Nükleer silah yapabilir miyiz?
Uranyum, doğada kararlı izotopa sahip olmayan, savunma sanayi ve enerji alanında kullanılan önemli bir elementtir. Doğal uranyum içinde üç radyoizotop bulunmaktadır. Bunları U238, U235 ve U234 olarak sıralayabiliriz. U234, yüzde 0,0050 ila 0,0059 aralığında çok küçük miktarda bulunduğundan yazımızda dikkate alınmayacaktır. Enerji alanında ve silah yapımında kullanılan izotop ise U235’tir.
Uranyum elementini kavrayabilmemiz için uranyum atomlarını misket, elementi ise fanus olarak düşünelim. Bu fanusun içinde 1000 adet bilye olduğunu varsayarsak U238 bilyelerinden 993 adet (yüzde 99,3), 235 bilyelerinden ise 7 adet (yüzde 0,07) olduğunu düşünebiliriz. Nükleer reaktörlerde ve silah yapımında bu fanus içindeki U235 bilyelerinin oranını arttırmamız, U238 oranını azaltmamız gerekmektedir. Bu işlem, uranyum zenginleştirme olarak tanımlanmaktadır.
ZENGİNLEŞTİRME SEVİYELERİ
Küresel düzeyde uranyum zenginleştirme seviyeleri farklı farklı kullanım alanlarına sahiptir. Bunlardan en düşük seviyede olanı Düşük Zenginleştirilmiş Uranyum (LEU) seviyesi olarak tanımlanmaktadır. Yüzde 3-5 zenginleştirilmiş U235, nükleer reaktörlerde kullanılmaktadır. Bir diğer zenginleştirme seviyesi ise Yüksek Zenginleştirilmiş Uranyum (HEU) seviyesidir. Bazı araştırma reaktörleri ve nükleer silahlar için ≥yüzde 20 seviyesinde zenginleştirme yapılmış U235 kullanılmaktadır. Son zenginleştirme seviyesi ise yüzde 90 ve üzeri U-235 zenginleştirmesidir. Bu seviye nükleer bomba yapımında kullanılan zenginleştirme seviyesidir.
BAŞLICA URANYUM ZENGİNLEŞTİRME YÖNTEMLERİ
Gaz Difüzyonu, UF₆ (uranyum hekzaflorür) gazının gözenekli bir membrandan geçirilerek ayrıştırılmasını içerir. Hafif izotop (U-235 içeren UF₆) daha hızlı difüze olur. Bu teknoloji diğer yöntemlere göre basit olduğundan avantajlı kabul edilir ancak yüksek enerji tüketiminden dolayı verimliliği düşüktür. Eskiden bu yöntem yaygın olsa da (ABD'nin Oak Ridge tesisleri) artık terk edilmektedir.
Gaz Santrifüj, UF₆ gazının çok yüksek hızda döndürülerek silindirik bir santrifüjde ayrıştırılmasını içerir. Ağır U-238 içeren moleküller dış duvara, hafif U-235 içerenler merkeze yakın kalır. Difüzyon yöntemine göre 10 kat daha verimli olup enerji tüketimi de bir o kadar düşüktür. Santrifüj üretimi oldukça zor olduğundan hassas mühendislik gerektirmektedir. Bu da diğer yöntemlere göre dezavantaj içermektedir. Günümüzde bu yöntemi en yaygın kullananlar İran, Rusya, Pakistan ve bazı Avrupa ülkeleridir.
Elektromanyetik Ayırma, iyonize UF₆ gazının manyetik alandan geçirilip U-235 ve U-238 izotoplarının farklı yörüngelerde sapması sağlanarak yapılan ayrışmadır. Yüksek enerji tüketimine neden olduğu için verimsiz olsa da küçük ölçekli zenginleştirmeler için uygundur. II. Dünya Savaşı'nda Manhattan Projesi'nde kullanılmıştır, artık nadiren tercih edilmektedir.
Lazerle Ayırma, lazer ışınının U-235 atomlarının seçici olarak iyonize edilerek, manyetik alanla ayrıştırılmasını içermektedir. Bu sistem iki yöntemle temellendirilir. Birincisi AVLIS (Atomic Vapor Laser Isotope Separation) atomik buhar lazerle izotop ayırma, ikincisi ise SILEX (Separation of Isotopes by Laser Excitation) UF₆ gazının lazer kullanımıyla uyarılması ve izotoplarına ayrıştırılmasıdır. Bu yöntemler yüksek verimlilik, düşük enerji maliyeti içerdikleri için geleceğe dönük devrim niteliğindedir. Karmaşık teknoloji, ticari ölçekte zorluklar içerse de ABD ve Avustralya'da araştırmalar devam etmektedir. Orano USA’nın geçen yıl duyurduğu üzere Oak Ridge'de milyarlarca dolarlık uranyum zenginleştirme tesisinin kurulması yönündeki planlar, difüzyon yöntemini terk ettiklerinin ve “Lazer Ayrıştırma” yönteminde başarıya ulaştıklarının göstergesidir.
Plazma Ayrıştırma, uranyum izotoplarını (U-235 ve U-238) ayırmak için iyonize plazma ve manyetik alan kullanan deneysel bir yöntemdir. Gaz santrifüjüne kıyasla daha yeni bir teknolojidir ve henüz ticari ölçekte kullanılmamaktadır. Henüz deneysel aşamada da olsa lazer ayrıştırma yöntemi gibi devrimsel niteliğe sahip olduğu bilinmelidir.
KÜRESEL YANKILAR
Gaz santrifuj yöntemi uranyum zenginleştirme alanında en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Günümüz koşullarında İran’da bu yöntem kullanmaktadır ve ikinci nesil olan 80.000-100.000 RPM (dakikada dönüş hızı) dönüş hızına sahip santrifüj cihazları ile zenginleştirme yapılmaktadır. yüzde 3-5 (LEU-Düşük Zenginleştirme) zenginleştirme seviyesinde aylık 15 kg üretimi ile Buşehr Nükleer Santrali’ne üretim yapmaktadır. Bununla birlikte yüzde 20 (HALEU- Orta Seviye Zenginleştirme) zenginleştirme seviyesinde Tahran Araştırma Reaktörü’ ne üretim yapmaktadır. Son olarak IAEA (Uluslararası Atom Ajansı) tarafından, haziran ayı raporlarına göre yüzde 60 yüksek zenginleştirme seviyesinde 275 kg’a ulaştığı bildirilmiştir. Bu seviye kritik seviye olarak bilinmektedir. Nükleer bomba yapımı için gerekli olan yüzde 90 seviyesinde en zor kısım ise yüzde 60’a yaklaşmaktır. Bu seviyeye gelindikten sonra geri kalanı kolaydır. ABD’nin bombaladığı ve yok ettiği iddia edilen zenginleştirilmiş uranyum, önceden alınan istihbarat sayesinde İran tarafından taşınmıştır ve gerekli görüldüğü zamanda dağ altında yer alan bir tesiste zenginleştirilmelere devam edileceği tahmin edilmektedir.
TÜRKİYE’DE DURUM
Türkiye, nükleer enerji programı kapsamında araştırmalarına devam etmektedir, zenginleştirme çalışmalarının ise sınırlı ölçüde akademik olarak yürütüldüğü tahmin edilmektedir. Akkuyu Nükleer Santrali’nde kullanılacak olan uranyum demetleri Rosatom’dan tedarik edilmektedir ve tedarik edilen zenginleşmiş uranyum oranları yüzde 3-5 civarındadır.
“Türkiye’nin uranyum zenginleştirme konusunda altyapısı uygun mu?” sorusuna cevabımız evet olacaktır. Nükleer fizik, çekirdek fiziği, yüksek enerji ve plazma fiziği, atom ve moleküler fiziği ve lazer fiziği alanlarında önemli laboratuvarlara ve uzmanlara sahibiz. Bununla birlikte Türkiye’nin uranyum rezervlerinin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde olduğu da bilinmektedir. Yani ülkemizin bilimsel birikimi ve doğal zenginlikleri, uranyum zenginleştirmeye olanak tanımaktadır. Fakat nükleer kararı yalnızca teknik altyapıyla ilgili bir karar değildir. Aynı zamanda siyasidir. Ülkemizin tam bağımsızlık ve milli savunma politikalarıyla ilişkilidir. Özetle, kararlı bir yönetim gerektirmektedir. Türkiye'nin küresel güç ve tam bağımsız olma yolunda önemli adımlar atacağına şüphemiz yoktur. Tavsiyemiz eski yöntem olan gaz santrifüj yöntemleri yanında lazer ayrıştırma ve plazma ayrıştırmaya kaynaklar ayrılmasıdır. Çünkü plazma yöntemi, düşman ülkelerin zenginleştirme çalışmalarına karışmasını engelleyecek teknik özelliklere sahiptir.
Saldırgan politikaları gözönünde bulundurulduğunda, emperyalist ABD ve Siyonist İsrail'in, nükleeri başka ülkeler için tehdit olarak kullanacakları ve hatta kullandıkları açıktır. Dolayısıyla, vatanlarını korumak isteyen ülkeler için nükleer çalışmalar savunmanın bir parçasıdır ve caydırıcıdır. Bugün İran'ın verdiği savaş, ABD ve İsrail'in hedefinde olan herkesin savaşıdır, insanlığın savaşıdır.
Tehditlere boyun eğmeyen İran Devleti ve halkına, zalime geçit vermeyen kahraman Filistinlilere bin selam! Omuz omuzayız.