Merhumu nasıl bilirdiniz?

Gerçekten de geriye sadece insanlık kalıyor. İyilik elbette ki göreceli ama gene de ölçülemez değil. İyilik yapmadan karşılığını beklemek de anlamsız. İyi, olgun, erdem sahibi insanlara ihtiyacımız var. İyiler az da olsa onlara ihtiyacımız var. Sadece örnek olabilmek ve DNA’sından yararlanabilmek için iyilere ihtiyaç var. Teşhir etmek için, onları unutturmamak için, “İşte bakın bu iyi” demek için bile nesli tükenmemeli iyinin. O az sayıda iyiler için hayat yaşanmaya değiyor. Bir insan için “İyidir, çok iyidir” diyebilmek ne kadar önemli. Yani gönül kırmamak. Yoksa neden sorulsun “Merhumu nasıl bilirdiniz” diye? Usulen de olsa insanlar “İyidir” diye bağırsınlar. İktidar hırsı, para hırsı, mevki hırsı sarmış insanların benliğini... Bir skeç yazmıştım Olacak O Kadar’da. Ölmüş bir babanın mezarı başında ailesi ağlaşıyor: “Babacığım sayende gül gibi refah içinde yaşıyoruz. Bize bıraktığın nakdi faize koyduk. Getirisi ihya etti hepimizi. Gayrimenkullerin bir kısmını sattık yedik. Kalanları kardeşler bölüştük. Kimimiz kiraya veriyoruz mülkümüzü, kimimiz kendi oturuyor. Nurlar içinde otur inşallah. İyi ki zimmetine para geçirmişsin. İyi ki rüşvet almışsın. İyi ki ihaleye fesat karıştırmışsın. Sen işini bildiğin için biz rahatız şimdi. Sana rahmet olsun inşallah.” Hemen yanı başındaki mezarın başında ailesi yakınıyor: “İyiydin, namusluydun ne oldu? Harama uçkur çözmedin, yemedin haramı ne oldu? Biz ne yiyeceğiz şimdi ha? Birazcık yeseydin, birazcık zimmet yapsaydın, az da olsa karıştırsaydın şu fesadı, başımızı sokacak bir evimiz olurdu. Kirada sürünmezdik. Sen namusluydun iyi de biz namussuz olmak zorundayız yaşayabilmek için... Senin yüzünden! ‘Nur içinde yat’ demeye dilim varmıyor. İster yat ister kalk. Bir daha da Davos’a gelirsek, pardon mezarına gelirsek iki olsun.

YERSEN

Bir reklam filmi gibi giriyor onun bunun arasına... Çanakkale’yi geçilmez kılan sayısız şehidin yattığı Cumhuriyet’i bize armağan eden şehitlerimizin kabristanında sırf seçim yatırımı olsun diye çekilmiş bir film. Cumhurbaşkanımız ellerini açmış, şehitlerimize bütün haşmetiyle dikilip dua ediyor. Yıkmaya çalıştığı Cumhuriyet. TC’lerin kalktığı günlerde, bayrakların indirildiği, Atatürk’ün her açıdan yok sayıldığı bu günlerde seçim öncesi belki de son kez dalgalanıyor bayrağımız. Haşmetmeap iliklemiş paltosunu, dikilmiş Cumhuriyet şehitlerinin tepesine dualama yapıyor. Onların kurduğu Cumhuriyeti yıkmak için onları kullanıyor. Spekülasyonların önünü kesmece. Öyle ya, ya tutarsa... İnşallah bu kez tutmaz.

SARHOŞUM GEL BENİ AL

Filmin çekimlerini geçen gün alkışlar arasında bitirdik. Ağustos ayında vizyona girecek. Çoluk çocuk mizah nasıl olurmuş görsün.

TURNE

Tiyatrolar sezonu kapattığı halde bizim 12 ödüllü oyunumuz “Dımdızlak” cuma, cumartesi ve pazar oynamaya devam ediyor. Herhalde önümüzdeki hafta biz de “son” yaparız. Hâlâ görmeyen varsa duyurulur. 301. oyunumuzu oynuyoruz. Çatlamak isteyenlere duyurulur. Bir duyuru daha var. Antalya turnesinde AKP’li belediye bize oynayacak salon vermediği için düğün salonunda oynayacağım. Yani Antalya’da AKP sayesinde düğünümüz var!

RAHMİ TURAN’A TEŞEKKÜR

Duayen gazeteci Rahmi ağabey başıma gelenleri yazarak beni sahiplendi. “Dımdızlak”tan övgüyle söz eden Turan’ın ellerinden, kaleminden öpüyorum.

DEMOKRASİ GECEKONDUSU

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gezi olaylarını desteklediğim için yıllardır gelenekselleşmiş “özel tiyatrolara devlet desteğini” tiyatroma vermediğini hatırlatmak isterim. Ayrıca tarafıma ve tiyatroma açtığı davalara girip çıkmaktayım. Sayın Süleyman Demirel tarafından verilmiş “Devlet Sanatçısı” unvanımın da geri alındığını hatırlatmalıyım. Sanat hayatımda 50. yılımı kutladığım bu günlerde, bu yaklaşımın bana 50. yıl onur madalyası olduğunu beyan ederim. Halkın sevgisi ve teveccühü, en büyük ödüldür. Bundan 25 yıl önce oynadığım “Demokrasi Apartmanı” isimli skeci, 4 milyon kişi izlemiştir. Bence en büyük cevaptır.