14. Sigorta Haftası’nın ardından
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) tarafından 29 Eylül-5 Ekim 2025 tarihleri arasında 14. Sigorta Haftası kapsamında bir dizi etkinlik düzenlendi.
Sigorta sektörünün mantıksal temeli riskin yönetimidir. Günümüzü Risk Çağı olarak tanımlayan çok sayıda yazar vardır. Bunların içinde Ulrich Beck’i anmadan olmaz! Riski esprili biçimde şöyle tanımlayabiliriz: ‘ölçülebilen belirsizliğe risk denir, ölçülemeyen riske belirsizlik denir.’ Riskin üç boyutu vardır: geçekleşme olasılığı (likelihood), olası etki büyüklüğü (effect), vade (term). Gerek bireyler gerekse kurumlar (şirketler ve diğer kurumlar) karşı karşıya kaldıkları riskleri (finansal, operasyonel, uygunluk, ün) yönetmek için dört tür tutum izleyebilirler: tolere etmek eşdeyişle kabullenmek; risk oluşturan unsuru iyileştirmek; riskin olası hasarını üçüncü tarafa transfer etmek; riski oluşturan unsuru ortadan kaldırmak. Sigorta sektörü bu dört tutumdan üçüncüsü (transfer) konusunda hizmet vermek için ortaya çıkmış bir ekonomik sektördür. Sigorta şirketleri de kendi risklerini sigortanın sigortası olarak tanımlayabileceğimiz reasürans kuruluşlarıyla paylaşırlar. Sigorta sektörü genel olarak hayat sigortası ve hayatdışı sigortalar olarak iki alt bölümden oluşur. Sektöre ait genel bilgilenme ve sayısal veriler için Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) örütbağına bakabilirsiniz: https://www.tsb.org.tr/
SİGORTACILIĞIN FİNANSAL SEKTÖRDEKİ YERİ
2024 yılı verisiyle ülkemizdeki 40,4 trilyon TL’lik finansal sektörde sigortacılığın payı yüzde 5,83 olmuştur. Sigorta sektörü müşterilerinin risklerine güvence vermenin karşılığında onlardan ücret olarak prim alır, risk gerçekleşirse onlara (veya üçüncü tarafa) hasar tazminatı öder. Topladığı primleri de fon olarak ekonomide fon talep edenlere sunulması maksadıyla arz eder. Hatta bu konuda afet tahvilleri gibi yenilikçi finansal enstrümanlar bile kullanılabilmektedir.
Sektörün 2024’te toplam prim üretimi 2023’e göre yüzde 74 artarak 838 milyar TL (100 milyar TL’si hayat sigortası) olmuş. 2025 yıl sonu kestirimi ise 1,2 trilyon TL imiş. Bu prim gelirlerinde lokomotif sigortalar kara araçları sorumluluk, sağlık, yangın ve kasko branşları olagelmiş. TSB’nin açıklamasına göre, sektör ekonomiye 2,4 trilyon dolar fon sağlamış, sigortalılara da 339 milyar TL tazminat ödemiş. Sektörün toplam prim üretiminin ülkenin Gayrisafi Yurtiçi Hasılası’ndaki (GSYH) payı önemli bir göstergedir. Bu oran OECD ülkelerinde ortalama yüzde 7,1 (4,2 hayat, 2,9 hayat dışı) iken, ülkemizde yüzde 1,9 (1,36 hayat, 0,58 hayatdışı) şeklindedir! Oldukça alt düzeyde olduğumuz açık!
Küresel ölçekte Dünya prim üretiminin 7,2 milyar dolar olduğu ve Türkiye’nin payının yalnızca yüzde 0,45 olduğu düşünülürse gidilecek epey yol gözüküyor. Türkiye Dünyanın 18. büyük ekonomisi iken sigortacılıkta 33. sırada! Kader!
TSB’nin 2030 uzgörüsü halen yüzde 2,5 olan yayılımı (penetrasyonu) yüzde 4,7’ye çıkararak 44,3 milyar dolar prim üretimine ulaşmak imiş. TSB’nin amacı ülkemizi sigorta sektörünün en büyük 10 pazarından biri yapmak ve hasar ödeyen sigortacılıktan risk önleyen sigortacılığa geçiş ve de İstanbul’u bölgesel bir sigorta ve reasürans merkezi haline getirmek imiş. Bunları TSB Başkan Yardımcısı Yaşar Ocak’ın düzenlenen zirvedeki konuşmalarından öğrenmiş bulunuyoruz.
SİGORTACILIĞIN TOPLUMSAL İŞLEVİ
Sigortacılık dizgesi eğer düzgün çalışırsa, toplumun görünmez güvenlik ağı işlevini görebilir. Örneğin zorunlu afet sigortası (ZAS) ile depremin yanısıra sele, yangına, fırtınaya karşı koruma; kentsel dönüşümde bina tamamlama sigortası (BTS) ile koruma vb. örnekler verilebilir. Bu işlev ile sektör yalnızca bir risk transferi değil, toplumun direnç kapasitesini artıran bir güven mekanizması olabilir.
Sigortacılık ile ilgili konular Türkiye’nin Orta Vadeli Prpgramı’nda da yer almış. Örnekse yukarıda sözü edilen ZAS, BTS ve hatta Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Katılım (İslamî) sigortacılık vd.
SİGORTACILIKTA DİJİTAL DÖNÜŞÜM
Sigortacılık da teknolojik dönüşümlerden etkileniyor kuşkusuz! Fiyatlama ve hasar süreçlerinde yapay zekâ kullanımı ile cüzdan (portföy) optimizasyonu, büyük veri kullanımı ile salt geçmiş verilere dayalı değil gerçek zamanlı verilere dayalı analitik yöntemle yapmak (2024 yılında 81 milyardan fazla veri işlenmiş, günde ortalama 348 binden fazla poliçe üretilmiş ve günlük 116 binden fazla hasar dosyası açılmış yani epey büyük iş!), blokzincir kullanımıyla poliçelerin ve reasürans zincirinin saydamlığının artması, dijital ödeme sistemlerinin kullanımı, akıllı eksper atama, biyometrik doğrulama, teminat online, kişiselleştirilmiş sürüş alışkanlıklarını ölçen telematik aygıtların kullanımı ve yaşam tarzı verilerini dikkate alan kişiselleştirilmiş sağlık sigortaları gibi uygulamalar bu konuda örnek olarak verilebilir.
SİGORTACILIKTA YENİLEŞİM (İNOVASYON)
Değişen sosyo-ekonomik ve ekolojik koşullar nedeniyle sektörde yenileşim kaçınılmaz hale gelmekte ve yeni ürünler ortaya çıkmaktadır. Örneğin iklim değişikliği bugünün en acil risklerinden biri! Böylelikle sektör farklı kesimlere de ulaşabilmekte! Örneğin, parametrik sigortalar, mikro sigorta, gömülü sigortacılık ve siber sigorta çözümleri, sigorta sektöründe kapsayıcılığı artırıyor. Yapılan araştırmalar siber saldırıya uğrayan şirketlerin yüzde 43’ü müşteri yitimine uğruyormuş.
RİSK TRANSFERİNDEN RİSK YÖNETİMİNE: SERTİFİKALI RİSK YÖNETİCİSİ
Sektör artık risk transferinden risk yönetimine müşteriyle risk ortaklığına dönüştüğünden yeni bir iş pozisyonu doğmuştur: Sertifikalı Risk Yöneticisi. Bu pozisyon hem sigorta şirketlerinde hem de müşteri şirketlerde yerini almaktadır. Bu konuda sertifikasyon için meraklısına Londra’daki Risk Yönetimi Enstitüsü’nü (IRM) salık vermiş olalım. Enstitünün bir sınav hazırlık el kitabı da vardır. Bu kuruluşa ait ayrıntılı bilgi edinmek için örütbağına bakılabilir: https://www.theirm.org/.
SİGORTACILIK MUZ KABUĞU RİSK RAPORU 2025
PwC (PricewaterhouseCoopers) adlı denetim ve danışmanlık sektörü şirketi, CSFI (Finansal Yenileşim Çalışmaları Merkezi) ve The London Foundation for Banking and Finance (Londra Bankacılık ve Finans Vakfı) adlı kuruluşların birlikte yaptıkları bir çalışmadır Sigortacılık Muz Kabuğu risk raporu! Meraklısı rapora CSFI’ın örütbağından ulaşabilir: https://csfi.lfbf.org.uk/report/insurance-banana-skins-2025/
Bu yılki çalışmada ilk beş risk olarak Dünyada siber suçlar / yapay zekâ / teknoloji / makroekonomi / iklim değişikliği belirlenmiş. Siber suçlar geçen yılda da 1. sıradaydı. Yapay zekâ 7. sıradan 2. sıraya sıçramış! Teknoloji riskleri eskiyen altyapılar nedeniyle ilk 5’te yer almış! Makroekonomi son 10 yılın en yüksek düzeyine çıkmış! İklim değişikliği özellikle hayatdışı ve reasürans sektörlerinde en kritik tehditlerden biri olarak görülmüş!
Çizelge 15 sektör temsilcisiyle görüşme yapılan Türkiye için farklı: Düzenlemelere uygunluk / İklim değişikliği / Makroekonomi / Politik risk / Teknoloji. Meraklısı için söyleyelim siber suçlar bizde 6. sırada!
IRM RİSK EĞİLİMLERİ 2025 RAPORU
IRM Risk Eğilimleri 2025 Raporu’na göre ise 250 risk profesyoneli (CRO : Chief Risk Officer – Tepe Risk Yöneticisi) en önemli gördükleri riskleri şöyle sıralamışlar: Jeopolitik istikrarsızlık (yüzde 30), Sibergüvenlik tehditleri (yüzde 28), Ekonomik çöküş (yüzde 10), Yetenek açığı (yüzde 10), İklim değişikliği ve ESG (Çevresel-Sosyal-Yönetişimsel) riskleri (yüzde 8), Düzenleme değişiklikleri (yüzde 5), Tedarik zinciri bozulmaları (yüzde 3) ve diğer (yüzde 6).
SONSÖZ
Kurumlarda riski yönetmek için kurulan sistemlere de ERM (Enterprise Risk Management: Kurumsal Risk Yönetimi) dizgesi deniyor. Bu dizge COSO adlı platform tarafından 2004’de geliştirilmiş ve 2017’de güncellenmiştir. Bu konuda ayrıntılı bilgi edinmek için şu örütbağından yararlanabilirsiniz: /www.coso.org/_files/ugd/3059fc_61ea5985b03c4293960642fdce408eaa.pdf
Yazıyı riskle ilgili birkaç sözle bitirelim: En büyük risk ‘risk almamak’tır! Shed (Antik Mısır’da insanları tehlikeden ve şansızlıklardan koruyan tanrı) sizi korusun!