04 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

28 Mayıs tavrını 50 yıl önce açıklayan parti

Mustafa İlker Yücel

Mustafa İlker Yücel

Gazete Yazarı

A+ A-

İki aday yarışacak. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu. Seçmen kendisine en yakın adaya oy verecek.
Vatan Partisi, 28 Mayıs seçimlerinde ABD, FETÖ ve PKK’nın karşısında tarafsız kalmayacaklarını açıkladı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy verme çağrısı yaptı. 29 Mayıs’tan itibaren de Üreticilerin Milli Hükümeti için yapıcı muhalefete devam edeceğini ilan etti.

Bu tutuma şaşıranlar oldu. Halbuki Vatan Partisi 50 yıl önce bu kararı almıştı!
Aydınlıkçılar, 1968’den beri, ‘Emperyalizme karşı vatan savunmasının esas olduğunu, diğer çelişmelerin (Başka bir deyişle; ülkenin diğer sorunlarının) ancak emperyalizmle mücadele mevzisinden çözülebileceğini vurguladı. Milli tarihimize yönelik “sol”dan gelen düşmanca tutumu göğüsledi. SSCB güdümüne girenlerle ideolojik mücadeleye girişti ve “Ne Rusya, Ne ABD Tam Bağımsız Türkiye” çizgisini benimsedi. TİİKP, TİKP, SP, İP ve Vatan Partisi’nin tüm kongrelerinde “baş çelişmenin” altı çizildi.
28-29 Mart 2003’te, tam 20 yıl önce, Hasan Yalçın Kongresi’nde kabul edilen kararlar, güncel mücadele alanlarına ışık tutması ve bu geleneği devam ettirmesi bakımından çarpıcı:
- Millî çelişme baş çelişmedir! Ülkemizin siyasi, ekonomik ve kültürel sorunlarının çözümü, ABD denetiminden kurtulmaya bağlıdır!
- ABD’nin Irak’ı işgali, Türkiye için de bir dönüm noktasıdır. Artık ABD, Türkiye için doğrudan doğruya cephe ülkesidir.
- Türkiye, ABD merkezli tehdide karşı Kıbrıs ve Kuzey Irak’ta direnmek mecburiyetiyle karşı karşıyadır. (2011’den itibaren buna Suriye’nin kuzeyi de eklendi.)
- Milletin, millî devletin ve millî ordunun direnmesi, “Emperyalizm, Millî Kurtuluş Savaşları ve Emekçi Devrimleri Çağı”nın tunç kanunudur.
- Öncü Parti’nin görevi, milleti, devleti ve ordusuyla tekmil Türkiye’nin direnmesini sağlamaktır.

         *    *    *
Bağımsızlıkçı siyaset öncü ve cesur çıkışlar yapmadan savunulamaz. Emperyalizmle göğüs göğüse geldiğimiz zor anlarda Aydınlıkçılar hiçbir zaman kafasını çevirip kavgadan kaçmadı. Bu yüzden her kritik anda atılan ilk ok, Aydınlıkçıları hedef aldı. Başta FETÖ ve PKK olmak üzere ABD güdümündeki kuvvetler Aydınlıkçıları baş düşman ilan etti. Gladyo şefleri Aydınlıkçıları susturmak için tertip üstüne tertip planladı. Doğu Perinçek 15 yıl bu yüzden hapiste tutuldu.
İşte böyle şanlı bir tarihe sahip Aydınlıkçılar, emperyalist devletlerin açıkça müdahale etmeye çalıştığı 28 Mayıs’ta tarafsız mı kalacaktı!