Son Yazıları
Memleketin halleri
Kirli bilgiler üzerinden yürütülen psikolojik savaşla mücadele etsin diye kurulan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), dezenformasyon maksadıyla müdahale (dmm) yapmaya başlamış.
Tam faydalı bir iş yapıyorlar galiba derken o işi de kendilerine benzetiyorlar!
Yazının DevamıTrump Kennedy olur mu?
İran bombardımanı altında bakanlar kurulunu üç ayrı sığınakta toplayan İsrail Başbakanı Netanyahu, “Amerikalıları bu sürece ben sürüklemiyorum. Müdahil olup olmama kararı Başkan Trump'a aittir ve yalnızca o, ABD'nin çıkarlarına göre hareket edecektir.” diye konuşmuş.
Türkiye’de aydınlar hep Yahudi lobisi ve dolayısıyla İsrail’in ABD yönetimi üzerinde çok etkili olduğuna vurgu yapıyor. ABD’nin İsrail’i desteklemesi, özünde İsrail’in bunu yaptırabilme başarısının sonucudur deniliyor. Oysa işin bir boyutu daha var ve üstelik bu boyut daha belirleyici. Bu yüzden Netanyahu’nun sözleri öylesine söylenmiş sözler değil.
Yazının DevamıAtatürk’ün Yoldaşları
SON Meclis-i Mebusan 1920 Ocak ayında İstanbul’da toplanmış, Mustafa Kemal bu meclisin işgal güçleri tarafından er ya da geç dağıtılacağından emin olduğu için Ankara’da kalmıştır. Bu günlerde, Mustafa Kemal’in onayı ile İstanbul’daki meclis çalışmalarına katılanlardan Mazhar Müfit (Kansu) padişah Vahdettin’den bir görüşme daveti alır.
Vahdettin, Mustafa Kemal’in önderliğinde yapılan işleri över ve onunla görüşme isteğini dile getirir. İstanbul’a gelip gelmeyeceğini öğrenmek istemektedir. Sanki Anadolu’ya gönderilmesinden kısa bir süre sonra geri çağıran, görevden alan, tutuklanması için talimat veren kendisi değilmiş gibi rol kesmektedir.
Yazının DevamıYeni bağımlılıklar ve sosyal politika ihtiyacı
Gelişen teknoloji, insan davranışlarında yeni bağımlılık türlerinin ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Aslında sorun teknolojide değil dönüşen toplumsal ilişkilerde. Giderek artan yalnızlaşma, aile, komşuluk ve arkadaşlık ilişkilerinin yıpranması gibi nedenler, teknolojiye kaçan insanlar yaratıyor.
Cep telefonu ve internet, yeni türden bağımlılıkların ve sosyal davranış bozukluklarının tanımlanmasına neden oldu. Bunlardan biri olan ve İngilizce “no-mobile-phone phobia” kelimelerinin kısaltılmasından türetilen nomofobi. Kişinin cep telefonundan ayrı kaldığında paniklemesi veya ümitsizliğe düşmesi, etrafındaki konuşmalara veya işe odaklanamaması ve sürekli cep telefonunu kontrol etme ihtiyacı hissetmesi biçiminde ortaya çıkan bir kaygı türü olarak tanımlanıyor.
Yazının DevamıMilli siyaset: NATO’nun izin verdiği kadar mı?
Bu gün Vatan Partisi’nin Edirne’de önemli bir açık hava toplantısı olacak. Türkiye’den 30 km ötede Yunanistan’ın Dedeağaç kasabasında bir NATO tatbikatı yapılıyor: Nehirler geçiliyor, düşmana “anında müdahale” yapılıyor vs.
Kimseden çıt yok. Büyük büyük laflar eden düzen partileri, karşılarında uluslararası sistemin “büyük ağabeyi” ABD ve Türkiye’nin “güvenlik şemsiyesi” NATO olunca, kuyruklarını bacaklarının arasına kısıp, kayıkçı kavgası gündemine odaklanmayı tercih ediyorlar.
Yazının DevamıTerörle mücadelenin ideolojik boyutu nerede?
PKK’nın fesih kararı, Türkiye’nin terörle mücadele tarihindeki önemli bir aşamayı temsil ediyor. Fakat fesih kongresinin sonuç bildirgesi, PKK’nın sadece terör örgütü olmadığını bir kez daha hatırlattı. Maalesef bizde terör örgütlerinin siyasi yapılar olduğu ve siyasal bir amaca varmak için teröre başvurdukları gerçeği hep ikinci plana itilmiştir.
Kongre kararında PKK, arkada kalan yıllardaki mücadelesinin, Kürt halkı üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladığını iddia ediyor. Bu ifade, milletleşme sürecinin karşısında duran ayrı örgütlenme eğilimin ne türden ideolojik varsayımlar üzerine inşa edildiğini gösteriyor.
Yazının DevamıEkonomiden kim memnun?
Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, hem ücretlerin düşük hem de ücret sisteminin çarpık olduğuna dikkat çekiyor. Aynı işi yapanlar arasındaki ücret makasının açıklığı, emek kesimleri arasına nifak sokmaya hizmet ettiği için Hükümetlerin işine geldi. Onlarca yıl boyunca düzeltilmemesi bu yüzden!
Ücretlerin düşüklüğüne gelince, nisan ayı ile birlikte 4 aylık enflasyon oranı yüzde 13,36 oldu. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 37,86’yı buluyor. Kira artışlarının yasal sınırını belirleyen 12 aylık enflasyon ortalaması nisan ayında yüzde 48,73 olarak açıklandı.
Yazının DevamıDeprem tartışmasında doğru soruyu sormak
Sizi bilmem ama ben fena sıkıldım. Bütün TV’lerde yer bilimciler arasındaki akademik tartışmalar: Celal Şengör mü haklı yoksa Şener Üşümezsoy mu?; fay kaç parça kırılacak, nerede kırılacak; yanal atımlı mı dikey salınımlı mı olacak; tsunami olur mu, olursa dalgası kaç metre olur; toptan alırsak kaça olur!..
Yanlış sorularla doğru cevabı bulma şansı yoktur. Oysa sabahtan akşama kadar yanlış soruların etrafında dönüyoruz. Yer bilimciler için son derece değerli ve anlamlı olan bir tartışma, sokaktaki insanın somut ihtiyacını karşılamıyor. Yer bilimcileri biraz rahat bırakmak, yurttaşları da yanlış yönlendirmemek lazım.
Yazının DevamıAK Parti’nin yanlış kadro politikası
Geçen hafta proje okullarındaki haksız atamalar gündemdeydi. Bazı nitelikli liselerde “içeriden referanslı” olmayan öğretmenlerin, daha ücra okullara atanarak uzaklaştırıldığına ilişkin haberler çok konuşuldu.
Şüphesiz liyakatsiz atamalar ve gemi azıya almış bir kadrolaşma tutumu yeni bir durum değil. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın proje okullarına yapılan atamalarda 940 müdürün 829’unun belirli bir sendikanın üyesi olduğunu açıklayıp, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatının büyük oranda “atama çetelerinin” tahakkümü altında olduğunu söylemesinin üzerinden beş yıl geçti.
Yazının DevamıTahliyelerin gösterdiği
Geçen hafta birbiri ardına tahliye kararları geldi. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, ev hapsi kararı verilerek serbest bırakıldı. Saraçhane gösterilerine katılan 102 öğrenci tahliye edildi. Gözaltına alınan gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel serbest kaldı.
Tutuklama ve gözaltı kararları, sözde muhalefet tarafından Hükümetin yargıyı araçsallaştırarak siyasal rakipleri ile mücadele ettiği suçlamalarının konusu yapılmıştı. Tahliyeler, bu insanların en başından beri hiç tutuklanmaması ya da gözaltına alınmamasının daha doğru olacağını düşündürdü. Üniversiteli gençlerin tahliye kararını veren mahkeme, katalog suçlardan birini işlemediklerini belirtti. Yani tutukluluk kararları en başından yerinde bir karar değildi.
Yazının DevamıSol görünümlü liberalizm
Sosyal demokrasi işçi sınıfı ideolojisi olarak doğdu. CHP ise işçi sınıfı içindeki dönüşümün sonucunda reformcu bir partiye dönüşmedi. 1960’larda Türkiye İşçi Partisi’nin önünü kesebilmek ve kentleşen Türkiye’nin yeni toplumsal dinamiklerine cevap verebilmek için, dümeni sosyal demokrasiye kırdı.
İşçi sınıfı CHP’de partinin karakterini değil, komisyonlarda temsil edilmesi gereken bir kesimi anlatıyor. Öyle olduğu için CHP’nin yüzde altmış-yetmiş oy aldığı bazı sahil yörelerinde, 1 Mayıs işçi bayramı hiç de kitlesel biçimde kutlanmıyor. Partinin siyasetlerine antiemperyalizm, üretim ve bölüşüm üzerine fark yaratıcı çözümler damga vurmuyor.
Yazının DevamıProtestolar turuncuya döner mi?
İmamoğlu protestolarını turuncu devrime dönüştürmek isteyenlerin olması kaçınılmaz. Özellikle RAND Corporation’ın Türkiye’de iktidar değişimi umutlarını Batı yanlısı bir kalkışmaya bağladığı, Aydınlık okurlarının yakından bildiği bir konu.
Peki, bunun koşulları var mı? AK Parti’nin yirmi üç yıllık hükümet sürecinin yıpranması, faturası halka çıkartılan ekonomik kriz, işe alımlarda patronajın kurumsallaşması, liyakatin yerlerde sürünmesi, güç sahiplerinin otoriter ve kibirli üslubu, eğitimin gençlere gelecek sağlamakta faydasız hale getirilişi, çalışmakla kazanmak arasındaki ilişkinin kopuşu; çalışmayanın kazandığı, çalışanın kendisine bir gelecek kuramayışı ve umutların azalması…
Yazının DevamıDiploma
Üniversitelere lisans ve lisansüstü eğitim için ya da yatay-dikey geçişin şartları önceden ilan edilir. Bu şartları tutturamayan adayların başvuruları ilgili birim tarafından kabul edilmez. Diyelim ki şartları sağlamadığı gözden kaçtı ve başvuru kabul edildi. Başvuruları değerlendiren komisyon tarafından uygunluk verilmez ve öğrenci kayıt yaptıramaz. Diyelim ki yaptırdı ve derslerini vererek mezun oldu. Diploma iptal edilemez. Çünkü hata en baştan yapılmış, öğrencinin akademik yeterliliği ile ilgili olmayan idari bir sorun olarak meydana gelmiştir.
Üniversitelerde bazen bir öğrencinin idari kararla kapatılan, dönemi ya da adı değiştirilen dersler nedeniyle mezuniyet için gereken krediyi tamamlayamadığı olur. Böyle durumlarda fakülte yönetim kurulları ve üniversite senatoları, hak kaybına yol açmamak için öğrenciden yana karar alarak, mezuniyet için gereken kolaylıkları sağlarlar. Usul budur.
Yazının DevamıAz laf çok iş
1994 Ağustos’u. Yaz tatilinde bisikletle geziyordum. Önünde durup bakındığım gazete bayisinde bir dergi dikkatimi çekti, adı Bilim ve Ütopya. Kapakta “Evren Modellerinde Din-Bilim Çatışması” diye bir konu var. Hiç böyle cesur bir başlık görmemiştim. Derhal satın alıp okudum.
Genel olarak bilime ve bilim dergilerine ilgi duymuşumdur. TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik dergilerini babam ilk çıktığı 1960’ların sonlarından beri okumuş, biriktirmişti. Evimizdeki ciltlerini incelemiştim. Ancak Bilim ve Ütopya farklı ve çok etkileyiciydi. Sadece bilim dünyasında olan biten teknik gelişmeleri haber vermiyordu. Bilimden yana bir felsefi tutumu vardı. Aydınlanmacı ve devrimciydi.
Yazının DevamıTerör döneminin sonu
Öcalan’ın çağrısı toplumda olumlu yankılandı. Vatandaşlar bir yandan olan bitenin hikmetini ve bu işin ardında bir çapanoğlu olup olmadığını anlamaya çalışırken, öte yandan terörün bir biçimde biteceğini duymaktan hoşnutturlar.
Çağrı metni incelendiğinde, Öcalan’ın herhangi bir pazarlık ya da önkoşul ileri sürmeksizin, PKK’nın işlevini tamamladığını, zaten geçmişte de milliyetçi önyargı ve savrulmaların esiri olduğunu tespit ettiğini görüyoruz. Öcalan’a göre, ne federasyon ne özerklik ne de kültüralist taleplerin sosyolojik bir karşılığı yoktur. Yapılması gereken tek bir iş kalmıştır: PKK’yı feshedip Türkiye’nin milli birliği içinde yer almak.Bu noktada iki hususu birbirinden ayırmak gerekiyor. Birincisi, Öcalan’ın çağrısı ve bu çağrının PKK hareketi üzerinde yaratacağı etki, milli menfaatlerimiz açısından tartışmasız olumludur. Bunun karşısında durup sanki PKK’nın silah bırakmamasını istiyormuş gibi bir pozisyona düşmenin kimseye faydası yoktur.İkincisi, PKK’nın Öcalan’ı dinleyip dinlemeyeceği ya da ABD’nin nasıl bir tavır alacağı konularıdır. Basın toplantısının yapıldığı salonun heyecansız atmosferi ve kimi DEM Parti eşbaşkanlarının kendilerince pazarlıkta el yükseltme çabaları da gözlerden kaçmadı. Fakat PYD Lideri Salih Müslim’in Öcalan’ın çağrısına uyabileceklerini söylemesi de sürecin genel karakterine uygun. Terör döneminin sonuna geldik.
Yazının DevamıMilli Eğitimin çöküşü bir tercihtir!
Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Nabi Avcı, İsmet Yılmaz, Ziya Selçuk, Mahmut Özer, Yusuf Tekin…
Bu ülkenin milli eğitimi son yirmi iki yılda dokuz bakan gördü. En kısası beş ay, en uzunu altı yıl bakanlık yaptı. AK Parti Hükümeti’nde ortalama Milli Eğitim Bakanlık süresi iki yıl…
Yazının Devamı