02 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şaplak

Levent Kırca

Levent Kırca

Eski Yazar

A+ A-

Sevinmek istiyorduk. Sevinecek yer arıyorduk. Tak etmişti canımıza. İsyanlardaydık. Cumhuriyetimizle oynanıyordu, dinimizle. TSK ile, eğitim sistemi, özgürlükler ve bir yığın Divan-ı Harplik suç. Artık şaşkındık, artık ne olacağından bihaberdik. Tıpkı benim internette tıklanan “Demokrasi Apartmanı” gibi Tayyip de tepe- taklak oldu. Kim kazandı? Halk kazandı. Kazanırken de herkese verdi dersini. Ders alması gerekenler hâlâ mazeret beyan ediyor. Tayyip karalar bağlamış “kara saray”da oturuyor. Kurulacak koalisyon hükümetinde olmazsa Divan-ı Harp yolu açık. Ne var ki halk, hatta ben de oyumuzu CHP+MHP+HDP hükümet kursun diye verdik. Hiçbir partinin AKP ile koalisyon kurması için değil. Şu halde bile TC kurtuldu, şeriat yolu kapandı. “Başkanlık Sistemi” sizlere ömür, işte halkın şaplağı böyle olur. İnanın bana Türkiye direkten döndü. İş partilerin uyumuna kalmış, onlardan ne beklediğimizi biliyorlar. Uymayan, şaplağı yer ona göre. Gene bekleyeceğiz. 

İMAM ERİĞİ 

40 yıllık papaz eriğinin adını “imam eriği” yapmışlar. Komik bile değil. Cahilce. Amaç, imamı araya sıkıştırmak. Bu türü ilk kez bir papaz ürettiği için adı “papaz eriği” olmuş. Ayrıca mecazlaşmış, “galat-ı meşhur” olmuş. Senin “imam bayıldı”na karışıyor mu kimse. Tavaya yatmış sarıklı cüppeli patlıcanı, bayılmış imama benzetmek bir güzellik... “Vezir parmağı”na ne demeli. Ne parmakmış o vezirdeki. Uymuş mu. Uymakla kalmamış “cuk” oturmuş. Peki “dilber dudağı”na hangimizin itirazı olabilir. Sarığı burma mesela. Hünkar beğendi. Peki “imamın kayığı”na ne demeli. Damarında Nasrettin Hoca yatan Türk halkının zekası. Tabutun kollarını tutan vatandaşların dördü de aynı boyda olmadığı için, tabut uzaktan yüzen bir kayık gibi algılanıyor. Önünde de imam, “imamın kayığı” olmuş. Güzel bir benzetme, güzel bir mecaz. İmamın kayığını değiştirip, papazın kayığı ya da vapuru diyebilir miyiz. Diyemeyiz. Çünkü onlar kayığa falan binmezler. Ceset de olsa süslenir, püslenir üstü açık süslü bir dolabın içine yatarlar. Sonra da yakılırlar. Bu nedenle siz ne kadar zorlarsanız zorlayın, oturmuş bir şeyi sökemezsiniz. Bırakın erik papazda kalsın, imam yatsın bayılsın. 

SEÇİMLERİN HEMEN ARDINDAN 

“Levent Hoca seyirci seni özledi” diye arayan televizyoncular mı istersiniz, “Olacak O Kadar”a yeniden başlayalım” diyenler mi, “Film çekelim” diyenler mi... Yahu hele bir durun, adamın kırkı çıkmadı! Şaka bir yana, görüşüyoruz. “Olacak O Kadar” hemen başlayabilir. Parayı veren düdüğü çalacak.  

DÖNEKLER TEKRAR DÖNDÜ 

Önce Fatih Altaylı, Halk TV’yi arayıp Tayyip Erdoğan için “Kaçacak delik arıyor” diyor. Mehmet Barlas “Ben çok uyardım Baltayyip”i diyor. Canan Barlas da bir şeyler diyor ama imlası bozuk olduğu için anlayamıyorum. Kız Ela Barlas yeni bir Porşe almış. Mutlaka hak etmiştir. İnsanlar bizim her şeyi göze alarak yaptığımız eleştirileri şimdilerde yapmaya başladı. Yavuz Bingöl de “Bu halka güven olmaz” diyormuş. Sırf onun dönekliği belli olmasın diye keşki Tayyip yeniden seçilseydi. Kadir İnanır “akillik” kunusunda “Kandırıldım” diyormuş. Yılmaz Erdoğan’sa “Ben istemedim. Akilliği bana zorla verdiler, üstüme kaldı” derken, Orhan Gencebay fenalık geçiriyor. Hülya Koçyiğit “Şimdi bizde mi Divan-ı Harb’e gideceğiz. Bu Divan-ı Harp ne ola ki” diyenler de varmış. 

NEYMİŞ? 

Bir de dimdik duranlar varmış. Hiç ödün vermeden, ne pahasına olursa olsun Cumhuriyet’ten vazgeçmeyen, Atasına kusur etmeyen. Yolundan dönmeyen, açlık işsizlik pahasına hapis yatan, işkence gören. Ama dimdik. Örnek olmasını bilen bir de onlar varmış. İşte onlar kazanmış, onlar halkın gözüne girmiş.  

Bir de Gezi olaylarından sonra “Bizim abimiz belli. Biz ettik sen etme” diyen. Gezi’de tweet atıp, eve gelip silen Cem Yılmazlar ve daha neler neler. Ayine-i devran suret değiştirdi. Bakalım şimdi ne yapacaklar. Benim vazifem unutturmamak.