05 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye sadece ABD ile bağını koparmadı NATO’yu da defterden sildi

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye belki de tarihindeki en önemli yol ayrımlarından birine gelmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Başkanı Putin arasında hafta içi gerçekleştirilen 7. Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) toplantısında savunma sanayi alanında yapılacak çok büyük bir işbirliğinin ilk adımı atıldı.

Toplantı sonrası Putin şöyle konuştu: “Türkiye’ye S-400 sistemlerinin sevk edilmesini öngören anlaşmanın hayata geçirilmesi, askeri-teknik alandaki önceliğimiz. Hükümetler arası heyet toplantısında Türkiye’ye modern Rus askeri ürünlerinin sevkiyatının detaylı şekilde ele alınacağı düşüncesindeyiz.”

HANGİ KONULAR MASADA?

Bu görüşmeler sonucu basına yansıyan bilgilere göre ilk önce Suriye ve Irak’ta gerçekleştirilen operasyonlarda kullanılan silahların temin edilmesi öncelikli olacak. Sonra halen TSK envanterinde bulunan Kornet tanksavar füzesi başta olmak üzere acil ihtiyaç kapsamındaki alımlar gündemde.

Bir süredir devam eden piyade silahı atış teçhizat ve araçlarına ilişkin ihtiyaçların giderilmesi de bu kapsamda değerlendirilecek. Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından sürdürülen projeler için “Motor” ve “Zırh” konusunda Rusya ile bir süredir çalışıldığına dair edinilen bilgi de akıllara Altay tankını getirdi.

BU KONULAR NEDEN ÖNEMLİ?

Birincisi: Türkiye’nin Nato’nun güney kanadında düşman Rusya’ya karşı ileri garnizon olduğu ezberi bozulmuştur. Zira Rusya, Afrin operasyonu öncesinde Suriye’de hava sahasını açarak Türkiye ile bir şekilde askeri ortaklık yapmıştır.

İkincisi: Yukarıda anılan işbirliği konuları öyle yabana atılacak önemsiz konular değildir. Eğer Türkiye bir zamanlar düşman görülen Rusya ile piyade silahından tutun, acil silah ihtiyacına, tank motoru ve zırhına, yüksek irtifa hava savunma sistemlerine kadar bir sürü askeri konu konuşuyor ve yaşama geçiriyorsa: Ya Türkiye, Amerika ve batıdan silah talep etmiyor ya da bu ülkeler bahsedilen silahları Türkiye’ye vermiyor demektir. Her iki durumda da resmen müttefiklik ilişkisi bitmiş demektir.

Bu noktada “Batı’nın silah vermemesi yeni değil, bazı durumlarda her ülkeden silah temin edilebilir.” Denilebilir. Ancak kimse kusura bakmasın ama yukarıda bahsedilen silah kapsamı basit bir silah ticaretini değil, ciddi bir ortaklığı sembolize etmektedir.

Üçüncüsü: Türkiye’yi hala Nato üyesi görenlere, yazdıklarımıza ikna olmayanlara şunu hatırlatalım: Bir ülkenin silah gamı o ülkenin hangi blokta olduğunu gösterir. Türk Silahlı Kuvvetleri silah gamında Nato baskındır, lakin bu değişmeye başlamıştır. Envantere Rus ya da Türk-Rus ortak üretimi silahların girmeye başlaması, Türkiye’nin Nato’yu sildiğinin bir ifadesidir.

NATO İLE YOLUN SONUNA GELİNDİ

Nato ile Türkiye arasındaki müttefiklik bağı 15 Temmuz darbesini planlayanların ABD’dede yuvalandıklarının ortaya çıkmasıyla fiilen kopmuştur.

Ayrıca Amerika, Türkiye’nin 40 yıllık düşmanı PKK-PYD’yi Suriye’de askeri ortak kabul ederek bu bağı kendisi bombalamıştır. Münbiç’teki Amerikan askeri; elinde dürbün yanında yeni müttefiki PKK/PYD teröristleri ile Türk gözlem noktasını izlerken “Türkiye ve Amerika müttefiktir, Türkiye Nato üyesidir!” denilebilir mi? Türkiye bunu görmüş; Amerika ile köprüleri atmış, Nato’yu da defterden silmiştir; ancak devlet işleri bireysel kararlar gibi hızlı ve açık olmuyor.

Sözün özü bundan sonra Batı ne ekerse onu biçecek, İspanyol El-Pais gazetesinde Carlos Yarnoz ne güzel demiş: "Türkiye, Avrupa'ya Thomas Jefferson'ın (ABD'nin eski başkanlarından) dediği gibi 'kırgın bir dostun en acımasız düşman olduğunu' gösteriyor."