülü biçimde Batıcılığa savrulanlar düşüncelerini yeniden gözden geçirmeli ve tarihin durdurulamaz akışına ayak uydurmalıdır. Çünkü uygarlık Avrasya’dan yükselmektedir.