07 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yıkıntının altındaki büyük enerji

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Son deprem felâketinden sonra bir kez daha kanaat getirilmiştir; zorluklar karşısında bir tarih ayağa kalkıyor. Yeryüzündeki sarsıntıların o derinlerden gelen gürültüsü, Türk milletinin bütün tarihsel birikimini, binlerce yılda kazanılan dayanma gücünü, fedakârlığını, kahramanlığını, bütün insanîözelliklerini ve erdemlerini ayağa kalkmaya çağırıyor. Yıkıntıların altından duyulan ses budur, kardeşlerini kurtarmaya koşanların duyduğu ses de aynı sestir.

BEN DEĞİL BİZ VARIZ

O sesten sonra artık ben değil biz vardır, kendimizi değil, adını bile bilmediğimiz insanları düşünmek vardır.

İşte hepimiz gözlerimiz dolu dolu izliyoruz, bizim milletimizin elseverliği, erdemleri, yorulmazlığı, olağanüstü direnci destanlar yazıyor ve tarih yapıyor.

O nedenle şimdi bilinçlerimize daha derinden işleniyor: Türk devleti ve Türk milleti enkaz altında kalmaz! Doğanın sarsıntılarıyla yıkılanlar varsa, o yıkıntıların altından kalkan bir millet var.  

ENKAZDAKİ GERÇEK

Enkaz dendiği zaman, gözleri enkaza takılıp kalanlar vardır elbette. Çünkü enkazın kendisi bir gerçektir. Ama milletimizin birikimini biliyorsak, tarih bilincimiz varsa, enkazın altından ayağa kalkacak olan fedakârlıkları ve kahramanlıkları görüyoruz. 

Yıkım varsa, o yıkımdan büyük çözümler çıkaracak bir Türkiye vardır. Şimdi gündem, o büyük çözümü üretme gündemidir.

BÜYÜK ÇÖZÜM İÇİN DEVLET GERÇEĞİ

Yıkıntıdan ayağa kalkmak, yıkıntıyı temizlemek, yıkıntıyı eskimiş olandan kurtulmak için fırsata çevirmek, yıkılanların yerinde yeni olanı kurmak, bu büyük iş, milletin örgütlü gücünün eseri olacaktır. O örgütlü güç, devlettir ve devletten başkası olamaz. Çünkü milleti örgütleyen devlettir. Devletsiz milletler örgütsüzdür ve enkaz altında kalır. Bugün Türk milleti, binlerce yıllık devletli tarihi nedeniyle, devlet geleneği nedeniyle, ordusuyla, polisiyle o kahramanlıkları, o fedakarlıkları göstermiştir. Çünkü örgütsüz kuru kalabalıklarla halledeceğimiz sorunlarla karşı karşıya değiliz. Büyük yıkımlar karşısında emeği örgütleyen de, devlettir. Devletsiz çözüm olamaz.

İşte bu bilinçle, bu felsefeyle önümüze bakıyoruz.

KİLİTLERİ AÇAN ANAHTAR

Milletin öncü güçlerinin devlet yönetiminde olması büyük çözümün ilk adımıdır. Kilitler böyle açılır, kapılar böyle açılır yola böyle başlanır.

Önümüze bakıyoruz ve hepimizin gördüğü aynı manzaradır. Önümüzde yine zorluklar var ve o zorluklara meydan okuyoruz!

Türkiye zaten büyük zorluklarla yüz yüze gelmişti. Şimdi zorluklar daha büyük. Ama Türk milletinin zorluklarla mücadele kararı ve yeteneği artık her zorluktan daha büyüktür.

Zaman, yıkıntının altındaki büyük enerjiyi ayağa kaldırma zamanıdır.

Dağları deleriz, kayaları eritiriz ve o zorluklardan büyük çözümü çıkartırız!