Şehitlerin bayramını kutladım

Niksarlı büyük ozan Cahit Külebi, Kurtuluş Savaşı’mızı anlatan destanında der ki:
“Sana borçluyuz ta derinden
Çünkü yurdumuzu sen kurtardın
Hasta yorgun düşmüştük
Yaralarımızı sen sardın”
Büyük Atatürk’e söylenen bu dizeleri ben bugün şehitlerimize armağan ediyorum. Onlar vatanı yeniden yeniden kurtaran kahramanlar...
Dün, onlara dua etmek için Edirnekapı Şehitliği’ne gittim. Orda ulu Tanrı’ya seslendim. Şehitlerimizi hep mutlu kılması için...
Çünkü onlar ölümsüzdür...
Bizi duyarlar; dualarımızı da alırlar.
Vardım tümüne seslendim... O yavrularımızı manevi olarak kucakladım...
O ulu şehit babalarından Recep Topçu kardeşimle bayramlaştım. 1994 yılında Doğu Beyazıt’ta şehit düşen oğlu Beyhan Topçu’nun mezarına çiçekler bırakıyordu.
Konuşacak çok şey vardı ama hiçbir şey konuşamadık.
Bir başka şehidimizin başında Uğur Akkurt ile buluştuk. Yavuz Bahar arkadaşı imiş... 1994’te şehit olmuş. O, eşiyle birlikte her bayram gelir arkadaşını ziyaret edermiş. Uğur’un eşi dedi ki: “Yavuz’un sözü geçtiği zaman Uğur hep ağlar...”
Hepimiz ağlıyoruz aslında...
Ne diyor şehitlerimiz: “Bizi vurulmak değil, unutulmak öldürür!”
Ağlayan analarla konuşmak istedim ama içim elvermedi. Onların tek beklentisi var: Oğullarının unutulmaması, unutturulmaması ve hatıralarının lekelenmemesi...
Bu şehitlerin niçin şehit düştükleri unutulmaz ise, onların mücadelesine ters işler yapılmaz ise şehitlerimiz cennette mutlu olacaktır. Aksi ise onları bir kez daha öldürür...
Bu yiğitlerin önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum...

BAŞBAĞLAR ORADAYDI
Dün, Başbağlar Köyü’nde PKK’nın yaptığı katliamın 23. yıldönümü idi. Köy halkının İstanbul’daki temsilcileri şehitliğe gelip bir tören düzenlediler ve şehitlerini andılar. İmam duayı bitirince yanına varıp kendimi tanıttım. “Sizi tanıyoruz Rıza Bey.” dedi. Dedim ki: “2 Temmuz gecesi Ulusal Kanal’da Sivas ve Başbağlar katliamlarını andık. Sivas’tan Başbağlar’ı, Başbağlar’dan Sivas’ı ayırmak doğru olmaz. Sizden Sivas şehitleri için de dua etmenizi isterdim.”
Hoca efendi, bana hak verdi. Bu arada yanımıza Başbağlar Dernek Başkan Yardımcısı Adem Parto geldi. “Akşam Gazetesi’nden beri sizi takip ediyoruz!” dedi. Ona da Madımak ile Başbağlar’ı ayırmamak gerektiğini söyledim. Bana hak verdi. Sonra Dernek Başkanı Mehmet Ali Dikkaya ve diğer yöneticilerle tanıştık. Sivas-Başbağlar konusunda anlaştık.
“Her şeyi araştırdılar da Başbağlar’ın katillerini neden araştırmıyorlar? Bu medya neden Başbağlar’ı unuttu?” diye bana sordular.
Sohbetimiz uzayınca anladım ki bu sorunun cevabını aslında biliyorlar...
Değerli okurlarım!
Şehit haberlerinin gelmediği günlere ulaşmak dileğiyle bayramınızı kutluyorum.