04 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ukrayna sevdasının faturası ne olacak?

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 31 Ağustos-1 Eylül günlerinde Moskova’da olacak. Fidan’dan sonra önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan da Rusya’ya giderek Putin ile bir araya gelecek. Hükümet’e yakın medyada en fazla öne çıkarılan konu tahıl anlaşması olsa da masada esas gündem daha geniş bir çerçevede Türkiye-Rusya ilişkileri olacak.
Tahıl anlaşması konusunda genel kabul gören görüş, Rusya’nın daha önce açıkladığı duruşundan herhangi bir geri adım atmayacağı yönünde. Rusya, 17 Temmuz’da anlaşmanın Rusya ile ilgili kısımlarının yerine getirilmemesinden dolayı tahıl koridorunun durdurulduğunu açıklamıştı. 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da BM, Rusya, Türkiye ve Ukrayna’nın imzaladığı Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’na göre dünyanın tahıl ambarı olarak kabul edilen Rusya ve Ukrayna’nın gemilerinin tahılı uluslararası pazara ulaştırması kararlaştırılmıştı. Ancak, Ukrayna tahılı dünyaya taşınırken ABD ve AB yaptırımları nedeniyle Rusya’nın gemileri tahılını pazara ulaştıramamıştı.

KIRILMANIN BAŞLANGICI

Ankara-Moskova hattındaki esas gündem daha kapsamlı. Hükümet’in sözümona denge adı adı altında yürüttüğü politikanın sonunda açıktan Ukrayna yanlısı bir rotayı izlemesi Rusya ile ilişkileri olumsuz etkiledi. Hükümet, bu yöndeki uygulamalarına, 7 Temmuz’da Ukrayna lideri Zelenskiy’nin Türkiye ziyaretiyle başladı. Erdoğan Zelenskiy ile ortak basın toplantısında, “Ukrayna’nın NATO’ya girmesini hak ettiğini” vurgulayarak, “2014 Kırım’ın uluslararası hukuka aykırı şekilde ilhakından bu yana Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına olan desteğimizi tüm platformlarda ifade ettik” diye konuşmuştu. Ama daha önemli bir gelişme Zelenskiy’nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla ortaya çıktı. Zelenskiy giderken Türkiye’de bulunan Azov taburu mensubu 5 Neo-Nazi’yi de yanında götürmüştü. 21 Eylül 2022’de Türkiye’nin arabuluculuğunda olduğu bir anlaşmayla Rusya ile Ukrayna arasında 200 savaş esiri mübadele edilmiş, Beş Azov liderinin savaşın sonuna kadar Türkiye’de kalmalarına karar verilmişti. Bu anlaşmaya rağmen 5 Azov liderinin Ukrayna’ya verilmesi, Türkiye-Rusya ilikilerinde tahmin edilenden daha ciddi bir kırılmaya yol açtı.

UKRAYNA’YA ÜST ÜSTE ZİYARETLER

Temmuz ve Ağustos aylarında Ankara’nın Ukrayna yanlısı tutumunu giderek pekiştirmesi cabası oldu. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç, 23 Ağustos’ta Ukrayna'nın başkenti Kiev'de, Rusya’ya karşı bir Atlantik girişimi olan Kırım Platformu’nun 3’üncü Zirvesi’ne katıldı. Ukrayna'nın Bayrak Günü'nü ve Bağımsızlık Günü'nü tebrik eden Kılıç, Kırım'ın Ruya’ya katılmasının uluslararası hukukun ciddi ihlali olduğunu savundu. Kılıç, bu durum nedeniyle Kırım halkının büyük zorluklarla karşı karşıya kaldığını ileri sürerek, Türkiye'nin, bölgenin yerli halkından olan Kırım Türklerinin güvenliğine ve refahına büyük önem verdiğini vurguladı. Türkiye'nin 2014'ten bu yana izlediği Kırım politikasına atıf yapan Kılıç, "Ukrayna'nın bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan güçlü bağlılığımız ve desteğimiz, geçen yıl 24 Şubat'tan sonra daha da güçlenmiştir. Desteğimiz bu savaş bittikten uzun süre sonra da devam edecek." ifadelerini kullandı. Zirve’ye Erdoğan da videolu mesaj gönderdi.
Bundan iki gün sonra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Ukrayna’ya gitti. Fidan, mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında “Ukrayna’nın her zaman yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

BÜTÜN CEPHELERDE SONUÇLARI VAR

Bu ziyaretleri,“Her tarafla görüşüyoruz” diye pazarlanmaya çalışılsa da, Hükümet’in seçimlerden sonra izlediği dış politikada, Atlantik cephesi ile paralel olarak Ukrayna’ya yoğun destek politikası Rusya tarafından tepki ile izleniyor. Hükümet’in Ukrayna’yı kıyasıya savunan politikasına, Vilnius Zirvesi sırasında İsveç’e NATO üyeliğine onayın açıklanması ile Karadeniz’de Rus-Türk mutabakatına dayalı düzeni değiştirme hedefini de içeren NATO planlamalarına atılan imzayı da ekleyelim. Ankara’nın Atlantik’i devre dışı bırakan politikalardan uzaklaşan eylemleri, özellikle Ankara ile Moskova’nın belli ölçüde eşgüdüm içinde davrandığı Suriye, Libya, Kafkasya ve Karadeniz’de ABD’nin son dönemde ataklarını yoğunlaştırmasına imkan veriyor. Sonuç olarak bu politika, Doğu Akdeniz’den Suriye’ye, Irak’tan Kafkasya ve Orta Asya’ya uzanan hatta Türkiye’nin ulusal güvenlik çıkarlarını tehlikeye atıyor.

Hakan Fidan Rusya Ukrayna NATO Putin Recep Tayyip Erdoğan