Yandex
07 Temmuz 2025 Pazartesi
İstanbul 27°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Alacalı bulacalı sahte demokrasi

Latif Bolat

Latif Bolat

Gazete Yazarı

A+ A-

Yapay zekâ yeni bir icat. Ama hemen her şeyin zaten “yapay, yani sahte” olduğu bir dünya için, o kadar da heyecan verici bir şey değil. İnsanoğlu, hayat yolculuğunun başından beri, o kırmızı popolu şempanzelerinkinden birazcık daha büyük olan beyni ile, her şeyin sahtesini yaratıp hem kendini hem de geri kalan herkesi aldatmanın ustası haline geldi ya zaten.

Alacalı bulacalı sahte demokrasi - Resim : 1

Bir düşünün, hemen her gün, hayatımıza dahil ettiğimiz ne kadar şey varsa, hemen hepsinin nasıl sahte ve yapay olduğunu! Yediğimiz ekmekten başlayıp, kutsal saydığımız bedenimize tıktığımız hemen her şey sahte değil mi? Bu sahtelik yüzünden değil mi ki, etrafımızdaki inanılmaz miktarda insanın, sürekli sağlık problemi çekmesi? Ya o ördeğimsi botokslu sahte dudaklar, kocaman yüzlerde küçültülmüş sahte burunlar, küçücük bedenlerde büyütülmüş kocaman göğüsler!

Siyaset adı verilen birlikte yaşamanın ana kurallarının tamamının da sahte olduğunu söylesek, abartmış olur muyuz acaba? Mesela demokrasi diye dillerden düşürülmeyen sistemin, bu koca dünyada gerçek anlamı ile sorunsuz işlediği, tek bir tane memleket bile olmaması bir tesadüf müdür? ABD’den zaten vazgeçtik bir örnek olarak, ama sürekli en demokratik diye yutturulan İsveç’in, Norveç’in ne hallerde olduğunu bilmek için, ille oralara gidip test etmek mi gerekmekte? Kendi insanına gerçekten demokratik olabilen bir sistemin, başkalarına neden olup da demokrat olamadığını bize nasıl açıklayabilirler ki?

Alacalı bulacalı sahte demokrasi - Resim : 2

ÖNCE EKMEKLER Mİ SAHTELEŞTİ?

Türkiye’mize gelelim birazcık da. En basitinden bir örnek ile, NATO’culuklarının perdesi olarak, NATO’yu kuranlara en büyük tokadı atmış olan Mustafa Kemal’i, hem de tüm yolları deneyerek kullanan Sahte Atatürkçüler’den, sizler de bıkıp usanmadınız mı artık? Buna sahte Marksistleri, sahte Milliyetçileri, sahte Kürtçüleri, sahte İslamcıları da eklerseniz, zaten hemen hemen memleketin nüfusunun tamamını içine alan bir sahtelikler komedyası ortaya çıkmıyor mu dersiniz?

Bu hafta yayınlanan BRIQ dergimizdeki şiirinde, Endonezyalı şair Agus R.Sarjono, tüm bu bahsettiğimiz “sahteliklerin” evrenselliği ile ilgili, bizim bahsetmeye çalıştığımız konuları, çok daha şairane ve sanatkarane şekilde ele almış. Yazımızın devamı için, köşemizi sayın şairimize terk etmekten gurur duymaktayız. Endonezya, oldukça sık gittiğimiz ve insanını çok da sevdiğimiz bir toprak ne de olsa. İnsan, Türkiye’deki “sahteliklerin” oralarda da olmasına hem üzülüyor hem de sorunun Türk veya Endonezya insanı ile sınırlı olmadığını ve bir dünya sistemi sorunu olduğunu anlayıp biraz sakinleşiyor. Söz şimdi Agus R. Sarjono’da. Atalarımızın dediği gibi, soylamış bakalım ne soylamış...

Kaynak: Aveling, H. (2007). Indonesian literature after Reformasi: The tongues of women. Kritika Kultura, sayı 8, s.9-53. / Çeviri: Ulaş Başar Gezgin

Alacalı bulacalı sahte demokrasi - Resim : 3

Sahte Şiir

“Günaydın han’fendi, günaydın bey’fendi” diyor öğrenci

Sahte kibarlık ile. Ve çalışıyorlar sahte tarihi

Sahte ders kitaplarında yazan. Okul bitti mi

Dehşete düşüyorlar gördüklerinde karnelerini.

Üniversiteye giremediler öyle değil mi;

O zaman evine gidiyorlar öğretmenlerinin,

Sahte saygılarını sunmak ve para dolu bir zarf vermek için.

Değiştirsin diye öğretmenler, eski sahte karneleri

Yeni sahte karnelerle. Nice dönem geçer

Ve onlar doğarlar yeniden, ne olarak?

Sahte iktisatçı, sahte avukat, sahte mühendis, sahte bilimci,

Sahte öğretmen, sahte bilgin, sahte sanatçı olur kimileri.

Koştururlar, sahte ekonomiye dayalı

Sahte kalkınma politikalarıyla doldurmak için ceplerini.

Görürler sahte ihracata, sahte ithalata dayalı

Sahte ticareti, sunarak sahte yüksek kalite ürünleri.

Sahte bankalar; sahte armağanlar

Ve sahte ikramiyeler vermekle meşguller;

Sahte merkez bankasının sahte görevlilerince

İmzalanmış sahte güvence mektupları üstünden

Kredi verirken sessizce.

Sahte döviz kuru üzerinden dönen

Sahte para ile alışveriş yapar toplum ise.

Uymaz sahte paralar sahte değişim değerine,

Çökene dek bütün yapı, bütün düzen

Ve çökertene dek kriz, sahte hükümetleri,

Sahte kötü şans ile. Sahte halk ise sevinç ile

Haykırır ve tartışırlar sahte düşünceleri

Sahte seminerlerde, kutlarlar gelişini

Sahte demokrasinin,

Çok alacalı bulacalıdır o demokrasi

Ve çok ama çok ama çok sahte.

Yapay zeka