04 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Rusya, Suriye’de süreci kötü yönetiyor

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Tayyip Erdoğan...
Tunus’ta konuştu.
Beşar Esad’ı “terörist” ilan etti.
Yıkıcı oldu.
Sık yapıyor bunu.
***
Hasar tespiti yapalım.
İlk sonuç: Erdoğan’a güvensizlik arttı.
Güven sicili sorunluydu zaten.
***
Temel sorular belli.
Bir: AKP Suriye’de tekrar başa mı dönecek?
İki: Erdoğan, Amerikan kampına dönmenin hazırlığını mı yapıyor?
***
Cevap:
Süreç gösteriyor ki...
AKP ileriye doğru kararlı değil.
Büsbütün geriye de dönemiyor.
Yalpalamayı sürdürecek.
Fakat: Ağır aksak da olsa...
Türkiye yoluna devam edecek.
Yakın vadede gözüken bu.
***
AKP cenahının nabzına baktım.
Bir “yorum”...
Bir de “tespit”.
***
Önce “yorum”.
Stratejik bakışlı.
“Öyle hesap kitap gözükmüyor.”
“Tayyip Bey refleksleriyle götürüyor.”
“Fakat bir husus can sıkıcı.”
“Yanlış yönlendiriliyor.”
İnce dokundurdu.
“Hemen yakın çevresindeki bazı isimler tarafından...”
***
“Tespit” ise biraz farklı.
Yakın çevreden.
“Sezgime göre” diye başladı.
İlk elden bilgiye dayandığını düşünüyorum biraz.
***
Söyledikleri.
“Putin’le peş peşe görüştüler....”
“Türkiye’de... Soçi’de...”
“PYD meselesini aşamadılar bir türlü.”
“Rusya elini örgütten çekmiyor.”
“Tayyip Bey de sonunda patladı...”
***
Sordum: Esad’a terörist dedi.
Arkası gelecek mi?
Suçlamaları yükseltecek mi?
***
Muhatabım “net” konuştu.
“Hayır” dedi.
“O sözler en tepe noktaydı.”
“Bundan sonra tansiyon aşağı çekilecek.”
Bad-el harab-ül Basra!
***
Biraz duralım burada.
Kendimize soralım.
Erdoğan’ın tepkisi gerçekten Rusya’ya mıydı?
Cevap: Kesin değil. Ama olabilir...
***
Ama şunlar kesin.
Rusya’nın Suriye sahasına girmesi...
Hava bombardımanlarına başlaması (30 Eylül 2015)...
Bir dönüm noktasıdır.
Savaşın seyrini bölge lehine değiştirdi çünkü.
***
O tarihten itibaren...
Türkiye dahil... Bölge ülkelerinin eli rahatladı.
Bölgesel ittifak... Biraz da Rusya sayesinde şekillendi.
Bunlar işin artıları.
***
Bir de sorunlu yön var.
Sorun, Moskova’nın “Kürt kartı”na bakışında.
Ruslar Türkiye’nin ulusalcılarına güya net konuşuyolar.
Bir yandan diyorlar ki: “PKK’yı ABD’nin elinden alamayacağımızı biz de biliyoruz...”
***
Diğer yandan, sahadaki pozisyonları rahatsız edici.
PKK/PYD: “Terör örgütü” ilan etmediler hala.
Üstelik: Moskova’daki büroları da açık.
Türkiye Afrin’e girmeye niyetleniyor.
Ruslar, burada bayrak gösteriyor hemen. “Gözetim gücüyüz” diye.
***
Liste uzun aslında.
Suriye’ye dışarıdan anayasa hazırlamak...
Deyri Zor’da örgütle birlikte operasyon yapmak...
Bayraklı ortak fotoğraflar...
PYD’nin askeri liderini Moskova’ya davet etmeler...
***
Asıl önemlisi Erdoğan-Putin zirveleri.
Son görüşmelere bakalım.
13 Kasım 2017: Soçi’de.
22 Kasım 2017: Yine Soçi’de.
11 Aralık 2017: Türkiye’de.
Bir ayda tam üç kez buluştular.
Örneği yok pek.
***
Turistik ziyaret değil bunlar.
Gündem belli: Suriye.
Büyüklerin...
Bölgesel güçlerin...
Vekil savaşçıların hesaplaştığı coğrafya.
***
İkili... Üçlü...
Peş peşe zirvelerde...
Büyük Suriye Konferansı konuşuldu.
Türkiye’nin bir temel şartı vardı: PYD katılmasın.
Fakat Rusya razı olmadı henüz.
* * *
PYD tarafının iddiasına göre.
Moskova, “söz” bile verdi...
Onlardan 155 temsilcinin katılması konusunda.
***
Sonuç ne olur?
Türkiye’nin PYD’yi kabul etmesi mümkün değil.
Rusya ısrar ederse... Ankara katılmaz.
Konferans toplanamaz bu durumda.
***
Eğer Erdoğan’ın rahatsızlığı bundansa...
Atılacak bir tek adım vardı.
Rusya’nın arabuluculuğuna son vermek...
Ve Şam yönetimiyle el sıkışmak.
Sürecin en meşru adımı olurdu bu
***
Böylece Türkiye iki başkenti yanına alır...
Tahran’ı... Özellikle de Şam’ı.
Böylesi bir tabloda bölgenin dediği olurdu.
***
Çünkü Rusya ve ABD’nin bölgede pozisyonları farklı.
ABD: Bölmezse tutunamayacak.
Bölmeye de gücü yetmiyor.
HHH
Rusya: ABD karşısında...
Bölgeyle dayanışmada kalırsa...
Kendisine alan açabiliyor.
En önemlisi: Bölgeye harita dayatacak güçte değil.
***
Sonuç: Rus yönetimi dar görüşlü.
Biraz kibirli... Fırsatçı görünüyor.
Ankara için bunu değiştirecek hamle ortada.
Şam yönetimiyle el sıkışmak.
İran ve Irak’la aynı hizada buluşmak.
Gün bitiminde olacak olan da bu.
Gecikmek, Türkiye’ye ağır bedel ödetiyor.
***
Günün özeti:
Rusya’nın PKK/PYD politikası...
Türkiye’nin Şam politikası...
İkisi de sürdürülemez.
***
Bir not: Yazarımız Mehmet Yuva Hoca’yla bir polemiğimiz oldu.
“Efendi”lik karşılıklı gereksiz tüketildi.
Yakışmadı.
Eleştiriler de geldi. Haklıydılar.
Kendi payıma okuyuculardan... Ve Sevgili Mehmet Yuva’dan özür diliyorum.
***
Bir not daha: Yıl bitti.
Yenisi hayırlı olsun.