Son Yazıları
Yeni ittifaklar, yeni sistem!
Yıl 1996.
Zihinler Washington ve Brüksel’e taşınmışken Vatan Partisi Avrasya seçeneğini bir sempozyumla Türkiye’nin gündemine soktu. 8 ülkenin iktidar partisinin, 50 ülkeden temsilcinin katıldığı etkinlikte, Türkiye’nin ittifak birikimi göz önüne geldi.
Yazının DevamıNevşehir’de gazetecilere soru sormayı yasakladılar
CT Haber Genel Yayın Yönetmeni Can Taşkın 1980 doğumlu genç bir gazeteci. Suya sabuna dokunmadan sadece ‘görünür gerçeği’ aktarıp ‘aman ağzımızın tadı bozulmasın’ diyen gazetecilerden değil. Haber yapmadığı bir konu yok. Özellikle kamuda dönen dolaplara gözünü dikiyor. Kurduğu televizyon ve gazete ülkemizin en güçlü yerel yayın organlarından biri. CT Haber televizyonunun ekranlarında tüm siyasi partilerin il başkanlarını görmek mümkün. Kuruluş, geçen sene Ulusal Kanal’a nitelikli yayın ödülü vermişti. Törene Nevşehir’in ileri gelenlerinin neredeyse tamamı katılmıştı.
Taşkın önceki gün bir yazı yazdı ve sabaha karşı ters kelepçe takılarak tutuklandı. Peki o yazıda neler var? Birlikte okuyalım: “Nevşehir’de iş insanları çeklerini ödeyemez durumda. Fabrikalar işçi maaşlarını yetiştirmekte zorlanıyor. Böyle bir dönemde devletin elini iş dünyasının omzunda görmem gerekirken, bazı bürokratların ellerinde listelerle para topladığını duyuyorum.
Yazının DevamıYılana sarılmak zorunda kalabiliriz
PKK'nın önde gelen isimlerinden Zübeyir Aydar "Sizi İsrail'le, ABD'yle işbirliğiyle suçluyorlar, bu doğru mu?" sorusuna "(Suriye'deki son gelişmelere atıfla) Biz de korkuyoruz, tedbir almak zorunda kalıyoruz... Denize düşen yılana sarılır derler ya..." yanıtını verdi.
30 Ağustos'ta örgütün medya organına konuşan Aydar, Türkiye'nin 'kılıç tehdidinde' bulunduğunu, bu yüzden de "başka tercihlere zorlandıklarını" öne sürdü. Aydar birinci tercihlerinin ise "kapı komşularıyla birlikte yaşamak" olduğunu söyledi. Diğer yandan da Türkiye’nin Suriye politikasını tümden değiştirmesini istedi.
Yazının DevamıTSK'nın 30 Ağustos geleneğini korumak
İşgal günlerinde ordumuz büyük ölçüde dağıtıldı. Mustafa Kemal Paşa gibi dirayetli komutanlar silahlarını ve birliklerini teslim etmedi. Anadolu ahalisi onların öncülüğünde ordulaştı. Halkımız Ankara'da bir siyasi merkez inşa ederek ve işgalciye karşı savaşarak tebaa olmaktan çıktı milletleşme yolunda ilerledi. Bu durum Türk ordusunun karakterini belirledi. Ağır NATO tahribatına rağmen Türk ordusu bir halk ordusu olarak cumhuriyetçi, milliyetçi, devrimci, halkçı, laik geleneklerini korumayı başardı.
CIA'nın Gladyo'su Türk ordusunun bu özelliklerini değiştirmeye çalıştı. 12 Eylül darbesi ağır bir tahribat yarattı ama tarihi deneyimler içinde oluşan kurumsal güven, subay birikimi ve geleneklere sadakat Türk ordusunun itibarının korunmasını sağladı. Gladyo daha sonra FETÖ aracılığıyla Türk ordusunun içine sızdı ama 15 Temmuz darbe girişimine rağmen Türk ordusu hızla toparlandı. Darbe girişiminden hemen sonra açıklanan resmi rakamlara göre, darbeye katılan üniformalı hainlerin sayısı Türk Silahlı Kuvvetlerinin yalnızca yüzde 1,5’ine tekabül ediyordu. Yani ordu sağlam durdu, darbe engellendi.
Yazının DevamıGençliğe milli bilinç aşısı: Halk oyunları!
Ulusal Kanal Haber Merkezi’nin tecrübeli yöneticilerinden Devrim Aşkın Karasoy sabah toplantısında gündeme getirdi: “Milli halk oyunları yarışmaları sahipsiz. Heyecan yok, istek yok. Köşelere itilmiş.”
Müziğin ritmiyle öze ulaşma…
Yazının DevamıBilimsel sahtekârlık işte böyle yapılıyor
“Bilimsel sahtekarlık bireysel eylemlerin ötesine geçerek organize bir yapıya dönüştü.”
Bu cümle Üsküdar Üniv. Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay’a ait.
Yazının DevamıNATO sınırını geçemeyen İslamcılık
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun yıllar metin yazarlığını yapan, önde gelen İslamcı yazarlardan Aydın Ünal, 11 Ağustos 2025 tarihli Yeni Şafak gazetesindeki yazısında şunları yazdı:
“(Filistin’de yaşanılanlar karşısında) Dişlerimizi, yumruklarımızı sıkıyor, öyle anlar geliyor ki kafamızı öfke patlamalarıyla duvarlara vuruyoruz. Sonra dönüyor, o öfkeyle, sayıları 2 milyarı bulan İslam alemini sorguluyoruz…”
Yazının DevamıSahte diplomadan sonra: Doçent olmayan 'doçent'e r
Tarih 16 Eylül ve 24 Eylül 2024
Şırnak Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ahmet Selçuk Bayburtlu, Turizm Yüksekokulu Müdürü Sedat Çelik’in doçentlik belgesinin iptal edilmesi için şikâyet dilekçesi yazdı.
Yazının DevamıPKK’daki ‘anlam yoksunluğu ve aşırı tekrar’
Kendisini ‘KCK Eşbaşkanı’ olarak tanıtan Cemil Bayık’ın 23- 25 Temmuz tarihleri arasında örgütün gazetesinde yayımlanan açıklamaları ‘Bütünleşme Süreci’nde örgütün ne yapacağına ilişkin önemli veriler içeriyor.
Tabanına, Öcalan’ın pratiğini anlatarak güven vermeye odaklanan örgüt liderliği, PKK’nın feshi ve silah yakma eylemini ideolojik olarak izah etmeyi öne alıyor. Cemil Bayık, bunu yaparken de özeleştiri veriyor ve Öcalan’ın geçmişteki ‘değişim ve dönüşüm’ hamlelerini örgütün yeterince anlayamadığını açık açık belirtiyor:
Yazının DevamıPKK liderleri tabanlarına bakın nasıl sesleniyor
Cemil Bayık kendisini ‘KCK Eşbaşkanı’ olarak tanıtıyor. Diğer Eşbaşkan silah yakan ekibin lideri Bese Hozat. Yani hiyerarşiye göre en tepedeki iki kişiden biri Cemil Bayık. Bu açıdan örgütün gazetesinde 23 Temmuz’dan itibaren üç gün boyunca yayımlanan açıklamaları, sürecin yol haritası bakımından önemli.
Bayık’ın açıklamaları şu başlıklar altında incelenebilir:
Yazının DevamıPKK gitti KCK kaldı mı?
PKK yöneticileri örgütün fesih kongresinden sonra, açıklamalarında örgütün ismini kullanmayı bıraktı. ‘Kürt Özgürlük Hareketi’ tanımını kullandılar. Fakat 23 Temmuz’da örgütün yayın organına konuşan Cemil Bayık kendisini bu sefer KCK Eşbaşkanı olarak tanıttı. Silahların yakılma sürecinde de basına bilgilerin ‘KCK Enformasyon Bürosu’ tarafından gönderilmesi de dikkat çekmişti. Bu durumda soralım PKK gitti KCK kaldı mı?
KCK bilindiği gibi PKK’yı da kapsayan çatı yapılanmanın ismi. 2005 yılında oluşturuldu. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’deki örgüt faaliyetlerini organize eden üst karar organı olarak düşünüldü. Duran Kalkan’ın Serxwebun Dergisi'nin Nisan sayısında ‘KCK noktasında istenilen örgütlenme ve başarıya ulaşamadıklarını’ belirtmesi bu yapılanmanın pratikte karşılıksız kaldığını bu yüzden örgütün artık kullanmayacağına yönelik değerlendirmelere yol açmıştı.
Yazının DevamıCemil Bayık’tan ezber bozan hatırlatmalar
CIA yöneticisi Graham Fuller, Türkiye’de daha çok FETÖ’ye verdiği destekle biliniyor. Halbuki ülkemizin bölünme girişimlerinde de en öndeydi. Fuller, 90’lı yılların sonunda ülkemizi pervasızca tehdit ediyordu.
Çarpıcı bir örnek: “Türkiye, kendi Kürt sorununa esir düştü. Ne zaman bir konuda sesini yükseltmeye kalksa önüne hemen ‘Kürt sorunundan ne haber!’ sorusu getirilir.” (7 Ağustos 1999, Dış Politika Derneği’nin düzenlediği etkinlik.)
Yazının DevamıÖcalan’ın bu görüşlerini sahiplenmiyor mu?
PKK liderliğinin açıklamalarında, tereddüt ifadeleri, şüpheler ve şartlar ön planda. İdeolojik ve siyasi gerekçeler, tekraren dile getiriliyor. Tarihsel tartışmalara odaklanma tutumlarından vazgeçmiyorlar. Bugün bir örneği ele alalım. Beyanlarda, Kurtuluş Savaşı’nın hem emperyalizme karşı mücadele tarihi hem de Türk ve Kürt birlikteliği açısından önemini hafifletmeye yönelik dokunmalar göze çarpıyor.
Halbuki Abdullah Öcalan, 1999 yılında DGM'ye sunduğu ilk savunmada şöyle demişti:
Yazının DevamıMGK’nın sabotaja uğrayan ‘af’ önergesi
PKK’nın silah bırakma ve örgütü feshetme sürecinde her adım oldukça dikkatli atılıyor. Bir üst düzey güvenlik yetkilisi, Ulusal Kanal’a gelişmeleri şöyle aktardı:
“Kamuoyunun şu anda şaşırdığı tüm gelişmelerin her dakikası üç senedir adım adım planlanıyor. Daha hızlı ilerlenebilirdi ama örgütün bu duruma hazır hale getirilmesi zaman aldı. Bir anda beklenmeyen bir yerden müdahale yapılmazsa PKK konusu iki sene içinde kapanacak.”
Yazının DevamıDEM’in önündeki Bayram Yurtçiçek yolu
PKK’nın kendini fesih ve silahlarını bırakma süreci elbette kolay olmayacak, uzun zaman alacak. Bu süre zarfında bütünleşmenin gerektirdiği sorumlulukla hareket etmek ve birleştirici bir siyaset, tavır ve dil sabotajları engeller. Bölücü silahlı girişimin tarih olması için DEM’e özellikle büyük sorumluluklar düşüyor. DEM Parti etnik temelde siyaset yürütmek yerine anti-emperyalist temelde emekten yana bir kuvvet olabilir mi? Diyarbakırlı Bayram Yurtçiçek bunun yolunu göstermişti. Genç arkadaşlar için anlatalım:
Bayram Yurtçiçek 1949’da Diyarbakır Silvan’da yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Öğretmen oldu. Haksızlık gördü, müdahale etti. Sürgün cezası verildi ama boyun eğmedi.
Yazının DevamıFETÖ virüsünü bünyeden söküp atmanın formülü
Gözlerden kaçmasın: Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün çok önemli bir özeleştiri yaptı: “FETÖ virüsünü bünyeden tamamen söküp atamadık.”
Virüslerin ideolojisi yok ama FETÖ virüsünün ideolojisi, siyasetleri ve hayata geçirmek istediği bir toplum planı var. Bu virüsü bünyeden ‘söküp atamamak’ yeni tedavi yöntemlerini zorunlu kılıyor. Konuyla ilgili esasların üzerinde duralım:
Yazının Devamı