Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 17°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sosyal medyada vakit öldürmek

Prof. Dr. Ramazan İnci

Prof. Dr. Ramazan İnci

Site Yazarı

A+ A-

Geçmiş zamanlarda hep sorulurdu “boş vakitlerinizde neyle meşgul olursunuz?”
Cevapları çoğu kez kitap okumak, müzik dinlemek gibi şeylerdi.
Şimdi tahmin edebiliriz cevabı. Sosyal medyaya takılmak!
Diyeceksiniz ki; Zaman size uymazsa, sen zamana uy! Evet ama iyi bir şey mi yapıyoruz?
Evde torunlarla tartışmamız ekran ve sosyal medya takıntısı. Takılırken geçip giden zamanın
farkında bile olmuyoruz. Hayatımızdaki en önemli şey “Zaman”. Zamansız hiçbir şey olmaz.
Ama çoğu kişi zamana kayıtsızdır. Bilgisayar korsanları verilerimizi çaldığında kıyameti koparırız, oysa sosyal medya denilen mecra hayatımızın en büyük zaman soygununu gerçekleştirirken nedense kayıtsız kalırız.
Her sosyal medya kullanıcısı zamanının hızlı geçmesiyle yüzleşmiştir. Günlük e-posta bildirimlerinizi hızlıca kontrol etmek için oturum açabilirsiniz ve farkına varmadan üstünden yarım saat geçmiş olur. Ama hala platformdasınızdır, zamanın nasıl geçtiğini anlayamazsınız.
30 dakika deyip geçmeyin. Böyle böyle sosyal medya ömrümüzü yer bitirir. Hani bir türkü var ya “şu dağlar kömürdendir, geçen gün ömürdendir…”

GEÇEN ZAMAN ÖMÜRDENDİR

Sosyal medyada geçen zaman ömürdendir. Zaman algısal bir durumdur. Sosyal medyanın zamanı nasıl çarpıttığın zaman algısı nedeniyle farkında bile olmayabiliriz. Zaman algımızın büyük kısmı geçmişe dönüktür. Ve geçmişe dönük zaman algımız, geçmişin farkındalığıyla, yani hafızayla belirlenir. Belirli bir dönemi ne kadar çok hatırlarsak, o dönem o kadar uzun gelir ve zaman o kadar yavaş geçmiş gibi gelir. Oysa zamanın gerçek süresi aynıdır.
Mutlu olduğumuzda zaman hızlı, hüzünlendiğimizde yavaş geçer her nedense. Yaşlılıkta zaman su gibi akıp gider, gençlikte geçmek bilmez. Bu durum tamamen algısaldır.
Algısal durumu en iyi açıklayan "tatilparadoksu"dur. Tatildeyken, oradan oraya koşuşturmacadan zamanın nasıl geçtiğini anlamadığınız için zaman hızla akıp gider.
Ancak tatilden döndüğünüzde, geriye dönüp baktığınızda aniden daha uzun gelir,
çünkü birçok güçlü anı biriktirmişsinizdir ve her biri geçmişe derinlik katar. Tam tersine, sıkıcı bir havaalanında beklerken sürekli saate bakarız ve bu zaman farkındalığı, zamanın o anda yavaş geçmesine neden olur. Ancak bekleme süreci olaysız geçtiğinde, bekleme sürecinin hatırda kalan anılarını oluşturmazsınız ve bu yüzden geriye dönüp baktığınızda
kısa sürmüş gibi görünür.

SOSYAL MEDYADA ZAMAN

Sosyal medyanın kötü bir yanı da hem anı yaşamanızı hem de geçmişe dönüp bakmanızı hızlandırmasıdır. Bunu, hem şimdiki zamanın farkındalığını hem de geçmişin hafızasını aynı anda zayıflatarak yapar.
Sosyal medyada en son gezindiğinizde gördüklerinizi hatırlamaya çalışın. Saatlerce gezinseniz bile, hiçbir paylaşımı neredeyse hatırlayamayacağınızı fark edeceksiniz. Bu durum, sosyal medyanın hem kısa hem de uzun süreli hafızayı zayıflattığını ortaya koyan çalışmalarla doğrulanmıştır.
Sosyal medya akışı, sularında kaybolmuş ruhların günahlarından arınma aradığı ve
bunu da unutulma biçiminde aldığı mitolojideki efsanevi nehir “Lethe”'ye benzer.
“Lethe" unutkanlık nehridir. Yeniden doğmak isteyen ruhlar, eski benliklerini tamamen unutmak için bu nehirde yıkanırlar ve başka bir hayata doğmalarına olanak tanır.
Sosyal medyada “Lethe etkisi" açıklaması teorik olarak, bir sosyal medya akışı farkındalığı ve
hafızayı artırmalı ve zamanı daraltmalıdır. Çünkü heyecan verici, sıra dışı ve korkutucu içerikleri seçer. Ancak bu tür içerikleri nadiren hatırlarız.
Bu tutarsızlığın nedeni basit: Her gönderi endişe verici olduğunda, beynimiz hızla duyarsızlaşır ve endişe verici içeriği rutin olarak yorumlamaya başlar. Pasif ve dolayısıyla akılda kalıcı olan rutin ise zamanı hızlandırır. Sosyal medyanın farkındalığı ve hafızayı zayıflatmasının bir yolu da budur. Ne yazık ki, bunun gibi daha birçok sorun var.
Sosyal medyadaki gösterimler sıradan tesadüflerin değil, acımasız bir planlamanın ve kurgulamanın sonucu.
Geçmişte Facebook'un kurucu başkanı Sean Parker itiraf ediyor: "Bu uygulamaları geliştirirken aklımızdaki düşünce şuydu: 'Zamanınızın ve bilinçli dikkatinizin
mümkün olduğunca çoğunu nasıl tüketebiliriz?'"
Parker ve diğer teknoloji yöneticileri, zaman algımızı çarpıtan ara yüzler ve algoritmalar tasarlamak için "dikkat mühendisleri" kullanıyor. Bunu nasıl yaptıklarını anlamak için kumarhane ortamı tasarımının tarihine bakmak yeterli.
Zaman değer verilmeyi hakkediyor. Har vurup harman gibi savrulan zaman, gerektiğinde hiç bulunamayacak kadar nadirdir. Hayat boyunca zamanın kıymetini bilip boş yere harcamazsak, bize de değer verdiğimiz şeylere zaman ayırmak için vakit kalır!