Asya’nın kartal gözlü uyduları
Son yıllarda yaşanan gelişmeler, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'in bölgedeki saldırganlık eylemleri karşısında Çin'in pasif kaldığı ve İran başta olmak üzere bazı ülkeleri yeterince desteklemediği yönünde tartışmalar ortaya çıkmıştır. Ancak bu iddialar, Çin'in stratejik yaklaşımı ve jeopolitik pozisyonunu tam olarak yansıtmamaktadır.
Özellikle Pakistan-Hindistan ve İran-İsrail çatışmalarında yaşanan olağanüstü askeri başarıların ortak noktası, stratejik bağımsızlık ve teknolojik egemenlik yönünde atılmış kritik bir adım olan Çin'in BeiDou uydu navigasyon sistemine geçişti. Bu geçiş, yalnızca bir teknik tercih değil, aynı zamanda jeopolitik bir dönüm noktası olarak değerlendirilmeli. Her iki çatışmada da gözlemlenen ortak başarı, düşman topraklarına yapılan yüksek hassasiyetli ve koordineli saldırılar olmuştur. Bu tür operasyonlar, gerçek zamanlı yüksek doğrulukta navigasyon ve koordinasyon gerektirir. Bu da yalnızca gelişmiş bir uydu sistemi ile mümkün olabilir.
Bu gelişmeler, küresel güç dengelerinin ve teknolojik egemenliğin dönüşümünü net bir şekilde ortaya koyuyor. Konuyu derinleştirmek için uydu ve konumlandırma sistemleri bağlamında kısa bir bilgilendirme yapalım.
Uydular, Dünya'nın yörüngesine gönderilen küçük (veya büyük) cihazlardır. Bir nevi gökyüzünde yüzen bilgisayarlar gibidirler. Bu uydular radyo sinyalleri gönderip alabilirler. Bu uydular sürekli olarak "Şu an benim konumum X, sinyalin gönderilme zamanı Y" gibi bilgileri radyo sinyali olarak Dünya'ya yayar. Her sinyalin ne kadar sürede ulaştığını hesaplayarak uydulara olan mesafenizi belirler.
Bazıları hava durumu tahmini için kullanılır, bazıları televizyon sinyallerini taşır, bazıları da konumunu belirlemek için çalışır. İşte bu sonuncusuna uydu konumlandırma sistemi denir.
Bu sistemler sayesinde cep telefonun, arabanın navigasyonu veya spor saatlerin senin nerede olduğunu gösterir. En tanınmışı ise GPS ’tir (Global Positioning System – Küresel Konumlandırma Sistemi).
Ama GPS sadece bir tanesidir. Başka ülkeler de kendi sistemlerini kurmuşlardır:
Rusya: GLONASS
Avrupa Birliği: Galileo
Çin: BeiDou
Tüm bu sistemler aynı şekilde çalışır.
GPS, uzun süre küresel navigasyonun omurgası olarak görülmüş ve 160’tan fazla ülke bu sisteme güvenmiştir. Ancak bu güven, aynı zamanda bir zafiyet kapısı da oluşturmuştur. ABD, ihtiyaç halinde sinyalleri keserek veya manipüle ederek, diğer ülkelerin askeri ve ekonomik operasyonlarını felce uğratabilir.
Çin'in BeiDou ile yaptığı, bu bağımlılık zincirini kırmak ve kendi alternatifini global pazarlara sunmak olmuştur. Bugün BeiDou, hem daha fazla uyduya sahip (45+), hem de çoğu ülkede GPS ile uyumlu çalışabilen bir sistem olarak yaygınlık kazanmaktadır. Ayrıca, çift frekans teknolojisi sayesinde sinyal karıştırma ve parazitlenmeye karşı daha dayanıklı bir yapı sunmaktadır.
BeiDou’un yükselişi, yalnızca bir uydu sisteminin gelişimi değil, aynı zamanda küresel güç yapısının dönüşümünün bir parçasıdır. Bu dönüşümde şu temel eğilimler belirgindir:
Çok kutuplu bir dünya düzeni oluşuyor. ABD'nin egemenliği giderek azalırken Türkiye, Çin, Rusya, İran, Pakistan gibi ülkelerin iş birliğiyle yeni sistemler inşa etmesi güç dengelerini değiştiriyor.
Dijital egemenlik, yeni nesil egemenlik anlayışının merkezine yerleşiyor. Uluslararası teknolojik altyapılara bağımlılıktan kurtulmak, artık sadece askeri değil siyasi ve ekonomik bağımsızlık açısından da hayati önem taşıyor.
Teknoloji, artık yalnızca sivil değil, stratejik bir silah haline geliyor. BeiDou gibi sistemler, ülkelerin kendi topraklarında değil, uluslararası arenada da etkili olabilmesini sağlıyor.

Türkiye’nin Uydu Konumlandırma Sistemi Hedefleri
Türkiye, son yıllarda kendi bağımsız uydu konumlandırma sistemlerini geliştirmek için önemli adımlar atmıştır. Türkiye, uzun yıllardır dış GNSS ya da Küresel Konum Belirleme Sistemlerine (GPS, GLONASS, Galileo, BeiDou) bağımlı şekilde konum ve zaman ayarı yapıyordu. Fakat son dönemde millî adımlar hızlandı. Artık hem sivil hem de stratejik ihtiyaçlar için yerli bir konumlandırma ekosistemi oluşturma hedefi netleşiyor.
Türkiye bir taraftan milli navigasyon sistemleri geliştirirken bir koldan uydu tabanlı düzeltme sistemleri alanlarında önemli altyapı çalışmaları yürütmektedir. Uydu Tabanlı Düzeltme Sistemi (SBAS), yer sabit yörüngeli (GEO) uydulardan yapılan yayınla GNSS’e ait hataların düzeltilmesi için hizmet sunan sistemdir.
Şu anda Türkiye’nin kendi bağımsız GNSS uydusu yok ama SBAS altyapısı kuruluyor, askeri BKZS sistemi ve ticari/araştırma micro‑uyduları üzerinde çalışmalar sürüyor. Bu projeler tamamlandığında ülkenin yerli bir konumlandırma sistemine sahip olması hedefleniyor. TUBİTAK bu çabaların içinde önemli görevler almaktadır.
Baykar’ın selahiyetindeki Fergani Uzay’ın FGN‑100‑d1 isimli ilk uydusu, 14 Ocak 2025’te Transporter‑12 ile uzaya fırlatıldı ve 510 km yükseklikte yörüngeye ulaştı. Görev; uçuş bilgisayarı, iletişim ve en önemlisi GNSS konumlama testleri içeriyor. Şirket, 5 yıl içinde 100 uyduya ulaşarak bu konstellasyonu “Uluğ Bey” ismiyle küresel bir konumlama sistemine dönüştürmeyi planlıyor.
Biz Yaparız diye boşuna söylemiyoruz! Göreceksiniz.
Yön ve Eylem
Modern savaşlarda "konum bilgisi", tıpkı barut veya radar gibi kritik bir silah haline gelmiştir. Bu nedenle ülkeler, kendi sistemlerini geliştirerek dışa bağımlılığı azaltmayı hedefler.
ABD'nin GPS sistemi, uzun yıllar sadece sivil ama aynı zamanda askeri operasyonlar için kritik bir altyapı olarak öne çıkmıştır. Ancak bu sistem, stratejik bir silah olarak da kullanılabilir. ABD, işine geldiğinde GPS sinyallerini keserek veya manipüle ederek düşmanlarına karşı bir üstünlük sağlayabilir. Bu gerçeği fark eden Çin, özellikle 1990’larda yaşanan Tayvan Krizi sırasında, kendi füzelerinin GPS sinyalleri kesildiğinde hedeflerini vuramaması üzerine, teknolojik bağımlılığın tehlikelerini anlamış ve BeiDou projesini başlatmıştır.
Bu sistem sayesinde Pakistan ve İran gibi ülkeler, artık ABD'nin izin verdiği sınırların ötesine geçebilmiş ve kritik askeri operasyonları kendi kontrolünde, daha yüksek hassasiyetle gerçekleştirebilmiştir.
Bugün için BeiDou’nun Asya çağına sağladığı büyük dayanağı konuşuyoruz ama emin olunuz ki yarın Türkiye’nin ürettiği sistemlerin gururunu paylaşacağız. Emperyalizmin baskısından kurtulmak isteyen ülkeler Türkiye’nin sağladığı imkanları kullanacaklar.
İçinden geçtiğimiz süreçlere Türkiye’nin hedefleri açısından bakıldığında, içeride ve dışarıda verilen mücadelede yanlış konumlarda olmayız.
Dedeağaç’tan Girit’e, Libya’ya, Kıbrıs’a ve ötesine kadar Türkiye’ye karşı namlusunu çeviren İsrail ve arkasında Amerika’nın olduğu savaş baronlarıdır. Bu savaşta en önde cephe tutacak tüm aydınlarımızı, vatanseverlerimizi Vatan Partisi’ne üye olmaya, görev almaya davet ediyorum. Birlikte omuz omuza görevler başarmanın tarifsiz mutluluğunu paylaşmaya davet ediyorum.
Kaynaklar
https://iranpress.com/content/33114/iran-amb-china-provide-iran-with-beidou (2021)
https://www.nationalheraldindia.com/international/iran-abandons-gps-what-its-shift-to-chinas-beidou-means (2025)
https://www.pakistantoday.com.pk/2025/07/08/how-beidou-won-the-wars-for-pakistan-and-iran/ (2025)
https://jamestown.org/program/beidou-and-strategic-advancements-in-prc-space-navigation/ (2024)
https://www.gpsworld.com/bkzs-turkeys-regional-gnss-system-takes-shape/ (2025)
https://spacenews.com/china-to-launch-next-generation-beidou-satellites-in-2027/ (2024)