Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İnsanî Gelişme Endeksi (2025)

Melih Baş

Melih Baş

Gazete Yazarı

A+ A-

Birleşmiş Milletler (BM)’in İnsanî Gelişme Endeksi (İGE) Raporu 2025 yayınlandı. Bu yılki ana tema yapay zekâ oldu ve ‘Bir Seçim Meselesi: Yapay Zekâ Çağında İnsanlar ve Olanaklar’ başlığıyla yayınlandı.

Bu raporda gelişme kaydedilen ilerleme, sağlık ve eğitimin yanı sıra gelir düzeyleri bakımından elde edilen başarıları kapsayan ve İGE olarak bilinen göstergeler kümesi inceleniyor.

2025 İnsani Gelişme Raporu’nda; Eşitsizliğe Uyarlanmış İGE, Gezegensel Baskılara Uyarlanmış İGE ve Toplumsal Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi gibi, gelişme sonuçlarına daha ayrıntılı bir bakış sunan tamamlayıcı endeksler de yer alıyor.

2025 Raporu’nda yayınlanan 2024 yılına ilişkin çalışma, Dünya’nın birçok yerinde ilerlemenin durakladığını gösteriyor. Hatta 2024’teki artış o denli zayıf ki, kıyaslama yapılırsa 1990 yılından sonraki en güçsüz artış olarak gözüküyor.

Raporda ayrıca yoksul ve varsıl ülkeler arasındaki eşitsizliğin üst üste dört yıldır arttığı ve uzun vadeli olarak bu durumun tersine dönme olasılığının azaldığı vurgulanmış. UNDP Başkanı Achim Steiner’a göre 2024’teki bu zayıf artış ‘yeni normal’ haline gelirse, 2030 amaçları ve hedefleri onlarca yıl ötelenebilirmiş. Steiner’a göre, o zaman Dünyamız daha güvensiz, daha bölünmüş, ekonomik ve ekolojik şoklara karşı daha kırılgan hale gelecekmiş.

Rapora göre, en düşük İGE değerlerine sahip ülkeler, gelişme açısından ağır zorluklarla karşılaşırken, borç bunalımları, ticaret savaşları ve istihdam yaratmayan sanayileşme gibi olgular da bu zorlukları daha da derinleştiriyor.

Steiner’a göre bu durumdan acilen çıkış bağlamında yapay zekânın gizilgücü önemli bir rol oynayabilir. Raporda kullanılan anketten çıkan sonuçlara göre, yapay zekânın otomasyon yaratacağı, istihdamı olumlu etkileyeceği görüşleri ağır basıyor. Yanıtlayanların yalnızca yüzde 13’ü yapay zekânın iş yitimine yol açacağını düşünüyor. Düşük ve orta İGE değerlerine sahip ülkelere yakınsak bakarsak, bu ülkelerdeki anket yanıtlarının sonucu ilginç: Yanıtların yüzde 70’i yapay zekânın verimliliğe olumlu etki yapacağını düşünüyor. Yanıtların üçte ikisinde gelecekte yapay zekânın sağlık, eğitim ve iş amacıyla kullanılacağı beklentisi ifade edilmiş.

Raporda yapay zekâya insan odaklı bir bakışla eyleme geçilmesi için üç kritik alan belirlenmiş:

4 İnsanların yapay zekâ ile yarışmak yerine onunla işbirliği yaptığı bir ekonomiyi inşa etmek

4 Yapay zekânın tasarımdan uygulamaya kadarki yaşam döngüsünün tamamına insan istencini yerleştirmek

4 Sağlık ve eğitim dizgelerini 21. yüzyılın gereklerini karşılayacak şekilde çağcıllaştırmak.

Yapay zekânın kullanımında bir de demokratikleştirme sorunsalı vardır. Raporda anketi yanıtlayanların yaklaşık yüzde 20’si, daha şimdiden yapay zekâdan yararlandıklarını ifade etmişler. İGE düzeyi düşük ülkeler özelinde bakıldığında, yanıtlayıcıların üçte ikisi ise önümüzdeki yıl içinde sağlık, eğitim veya iş alanında yapay zekâyı kullanmayı bekliyormuş. Bu beklentinin gerçekleşmesi için bir ön koşul var: Elektrik ve internet olanaklarına sahip olmak! Mesele yapay zekâya erişimle de bitmiyor. Esas iş şu: Yapay zekânın, insanların yaptıklarını ne kadar etkin bir şekilde tamamladığı ve artırdığı!

UNDP İnsanî Gelişme Raporu Ofisi (İGRO) Direktörü Pedro Conceição’nun Rapor’daki vurgusu çok önemli gözüküyor. Şöyle diyor Pedro: ‘İnsani gelişmeye yönelik bu teknolojik geçişin kalıtını, önümüzdeki yıllarda yapacağımız yeğleyimler belirleyecek; doğru politikalar oluşturulduğunda ve merkeze insanlar alındığında, yapay zekâ, çiftçilerden küçük işletme sahiplerine kadar herkesi güçlendirecek yeni bilgi, beceri ve düşüncelere açılan son derece önemli bir köprü olabilir.’

İnsanî Gelişme Endeksi (2025) - Resim : 1

RAPOR’DAKİ İYİLER VE KÖTÜLER

Rapor’da 193 ülke kapsama alınmış. Bu ülkeler sonuçlara göre dört öbeğe bölünmüş: Çok Yüksek İnsanî Gelişme (ÇYİG) , Yüksek İnsanî Gelişme, Orta İnsanî Gelişme, Düşük İnsanî Gelişme.

Bu öbeklenmedeki en iyi öbekte(ÇYİG) ilk sıralarda şunlar yer almış: 1. İzlanda, 2.liği iki ülke Norveç ve İsviçre paylaşmış, 4. Danimarka, 5. Almanya, 6. İsveç, 7. Avustralya, 8.liği Hong Kong ve Hollanda paylaşmışlar, 10. Belçika, 11. İrlanda, 12 Finlandiya. İskandinavya ülkelerinin ilk sıralara oturmaları dikkat çekiyor.

Son öbeğin sonunda yer alan ülkelere de bakalım: 186 Burkina Faso, 187 Burundi, 188 Mali 188 Nijerya, 190 Çad, 191 Merkezi Afrika Cumhuriyeti, 192 Somali, 193 Güney Sudan.

BRICS’İN DURUMU

BRICS oluşumundaki ülkelerin hangi sıralarda yer aldığına da bir bakalım: Brezilya: 84., Rusya: 64. Hindistan: 130., Çin: 78., Güney Afrika: 106.

BRICS ülkelerine yakınsak bakışı başka bir yazıya bırakalım.

TÜRKİYE’NİN DURUMU

2025 İnsani Gelişme Raporu’nda (İGR) yer alan 2023 yılına ait İGE sıralamasında, Türkiye ‘çok yüksek insani gelişme’ kategorisinde 51. sıradaki yerini korumuş. Ancak gel gör ki, ülkemiz Eşitsizlikle Düzeltilmiş İGE’de ise maalesef 14 derece birden düşüyor. Cinsiyet Gelişme Endeksinde ise durum daha da vahim: 3. öbeğe düşüyoruz! Biraz ayrıntıya girince yaldızlar düşüyor maalesef!

SONSÖZ

Sonsözü UNDP Başkanı Steiner’a bırakalım.’Bir dönüm noktasındayız. Yapay Zekâ geleceğimizi yeniden tanımlamayı vaat ederken, aynı zamanda zaten dengesiz olan bir dünyanın bölünmelerini derinleştirme riski de taşıyor. YZ destekli bir rönesansın eşiğinde miyiz yoksa eşitsizlik ve aşınmış özgürlüklerin yönettiği bir geleceğe mi uyurgezer gibi gidiyoruz? Manşetler, politikalar ve kamuoyu tartışmaları çoğu zaman YZ'nin uzak bir gelecekte ütopik veya distopik olarak neler başarabileceğine odaklanıyor. Bu deterministik görüşler yalnızca güçsüzleştirici değil; aynı zamanda son derece yanıltıcı. Geleceğin şu anda, bugün yaptığımız seçimlerle şekillendiği gerçeğini gizliyorlar. 2025 İnsan Gelişimi Raporu, Bir Seçim Meselesi: Yapay Zekâ Çağında İnsanlar ve Olanaklar, bize hangi teknolojilerin gelişeceğini, nasıl kullanılacağını ve kime hizmet edeceğini belirleyenlerin makineler değil, insanlar olduğunu hatırlatıyor. Yapay zekânın etkisi, ne yapabildiğine göre değil, tasarımında, geliştirilmesinde ve dağıtımında aldığımız kararlara göre belirlenecektir. Bu kararların merkezinde, yapay zekâ tarafından yönlendirilen bir dünyada insanların rolüne nasıl baktığımız yer alır. Yapay zekânın kaçınılmaz olarak insanlığı bir kenara iteceğini varsaymak, ilerlemesini yönlendiren gücü, yani bizi göz ardı etmektir. Bu Rapor’da ‘Ulusların gerçek zenginliği’ olan insanların, gerçekleştirdiğimiz görevlerin toplamından çok daha fazlası olduğunu savunuluyor. Raporda, yapay zekâyı bizi ne kadar yakından taklit ettiğine göre ölçmek yerine, insanlar ve makineler arasındaki farklılıkların insan gizilgücünü genişleten güçlü tamamlayıcılıklar yaratabileceğine odaklanmanın altı çiziliyor. Bu insan merkezli bakış açısı, üst üste gelen küresel bunalımların yaşandığı bir zamanda daha da kritik hale geliyor. Yapay zekânın tek başına kalkınma zorluklarımızı çözebileceğine inanmak düşüncesi cazip geliyor. Ancak bu inanç bizi rehavete itiyor ve bizim uzun süredir ilerlemeyi engelleyen siyasal, toplumsal ve dizgesel engelleri görmezden gelmemizi istiyor. 2023/2024 İnsanî Gelişim Raporu, Kilitlenmeyi Kırmak, bunu açıkça ortaya koymuştu: Sınırlarımız teknolojik değil toplumbilimseldir. Karşı karşıya olduğumuz bunalımların ve eşitsizliklerin çoğu, çözümlerin eksikliğinden değil, eyleme geçmediğimizden dolayı devam etmektedir. Yapay zekâ ile farklı seçimler yapmalıyız ve şimdi seçim yapmalıyız. Yapay zekâyı insanlaştırma cazibesine direnebiliriz, ancak birçok yönden bir ayna gibi davranır; onu şekillendiren toplumların değerlerini, yapılarını ve eşitsizliklerini yansıtır ve büyütür. Yapay zekâ bizden bağımsız hareket etmez; kararlarımız ve önceliklerimiz aracılığıyla gelişir. Bugün devam eden adaletsizlikleri ve bölünmeleri ele almazsak, yapay zekâ bunları daha da derinleştirecektir. Ancak insan yeteneklerine yatırım yapar ve daha fazla eşitliğe kendimizi adarsak, yapay zekâ insanlığın başarabileceği en iyi şeyleri büyütebilir. Sonuç olarak, Yapay Zekâ ile ilgili 2025 İnsanî Gelişim Raporu teknolojiyle ilgili değil; insanlarla ve derin değişim karşısında kendimizi yeniden icat etme yeteneğimizle ilgilidir!

insan Yapay zeka