Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

PKK’sız Türkiye ve YPG/SDG’siz Suriye

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Hazırlıkları, kamuoyuna yansımasından çok önce başladığı bugün daha açık görülen “terörsüz Türkiye” adı verilen süreçte önemli bir dönüm noktasına gelindi. Bu yazı hazırlandığı sırada örgütün yayın organından açıklanan Öcalan’ın görüntülü mesajıyla söz konusu süreçte gelinen yer, açık bir şekilde bir daha ilan edilmiş oldu: “PKK’ya ve silahlı mücadeleye son verilmiştir.”

PKK 12. Kongresi’nde oybirliğiyle alınan kararda “fesih ve silah bırakma” uygulamasının Öcalan tarafından yürütüleceği en başa yazılmıştı. Öcalan’ın görüntülü mesajıyla yeni bir aşamaya geçiliyor. Basına yansıdı, öncelikle PKK’dan bir grubun kamuoyu önünde silahları yakacağı bir tören düzenlenecek. Daha sonra örgütün elindeki bütün silahların MİT’in gözetiminde belli bir plan dahilinde kayıt altına alınarak imha edilmesinden söz ediliyor.

Öcalan’ın görüntülü mesajında önemli bir nokta daha var. Öcalan, örgütün bazı yöneticilerinin işi yokuşa sürmek, bazılarının da el yükseltmek amacıyla ileri sürdüğü “Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı” açıklamalarına da kendi jargonuyla itiraz ediyor. Meselenin kendisinin özgürlüğü olmadığını söylüyor.

TERTİPLER VE ÖCALAN’IN ACİLİYET VURGUSU

Örgüte, yıllar içinde kurulmuş olan uluslararası bağlantı mekanizmaları vasıtasıyla Suriye’de SDG üzerinden bu konuda yoğun bir tazyik olduğu biliniyor. Ayrıca Avrupa devletlerinin biri gelip diğeri giden diplomatları, bu konuda yoğun bir mesai yürütüyor. SDG’nin lağvedilerek Suriye Ordusu’na katılması ve bölgedeki tüm devlet kurumlarının Şam yönetimine devrini içeren 10 Marttaki Şara-Abdi anlaşmasının içi boşaltılmak isteniyor. Yine İsrail’in İran’a saldırısı ile bağlantılı olarak, PKK’ya bağlı PJAK’ın İran’a karşı savaşa sürülmesi doğrultusunda bazı yönlendirmeler, bu yönde propagandalar yapıldığı görüldü. Bir yandan da sadece Türkiye içinde değil bölge genelinde çeşitli tertipler ve kışkırtmalarla, sürecin baltalanmaya çalışıldığı biliniyor.

Bu kapsamda Öcalan’ın, açıkça belirtmese de İsrail’in İran’a saldırısını kastederek “Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.” demesi de önemle kaydedilmeli. Böylece Öcalan, örgüt içinde, özellikle Suriye’deki gelişmelerle birlikte 2011 sonrasında giderek güçlenen İsrail ile ittifakı savunan çizgiye de karşıt bir konum ilan ediyor. Öcalan’ın görüntülü açıklaması, Atlantik’in “küreselci” saldırgan kanadı ve İsrail’in, örgüt içindeki bağlantıları vasıtasıyla PKK’nın feshedilmesine ve silahları teslim etmesine direnme çabasına yanıt niteliği de taşıyor

SURİYE’DE NE OLACAK?

Açıklanan sürecin normal seyrinde ilerlemesinin Suriye’de de kaçınılmaz olarak yansımaları olacak. Çünkü, Suriye’deki YPG yapılanması PKK liderliğinden bağımsız br organizasyon değil. Başında Ferhat Abdi’nin olduğu SDG’nin kilit kadroları PKK’lı. Bu kişiler, içinden geçtiğimiz dönem itibarıyla feshedilmiş bir örgütün mensupları. Öte yandan, PYD ve YPG örgütün bütün teorik ve pratik çerçevesini Öcalan’ın tezlerine ve kurucu önderliğine bağlıyor. Öcalan ise, 12. Kongre’ye gönderdiği perspektif adlı belgede şöyle diyor:

“Diğer devletlerle ise Irak, İran, Suriye devletleri için de benzer süreçler devreye girecektir. Türkiye’nin inisiyatifinde olması da bana göre hem aklın gereği hem gerçekliğin iradesi oluyor. Öyle olması gerekiyor. Öyle oluyor. Dolayısıyla bu atılan adım oldukça ciddiye alınabilecek bir adım. Her ne kadar belli bir zorlanmaya uğrarsa da doğru bir adıma benziyor.”

Öcalan böylece, sadece Türkiye’de değil bölge genelinde bir sürecin işlediğini ve PKK’nın “fesih ve silahlı mücadeleyi sonlandırma” kararının sadece Türkiye’de değil Suriye’de ve diğer yerlerde de geçerli olduğunu vurgulamış oluyor.

Türkiye Suriye PKK YPG SDG