Alacalı bulacalı sahte demokrasi
Yapay zekâ yeni bir icat. Ama hemen her şeyin zaten “yapay, yani sahte” olduğu bir dünya için, o kadar da heyecan verici bir şey değil. İnsanoğlu, hayat yolculuğunun başından beri, o kırmızı popolu şempanzelerinkinden birazcık daha büyük olan beyni ile, her şeyin sahtesini yaratıp hem kendini hem de geri kalan herkesi aldatmanın ustası haline geldi ya zaten.
Bir düşünün, hemen her gün, hayatımıza dahil ettiğimiz ne kadar şey varsa, hemen hepsinin nasıl sahte ve yapay olduğunu! Yediğimiz ekmekten başlayıp, kutsal saydığımız bedenimize tıktığımız hemen her şey sahte değil mi? Bu sahtelik yüzünden değil mi ki, etrafımızdaki inanılmaz miktarda insanın, sürekli sağlık problemi çekmesi? Ya o ördeğimsi botokslu sahte dudaklar, kocaman yüzlerde küçültülmüş sahte burunlar, küçücük bedenlerde büyütülmüş kocaman göğüsler!
Siyaset adı verilen birlikte yaşamanın ana kurallarının tamamının da sahte olduğunu söylesek, abartmış olur muyuz acaba? Mesela demokrasi diye dillerden düşürülmeyen sistemin, bu koca dünyada gerçek anlamı ile sorunsuz işlediği, tek bir tane memleket bile olmaması bir tesadüf müdür? ABD’den zaten vazgeçtik bir örnek olarak, ama sürekli en demokratik diye yutturulan İsveç’in, Norveç’in ne hallerde olduğunu bilmek için, ille oralara gidip test etmek mi gerekmekte? Kendi insanına gerçekten demokratik olabilen bir sistemin, başkalarına neden olup da demokrat olamadığını bize nasıl açıklayabilirler ki?
ÖNCE EKMEKLER Mİ SAHTELEŞTİ?
Türkiye’mize gelelim birazcık da. En basitinden bir örnek ile, NATO’culuklarının perdesi olarak, NATO’yu kuranlara en büyük tokadı atmış olan Mustafa Kemal’i, hem de tüm yolları deneyerek kullanan Sahte Atatürkçüler’den, sizler de bıkıp usanmadınız mı artık? Buna sahte Marksistleri, sahte Milliyetçileri, sahte Kürtçüleri, sahte İslamcıları da eklerseniz, zaten hemen hemen memleketin nüfusunun tamamını içine alan bir sahtelikler komedyası ortaya çıkmıyor mu dersiniz?
Bu hafta yayınlanan BRIQ dergimizdeki şiirinde, Endonezyalı şair Agus R.Sarjono, tüm bu bahsettiğimiz “sahteliklerin” evrenselliği ile ilgili, bizim bahsetmeye çalıştığımız konuları, çok daha şairane ve sanatkarane şekilde ele almış. Yazımızın devamı için, köşemizi sayın şairimize terk etmekten gurur duymaktayız. Endonezya, oldukça sık gittiğimiz ve insanını çok da sevdiğimiz bir toprak ne de olsa. İnsan, Türkiye’deki “sahteliklerin” oralarda da olmasına hem üzülüyor hem de sorunun Türk veya Endonezya insanı ile sınırlı olmadığını ve bir dünya sistemi sorunu olduğunu anlayıp biraz sakinleşiyor. Söz şimdi Agus R. Sarjono’da. Atalarımızın dediği gibi, soylamış bakalım ne soylamış...
Kaynak: Aveling, H. (2007). Indonesian literature after Reformasi: The tongues of women. Kritika Kultura, sayı 8, s.9-53. / Çeviri: Ulaş Başar Gezgin
Sahte Şiir
“Günaydın han’fendi, günaydın bey’fendi” diyor öğrenci
Sahte kibarlık ile. Ve çalışıyorlar sahte tarihi
Sahte ders kitaplarında yazan. Okul bitti mi
Dehşete düşüyorlar gördüklerinde karnelerini.
Üniversiteye giremediler öyle değil mi;
O zaman evine gidiyorlar öğretmenlerinin,
Sahte saygılarını sunmak ve para dolu bir zarf vermek için.
Değiştirsin diye öğretmenler, eski sahte karneleri
Yeni sahte karnelerle. Nice dönem geçer
Ve onlar doğarlar yeniden, ne olarak?
Sahte iktisatçı, sahte avukat, sahte mühendis, sahte bilimci,
Sahte öğretmen, sahte bilgin, sahte sanatçı olur kimileri.
Koştururlar, sahte ekonomiye dayalı
Sahte kalkınma politikalarıyla doldurmak için ceplerini.
Görürler sahte ihracata, sahte ithalata dayalı
Sahte ticareti, sunarak sahte yüksek kalite ürünleri.
Sahte bankalar; sahte armağanlar
Ve sahte ikramiyeler vermekle meşguller;
Sahte merkez bankasının sahte görevlilerince
İmzalanmış sahte güvence mektupları üstünden
Kredi verirken sessizce.
Sahte döviz kuru üzerinden dönen
Sahte para ile alışveriş yapar toplum ise.
Uymaz sahte paralar sahte değişim değerine,
Çökene dek bütün yapı, bütün düzen
Ve çökertene dek kriz, sahte hükümetleri,
Sahte kötü şans ile. Sahte halk ise sevinç ile
Haykırır ve tartışırlar sahte düşünceleri
Sahte seminerlerde, kutlarlar gelişini
Sahte demokrasinin,
Çok alacalı bulacalıdır o demokrasi
Ve çok ama çok ama çok sahte.