04 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Uluslararası ilişkilerimiz düzeliyor-CDS’lerimiz yükseliyor

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Evet, bu sevinç çığlıkları her türden sağcı-solcu, muhafazakâr-laikçi aklınıza gelen her türden, ortak noktası çalışıp emek vermeden kazanma meraklısı, liberal insanlarımızdan geliyor.

Geçen gün Atatürkçü olduğunu iddia eden bir arkadaşım; “Artık çalışma zamanı, çalışırsak çok kazanacağız.” dedi. “Hayret sen emeklisin, iş mi buldun?” diye sorunca. “Hayır, borsaya yabancılar girmeye başladı, iyi takip yaparsak emekli maaşı ne ki, çok fazlasını kazanacağız.” dedi. Yanlış anlaşılmasın aynı yolun yolcusu muhafazakâra da sorsaydım aynı yanıtı alırdım.

“Mehmet Şimşek’in ne demek istediğini” geçen haftaki yazımda anlatmıştım.

Bu hafta, “Gerçekten ekonomimiz iyiye mi gidiyor? Ne durumdayız?

ATLANTİKÇİLİĞİN GÖSTERGESİ

Önce yıllar önce tarif ettiğimiz “CDS” ne anlama geliyor tekrar anlatalım. Açılımı “Credit Default SWAP” ülkelerin 5 yıl vadeli tahvillerine verilen finansal not en kolay anlatım. Bir başka anlatım Atlantik sistemine uyum notu.

Türkiye geçen yıllarda takip ettiği ekonomik politikalar nedeniyle Atlantik ülke yorumcularınca ekonomik ve siyasi riski yüksek ülke grubuna dahil olduğu için CDS notu yüksek olarak şekilleniyordu. CDS notunun yüksek olmasının sakıncası ise, ülke riski yüksek olduğu için o ülkenin borçlanma faiz oranı ile o ülke şirket ve kurumlarının borçlanma faiz oranları yüksek oluyor.

Şimdi ne oldu da bizim CDS notumuz düşmeye başladı. Biraz önce anlatmıştım “CDS” Atlantik ülkelerine uyumun notu anlamına geliyor. İşte değişen budur. Türkiye Atlantik sistemine tekrar uyum göstermeye başlamıştır.

ASYA İLE BÜTÜNLEŞMEK YERİNE

Türkiye döviz ihtiyacı ve ekonomisindeki kırılganlık nedeniyle bir karar verdi. Bu karar Asya ile bütünleşmek yerine Atlantik ile NATO ile bütünleşmekti.

Bu konuda ilk yapılan aslında toplumda çok fark edilmedi. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Cumhurbaşkanı ile seçimlerden önce ittifak görüşmesi yaptı. Genel Başkan Doğu Perinçek daha sonra kendisini Sn. Binali Yıldırım’ın arayıp ittifak için Vatan Partisi'nin düşünülmediğini bildirdiğini söyledi ve Sn. Perinçek ekledi: “Bu sıradan bir yanıt değildir. Bu bir siyasi tercihtir.” dedi. İttifak için, gerici ve bölücü HÜDAPAR’ın Vatan Partisi'ne tercih edilmesi bir sistem tercihidir. Evet, Ak Parti içindeki batıcı kanat kazanmıştı.

Artık “Uluslar arası ilişkilerimiz” düzelecekti. “Uluslar arası” olarak kastedilenin sadece Atlantik sistemi ülkeleri olduğunu anlatmaya gerek yok. Bu “uluslararasında” Çin, Rusya, Hindistan, İran, Pakistan vb. gibi yok. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İsveç, Finlandiya, Danimarka vs. var.

Vilnius’taki NATO toplantısında Sn. Cumhurbaşkanı tam bir ihtiyaç sahibi psikolojisi ve vücut diliyle Batılı liderlerin önüne çıkıyor, İsveç’e taviz veriliyor. Muhtemelen Batı'ya daha birçok söz veriliyor. Bu vücut dili, 3-5 ay önceki Erdoğan’ın vücut dili değil.

İsveç için Meclis tatilden sonra, Ekim ayında oylama yapacak. Kim öle, kim kala denebilir. Ancak Batı o kadar saf mı acaba?

DENGE SÜRDÜRÜLEBİLİR Mİ?

Denge politikası daha ne kadar sürecek yaşayarak göreceğiz.

Ekonomide ise bütçe denkliği ve rezervlerin yükselmesi ile Londra tefecilerine teminatların sağlanması sonucu Londra tefecileri yavaş yavaş piyasalarımıza gelmeye başladı. Daha tüm istekleri yerine gelmedi. Hele bir temmuz ayı PPK toplantısında politika faizi yüzde 25’i görsün, siz ondan sonra görün yabancı sermaye denen tefeci güruhu nasıl saldırıyor. Uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı ve beyaz kadın ticaretinden daha fazla geliri Atlantik sistemi damarlarına taşımak için nasıl hücum edecekler. Bizi de döviz geliyor diye sevinmeye davet edecekler.

Bizim bir kısım emeklilerimizde alınlarının teriyle hak ettikleri emekli maaşını alamayıp, borsadan tefecilerden kalan artıkları kazanç hanesine yazmayı matah bir iş zannedecekler. 

Türkiye, vitesi boşalmış kamyon gibi duvara çarpmaya gidiyor.