04 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aydınlık'ta bir yıl

R. Bülend Kırmacı

R. Bülend Kırmacı

Eski Yazar

A+ A-

Aydınlık gazetesinde ilk kez 25 Aralık 2019’da sizlere “Merhaba” dedim. Aradan geçen bir yıla yakın sürede bugün elli ikinci makalemi yazıyorum.

Bu süreçte ekonomi başta olmak üzere siyasal gelişmelere değinmeye çalıştım.

Yazılarımda yalnız eleştirmekle yetinmeyip, somut çözüm önerilerine de değindim.

Öyle haftalar oldu ki, tek bir satıra saatler harcadım, bazı yazılarımı gecenin bir yarısı düzelttim. Genel Yayın Yönetmenimiz Sayın Mustafa İlker Yücel’e ve gazetemize emek veren arkadaşlara çok teşekkür ederim. Geride bıraktığımız süreçte Aydınlık’ta yayınlanan kimi makaleleri hatırlayalım istiyorum:

Salgına karşı direnme ekonomisinin inşasında tarımın önemini ve çiftçilerimizin desteklenmesi gereğini dile getirmek için “Tarım Aşil’in Topuğudur” makalesini yazdım.

Kamuculuğun keşfedilmesi doğrultusunda Devlet Planlama Teşkilatı’nın ihya edilmesini vurguladığım yazılarımın yanında, özellikle dış borçlanma döngüsünden sakınmak için “para basma” hakkının yerli yerinde kullanılmasının altını çizmeye çalıştım.

“Türkiye ordulaşıyor” dedim; Mehmetçiğimizin toprak bütünlüğümüzü korumak için sergilediği kahramanlıkların yanı sıra, özelikle sağlık alanındaki fedakarlıklarla ordulaşan bir Türkiye’den söz ettim.

Ekonomide açıklanan “paketlere” yapıcı eleştiriler getirmeye ve Yatırım, İstihdam, Üretim odaklı ekonominin önemini belirtmeye çalıştığım yazılarımdan birinde, ekonomimiz için bir tür “Dalga-Kıran” oluşturulmasını önerdim.

Yine Türkiye’nin mecburiyetleri, bölgemiz eksenli dış siyaset gerçekliği ekseninde “Savaşan Ekonomi”nin aynı zamanda halk kesimlerinin geliri ve geçimiyle güçlendirildiği “Yaşatan Ekonomi” olarak yapılandırılmasının, bizi, vatan savaşındaki ‘zaferlere’ götüreceğini belirttim.

Daha güçlü bir devlet maliyesi için adil bir vergi düzeninin ve halk kesimlerini ‘güçlendirmek’ için hakkaniyete dayalı ücret sisteminin önünü açacak vergi reformunu -tarihsel ve güncel perspektifte- işlediğim “Vergi Derdi” yazımı paylaştım.

Ekonomide sektörler itibariyle belki de ilk kez bir üçüncü sektörün önemine değindiğim “3. Yol” başlıklı yazımda devlet sektörü, özel sektörün yanı sıra, devlet ve özel birlikteliğini de içine alacak ve kooperatiflerden sendikalara tüzel yapıların da paydaş olacağı ve bir halk sektörü olarak tanımlanacak üçüncü bir yolun varlığını tartışmaya açmaya çalıştım.

Türkiye’nin dış siyasetinde daha belirgin olarak yansıyan ve her türlü bölücülüğün önünde bir kalkan olarak dikilen ve siyaseten değişik kesimleri birleştiren Milli Siyaset anlayışının bir benzerinin ekonomide de yansımasını dileyerek, emperyalizme karşı “Milli Siyaset, Milli İktisat” başlıklı makalemi yazdım.

Ulusça tasarrufa yönelmemiz gereken bir dönemde -özellikle de terör örgütüyle iltisaklı bir partiye aktarılan kaynaklar boyutuyla halkın tepkisinin daha da artmasına neden olan- “Meclis’teki siyasi partilere Hazine yardımının sonlandırılmasını” dileyen yazımı tartışmaya açtım.

Rahmetli Aydın Menderes ile ilgili hatıralara değindiğim makalem aynı zamanda halkımızı birleştiren kimi ortak değerler temelinde bir büyük toplumsal vicdana da seslenmeye vesile oldu.

Nihayet ekonomi-politikada belki de yine bir ilk olarak, “Ekonominin Aritmetiği” başlığıyla ve iki bölümden oluşan makalelerimde, toplama, çarpma ile çoğaltmamız, eksi işleviyle “azaltmamız veya çıkarmamız” ve bölü işleviyle bölüşüm sorunlarına odaklanmamız gereken bir denklem paylaştım.

Tüm bu makalelerimle ilgili siz değerli okurlarımızın beğenisi ve desteği beni onurlandırdı.

Toplumsal sorunların çözümlerine katkı yapabilmek için, yazarak-‘konuşarak’, beni yetiştiren aileme, öğretmenlerime ve Milletimize biraz olsun vefa borcumu ödemeye çalışıyorum.

Gerçekten, insancıl sol düşünceyi ilke kez paylaştığım 1998 yılında anlatılmaz bir onur ve mutluluk duymuştum…

Aynı olgu, onur dolu mutluluk duygusu, elbette her bir kitabım için de geçerli olacak.

Kitap dosyalarım türlü nedenlerle epeydir akim kalmış, bir türlü baskıya verememiştim.

Siz değerli okurlarımdan ve gazetemden kitaplarıma yoğunlaşmak için bir süreliğine izin rica ediyorum. En kısa zamanda tekrar buluşmak, kavuşmak ümidiyle yeni yılınızı kutlar, sizlere, tüm sevdiklerinizle birlikte, sağlık, esenlik ve başarılarla dolu nice yıllar dilerim.