Yandex
19 Mart 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avrupalılar karar vermesini bilmiyor

Cem Zeren

Cem Zeren

Gazete Yazarı

A+ A-

Son iki haftadır birçok ülkede, bu yıl Basel’de düzenlenecek Örovizyon Şarkı Yarışması Finali’ne katılacak şarkıların belirlendiği ulusal elemeler gerçekleştirildi. Yarışmalar sonrası ortaya çıkan bir sonuç var: “Avrupalı karar vermesini bilmiyor!” Birçok güzel eserin yarıştığı ulusal elemelerde kazanan şarkılar hep hayal kırıklığı yarattı.

YUNANİSTAN’DAN ÇİRKİN TEHDİT

Yunanistan elemesinde folklorik ezgilerin yer aldığı birçok güzel şarkı yarıştı. Geçtiğimiz sene Yunanistan’ı temsil eden şarkıyı da hatırladığımda; yine bu hareketli şarkılardan birinin tercih edileceğini sandım. Geçtiğimiz sene Yunanistan’ı temsil eden Marina Satti, yarıfinal sonrası basın toplantısında “Türk ve İran Müziğinin de yer aldığı Doğu Müziğinin köklü ve zengin olduğunu ve bu zenginliğin Dünya Müziğine çok katkısı olduğunu” belirtmişti. Yarışma şarkısında da, dansçıların yerlerine gitmesi için yapılan çağrı “kaç kaç kaç kaç” şeklinde Türkçe yapılıyordu. Türkçe’nin Yunan kültürünü nasıl etkilediğini gerek şarkının ritminden gerek içerdiği Türkçe kısımdan görebiliyorduk. Satti, açıklamalarıyla ve müziğiyle iki toplumu birleştiriyordu. Yunanistan Ulusal Elemesinde birçok şarkıda aynı keyfi yaşadım. Oylama sonucu, geçtiğimiz seneden farklı bir sunumda yapıldı. Ne jüri oyları ne halk oyları açıklanmadan; önce ilk 3 sonra kazanan anons edildi. İlk 3 arasında anons edilen şarkılardan Vale, folklorik ezgileri de içeren keyifli bir şarkıydı. Diğeri “Sirens”in sözlerindeki bulmaca hoşuma gitmişti. Siren’in iki anlamı vardır; biri itfaiye, cankurtaran ve polis araçlarının uyarıcı sesi; diğeri ise, Yunan mitolojisinde önemli yeri olan üst tarafı kız alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı. Efsaneye göre aşk tanrıçası Afrodit, bekaretlerini bir tanrıya ya da ölümlüye vermeyi reddettikleri için genç kızları cezalandırmak için sirene çevirmişti. Yunan mitolojisinin bir sırrını da içinde saklayan Sirens de, Vale gibi eğlenceli ve nitelikli bir şarkıydı. Ancak, kimden nasıl oy aldığı anlaşılmayan ve hiçbir şeye benzetemediğim Asteromata kazanan ilan edildi.
Bir ağıt olduğu belli olan Asteromata’nın sözlerini ve şarkıcı Klavdia’nın açıklamaları okuyunca, niyet belli oldu. Ulusal elemede, uluslararası jürinin 3. seçtiği şarkı; bir şekilde kazanan ilan edilmişti. Ailesi Karadeniz’den Yunanistan’a gelen Pontus Rumu Klavdia “Yıldızlı Gözler” isimli şarkının göç edilişleri ile ilgili olduğunu da itiraf etti. Şarkıda “geri dönüşüm”den bahsediliyor. “Yelkenlerimi açtım” “Unutulmuş Kanatlarım” “Dinlenmekten yoruldum” dibi sözlerle Karadeniz’e tekrar ulaşım özlemi şarkıda dillendiriliyor. Ayrılan bir anne ve çocuğunun tekrar kavuşacağının anlatıldığı şarkıda “Kökün toprağı hiçbir zaman unutulmaz” ve “Alevler onu yenemez” dizeleri düşmanca niyet iyice belli ediliyor. Yunanistan’da 19 Mayıs, 1994’te “Pontus Rumlarına Soykırım Anma Günü” ilan edildi. Hatta; ülkemizdeki İskandinavya hayranı cahillerin çok sevdiği İsveç de Meclisinde; Ermeni ve Süryani Soykırım Yalanlarını, Pontus Rum Soykırımı yalanı ile beraber tanıdı. 19 Mayıs’ın anma günü tercih edilmesinin nedeni, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkış tarihi. Türk Milleti’nin emperyalizme karşı başlattığı Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç tarihini bir soykırım iddiasına çevirme alçaklığı anca düşmanlıkla açıklanabilir. Basel’deki Örovisyon Şarkı Yarışması Finali 17 Mayıs’ta; anma gününden 2 gün önce. Yunanistan’ın yarışmadaki niyeti belli; Örovizyon gecesi Rum Pontus Soykırım İddialarının lansmanını yapmak. TRT’nin bu şarkıya itiraz ettiğini okudum. İyi de yapılmış. Ama 2016’da Ukrayna’yı temsil eden Kırım Tatar Sürgünü’nü konu alan 1944 isimli şarkının yarışmayı kazandığını düşündüğümde; EBU’nun bu konuda duyarlı olmayacağını düşünüyorum. Avrupa’yı 2. Dünya Savaşı’nda faşizmden kurtaran Sovyetler Birliği’ni Hitler ile iş birliği yapanları sürdüğü için yargılamak vefasızlıktır. 2016’da Türkçe sözlerinden hoşlandığımız için, bu vefasızlığa sesimizi çıkarmazsak; emperyalizmin yayılmacı politikası başka bir şarkıda gelir bizi bulur.

UKRAYNA’NIN ELEMESİ SİYASET DOLU

Ukrayna elemesinde Fiinka’nın folklorik öğeler içeren Kultura isimli şarkısını beğenmiştim. Ukraynalılar “Bird of Pray” isimli şarkıyı tercih etti. Tarzı ve melodisi anlaşılmayan şarkıda bir kuşun uçması dileniyor. Anlaşılan kuş Ukrayna’nın yerine konmuş. Bir de şarkının Ukraynaca bölümlerinde canavardan bahsediliyor. Yani, Ukrayna’nın şarkısında yine bildik propaganda var.

AVRUPALI KALİTEDEN ÇOK CİNSELLİĞİ SEÇTİ

Finlandiya elemesinde Goldieloccks’un seslendirdiği “Made Of” hem müzik olarak hem söz olarak öne çıkıyordu. İkinci oldu. Birinciliği ise İsveç’in Cicciolina’sı olarak bilinen ve 26 yaşındayken kendinden 51 yaş büyük bir şarkıcı ile yaşadığı birliktelikle gündeme gelen Erika Vikman’ın hem sözleriyle hem dansıyla cinsel içerikli şarkısı “Ich Komme” aldı.
Malta elemesi de; Finlandiya elemesinden farksızdı. İkinciliği müzik kalitesi ve solistinin sesi olarak en etkileyici şarkı “Heaven Sent” aldı. Doğu müziği etkisinde çarpıcı sözleri olan Ghazliet ise anca dördüncü oldu. Maltalılar birinciliğe Miriana Conte’un söylediği Kant diye bir şeyi layık gördü. Seksi giysilerle koca balonlarda zıplamalar, yerde sürünerek yapılan seksi danslar; birbirinden nitelikli şarkılar arasında kazanan ilan edildi.
Bir garip ulusal final de Letonya’da gerçekleşti. Oylama sonucu; Yunanistan’ın ulusal finalinde olduğu gibi birincinin açıklanması ile yapıldı. Kim kaç puan aldığı belirtilmeden sıralama okundu. Sonradan açıklanan sonuçlara göre ne jürinin ne halk oylamasının birinciliğe layık gördüğü Tautumeitas’in Bur Mai Laimi isimli şarkısı yarışmayı kazandı. İkinci olan Heartbeat ve dereceye giremeyen Bigger Than This benim beğendiğim şarkılardı. Birinci olan şarkı bir tekerlemeden farksız, şarkı boyunca “Asla beni mahvedemezler” dizesi tekrarlanıyor. 6 kadından oluşan grup, her ne kadar kendini folklorik bir grup olarak tanıtsa da; şarkı bir tekerleme. “Portakalı soydum, baş ucuma koydum” der gibiler. Kim kimi mahvedemiyor? Şarkı şimdilik bir Yeşiller propagandası; zaman için Rusya karşıtlığına bürüneceğini tahmin ediyorum.

BU AVRUPALI MI LİGİMİZDE KARAR VERECEK?

Avrupalının kararı böyle tutarsız. Kararlarının altında ya siyasi propagandalar var ya kadının vücudunun kullanıldığı seksi gösteriler. Bizde de moda; “Avrupalı hakem gelsin” İlk günden beri, yabancı hakeme karşıydım.
Galatasaray-Adana Demir Spor karşılaşmasında yabancı hakemi gördük. Danimarkalı hakemden ne beklersiniz ki? Bir tarafta Nazi Almanyası’nın 872 gün işgal ettiği ve teslim olmayan Leningrad’ın ahlakı, diğer tarafta aynı Almanya’ya sadece 2 saatte teslim olan Danimarka’nın ahlakı! Danimarkalı hakemin ilkeleri mi olacak? Pazar gecesi spor programlarında hala “İskandinav hakem nasıl böyle olur?” yorumları yapılıyordu. 1986 Dünya Kupası’nda SSCB-Belçika maçında 1990 Dünya Kupası’nda SSCB-Arjantin maçlarında İsveçli Erik Fredrikson’un tetikçiliğini defalarca yazdım. Keza; bu tetikçinin Türk Milli Takımı ve kulüplerimize karşı da kötü yönetimleri vardır. Nedir bu ülkedeki Skandinav hayranlığı? Vikingler’i çizgi filmlerden tanıyınca; böyle İskandinav hayranı olunuyor, galiba…
Sahada da VAR’da da Türk hakem olmalı. Orduda ve yargıda yapılan Fetö temizliği; ne yazık ki sporumuzda tamamlanamadı. Bazı branşlarda adı Fetö ile anılan Federasyon Başkanları, bu dönemde seçilmedi. Hazır, tepede bu temizlik yapılmışken; altta da Fetö temizliği yapılmalı. Futbol, her zaman emperyalizmin karışıklık çıkarmak için kullandığı bir araçtır. Din ve ırkı kullanan emperyalizm; son yıllarda futbolu kullanmaya başladı. Ülkemizde de, futbol taraftarlığı dini ve etnik bağlılıktan daha güçlü hale getirildi.
Herkesin kendisine gelmesi gerekir. Hepimizin en değerli kimliği Türk Milleti kimliğidir. Yabancı bir hakem, kullanılan Türk bir hakemden çok daha rahat tetikçilik yapar. 2016 sonrası TFF’ye girmiş genç hakemlerden en yeteneklileri en hızlı şekilde yetiştirilmeli ve ligimize kazandırılmalıdır.
Türk’ün yönetme kabiliyeti vardır. Yıkmadan, sömürmeden yönetir. Nitekim Hollanda’da Serdar Gözübüyük, Almanya’da Deniz Aytekin, Avustralya’da Hakan Anaz, Belçika’da Yasin Alageyik, İtalya’da basketbol hakemi Tolga Şahin; belki de genlerinden gelen bu özellikleri ile ülkelerinin en iyi hakemi oldular. Karar verilecekse; Avrupalılardan daha iyi karar veririz…

Eurovision Futbol