12 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye, Doğu Akdeniz'de haklarına sahip çıkıyor

Oktay Ekşi

Oktay Ekşi

Eski Yazar

A+ A-

1-Soru: 24 Haziran'dan itibaren Türkiye önündeki güvenlik ve ekonomik sorunları nasıl aşacak? Ak Parti tek başına bu sorunları çözebilir mi?

Cevap: “AKP saydığınız sorunları tek başına çözebilir mi” diye soruyorsunuz.
AKP’de o sorunları çözecek yetenek, birikim, beceri olsaydı o sorunları yaratmazdı.
Kısaca AKP’nin Türkiye’yi getirdiği sonuç gösteriyor ki, Türkiye’nin AKP iktidarıyla selamet sahiline ulaşması hayalden bile öte bir ihtimaldir.
O nedenle Türkiye’nin -sizin söylediğiniz gibi sadece- güvenlik ve ekonomik sorunları değil;
-Çağdaş uygarlıkla bağımızı koparıp ülkeyi tarikatlar, medreseler cenneti haline getiren uygulamalardan doğan sorunlarını,
-Yabancı ülkelerle olan ilişkilerimizden doğan sorunları,
- Demokrasinin tahrip edilmesinden doğan sorunları,
- Eğitim sisteminin çığırından çıkarılmasından doğan sorunları,
- İnsan haklarının hiçbir medeni ülkede görülmeyecek kadar kötüleşmesinden doğan sorunları,
- Hukuk devleti kavramının sadece okul kitaplarında kalmasından doğan sorunları,
- En kötüsü yargının adalet dağıtamaz hale gelmesinden doğan sorunları kısaca aklama gelmeyen öteki bozulmalardan doğan sorunları da tek başına çözmesi söz konusu değildir.

Dahası, artık ulus olarak bilmeliyiz ki Türkiye’nin AKP ile varabileceği tek yer, maalesef mutluluk değil, huzursuzluk, güvensizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve hüsrandır. O nedenle sizin sözünü ettiğiniz benim de ilaveten yazdığım sorunları aşmak için önce AKP’den kurtulması şarttır.

2-Soru: Sandıktan çıkan sonuç, Türkiye'yi nasıl etkileyecek?

Yanıt: Seçimin yenilenmesi hepimiz biliyoruz ki 31 Mart’ta CHP adayı Ekrem İmamoğlu Büyükşehir Belediye Başkanı seçiminde kazanmadığı için değil, KAZANDIĞI İÇİN Yüksek Seçim Kuruluna aldırılan kararın sonucudur. Ortada tüm “oy çalma” gibi ağır fakat kanıtsız iddiaların yaraladığı bir seçim sonucu yoktur. Onun yerine AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’u kaybetmek, AKP iktidarının sonunun geldiğinin göstergesidir” diye özetlenebilecek inancının tahrik ettiği bir inatlaşma vardır. Bu inatlaşma AKP’nin küskün taraftarlarını sandık başına götürmesi ve akla hayale gelmedik yeni oyunlar tertiplemesi ihtimallerini de düşünmeye hepimizi zorlamaktadır.

Tüm bunlarla seçim sonuçları AKP adayı Binali Yıldırım’ın “zaferi” şeklinde ilan edilirse, aynen 24 Haziran 2018 tarihindeki “Cumhurbaşkanlığı seçimi” sonuçları gibi devamlı bir tartışma yolu açılacaktır. Çünkü AKP artık seçim sonuçlarını kendi lehine çevirme konusunda kötü bir sicil sahibidir.

Binali Yıldırım’ın sakin kişiliği, olgunlaşmış politikacı kimliği İstanbul’a ne kadar huzur verir, onu ancak yaşayarak görürüz. Ancak olayın içinde Tayyip Erdoğan bulunduğu sürece ne ona ne de İstanbul halkına huzur gelmez.

Ama seçimi Ekrem İmamoğlu kazanırsa, Türkiye’de artık can çekiştiğini gördüğümüz demokrasinin tekrar yaşamımızda önemli bir etken olduğunu görmenin özgüvenini yaşarız. Dahası, AKP iktidarı -ülkedeki tek adam rejimine rağmen- artık her istediğini keyfince yapma hakkına sahip olmadığını görür böylece yukarıda saydığım sayısız bozulmayı en azından daha kötü noktalara götürmez.

3-Soru: Türkiye ve KKTC, Doğu Akdeniz'de attığı adımları hızlandırdı. Kapalı olan Maraş'ın yerleşime açılacağı ve Türkiye'nin KKTC'de askeri bir liman kuracağı açıklandı. Yavuz sondaj gemisi de bölgeye gönderildi. Bu adımlar bölgedeki dengeleri nasıl değiştirecek?

Yanıt:

Türkiye ve KKTC Doğu Akdeniz’de doğal gaz arayarak, -bu konuda hayli gecikmiş olmasına rağmen- haklarımıza sahip çıkmış görünüyor. Bunun uluslararası hukuk kuralları içinde atılan her adımının yanındayım. Ama karşımızda 7 ayrı devletin ve Avrupa Birliğinin oluşturduğu blokların bulunduğunu da göz önünde tutmalıyız. Kanımca Türkiye bir yandan arama faaliyetini sürdürmeli, öte yandan da muhataplarıyla diyalog kapılarını açık tutmalıdır.
Türkiye’nin KKTC’de bir askeri limana sahip olması, Kıbrıs’ın İngiltere, Fransa gibi ülkelerin askeri üs ve tesis sahibi olduğunu göz önünde tutarsak çok yerinde bir karardır. Çünkü uluslararası ilişkilerde diyalog ne kadar önemliyse, emr-i vakilere karşı tedbirli olup adım atmak da en az o kadar önemlidir.