03 Ekim 2024 Perşembe
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Teknokapitalizm

Ali Alsaç

Ali Alsaç

Gazete Yazarı

A+ A-

Eylül 2024 tarihli 416. sayısıyla Teori dergisi önemli bir tartışma başlattı. Dergi bu sayısında modernleşmeyi inceliyor. Dergide yer alan yazıların ayrıntılarına girmeden en öz biçimde tartışmanın ruhunu yansıtan iki kavramı sizinle paylaşıyorum; Devrim ve Modernleşme. Modernleşme denildiğinde aklımıza bir ilerleme iklimi geliyor haklı olarak. Devrim ise köktenci bir değişimin ifadesidir.

Türkçe dil kurallarına göre “Modern” kelimesi bir sıfattır. Bir kişiyi, nesneyi ya da durumu nitelendirirken sıfatlardan faydalanırız. Keşke konu sadece Türkçedeki yerinin incelenmesi olsaydı; kolayca işin içinden çıkardık ama “modern” kelimesi ideolojik tartışmaların tam göbeğinde yer alan politik bir içeriğe sahip ve devrimciler bu kavramın üzerine gidecektir.

Dünyada eşitsizlik ortadan kalktı mı? İşgal ve sömürü düzenekleri yıkıldı mı? Kula kulluk düzenini aştık mı? Hayır. Bunların tamamı çeşitli uzantılarıyla insan yaşamını çevreliyor. Nasıl modernlikse bu dünyanın büyük kısmı fukaralıkla sınanırken bir avuç insan sosyetesinin derdi Mars’ta kahvaltı yapmak. Bu adaletsiz insan düşmanı sistemi korumak için pek modern Amerikan ordusunun işgal etmediği “pardon” üs kurmadığı ülke kalmadı yeryüzünde.

Bir de modernize etmek denilen techizatların donanım ve eklentilerle Teknik yeterliliklerinin arttırılması süreci vardır. Yıllarca NATO uyumlu tanklarımızın, savaş uçaklarımızın modernizasyonu ile yatar kalkarız. Nasıl bir modernleşme ihtiyacıdır ki bu, emperyalizme bağımlılığımız azalacağına pekişmektedir.

O zaman şüphelenmekte haklıyız. Günümüzde mazlum ülkelere modernleşme olarak sunulan yol haritaları aldatmacadan ibarettir. Gelişmiş ülkelerin çıkarları ve onlarında üzerine çıkan bir avuç küresel patronajın dünyayı kendi ezoterik amaçları için şekillendirmesi için biz “zavallı” milyarlarca “insancıklara” biçtiği rollerin oynandığı dünya tiyatrosuna “modernleşme” diyebiliriz.

Devrimcinin isyan etmesi kadar insancıl bir duygu yoktur öyleyse.

Kendi örneğimize bakalım; Atatürk’ün ilkeleri içinde modernleşmecilik yok ama devrimcilik var.
Devrimcilik, insanın kula kulluk yapmasına karşı çıkan kutsal isyandır.

Çağdışı köleliği kabul etmeyenlere çeşitli parlak laflarla, albenili olanaklarla modern köleliği kabul ettirmek için alttan alta bir akıl yürüyor. Teknoloji bu işin neresinde, nasıl bir kurgu ile insanları modern köleliğe alıştırıyorlar bunları konuşalım.

TEK TANRIDAN TEKNO TANRIYA GEÇENLER

Kapitalizmin teknoloji ve bilime dayanan yeni bir versiyonu, yirmi birinci yüzyılda önemli etkileri olacak yeni kurumsal güç ve örgütlenme biçimlerini ortaya çıkarmaktadır. Teknolojik yaratıcılık, öncelikle araştırma ve entelektüel üretime yönelik yeni şirket rejimlerinde bir metaya dönüştürülmektedir.

Yeni korporatizm, teknoloji ve inovasyon üzerindeki kontrolü aracılığıyla daha müdahaleci ve açgözlü hale geldikçe, bu olgunun önemli sosyal, ekonomik ve siyasi sonuçları olması muhtemeldir.

Kaliforniya Üniversitesi'nde (Irvine) disiplinlerarası Sosyal Ekoloji Okulu'nda ders vermekte ve teknoloji ve yenilik, sosyal ve ekonomik kalkınma ve bölgesel analiz alanlarında araştırmalar yapan profesör Luis Suarez-Villa, kapitalizmin bilime ve teknolojiye dayanan yeni versiyonunu tanımlamak için “Teknokapitalizm” kavramını kullanmaktadır.

2012 yılında ileri sürülen bu kavram dünya genelini etkisi altına alan teknoloji kapitalizmini isabetle yakalamıştır.

Günümüzde biyoteknoloji, nanoteknoloji, biyoinformatik ve genomik gibi teknokapitalizmden etkilenen yeni sektörler, yapay zeka ve çip teknolojisi ile desteklenerek olağanüstü kârlar elde etmektedir. Teknoloji şirketlerinin yöneldiği bu yeni sektörler ve onlar aracılığıyla kâr ve güç elde etmek için kurulan şirket aygıtları, standartları dayatıyor, iş modelleri yaratıyor, sosyal yapıyı şekillendiriyor ve sosyal ilişkileri her düzeyde etkiliyor.

Yarattıkları yeni gerçeklik, iş, sağlık, yaşam ve doğanın kendisi de dahil olmak üzere insan varlığının hemen her yönünü etkileyecek gibi görünüyor.

İşte tam da yukarıda aktarılan tespitler ışığında modernleşmenin kapitalizme ait bir süreç olduğunu söylemenin “indirgemecilik” olmayacağını düşünüyorum. Yukarıda Teknik iyileştirme, geliştirme çalışmalarına modernizasyon denildiğini aktarmıştık. Makina sistemi üzerindeki teknik iyileştirme makinanın kullanımını kolaylaştırır, verimini ve üretim kapasitesini arttırabilir.

Toplumları bir makina sistemine benzetmek doğru olmaz. İnsanı mekanik bir sistemin dişlileri arasında ezdirmeye karşı çıkanların devrimciler olduğunu söylemiştik. Peki toplumlar nasıl gelişecek? Tek gelişim yolunu “modernleşme” olarak kabul edip, adeta bir ilahi “kelam” gibi eleştiriden ziyade mi tutacağız?

Modernleşme Batılı gelişmiş ülkelerde ortaya çıktı. Avrupa halklarını da yozlaşmaya sürükleyen modernleşme, başlarda batılı olmayan toplumların ehlileştirme programlarının bir parçası oldu ve sonunda da Irak’a götürülen “modern demokrasi” olarak kendini gösterdi. Irak’ın petrol ve petro-dolar sistemine oluşturduğu tehdit bombardımanlarla ortadan kaldırıldı. O günleri hatırlayanlar ekranlarda yeni modern Irak’ın kurulacağının propagandası altında kör edilmişti.

Bir süredir üzerinde durduğum “kaynak” paylaşımı savaşları da modernleşme propagandası ile doğrudan ilişkilidir. Kendi kaynaklarını kendi ülkesi için kullanmak için mücadele edenlerin “barbar”, “diktatör”, “geri kafalı” ve benzeri hakaretlerle sindirilmeye çalışılması da nedense hep o pek modern NATO ülkelerinin propaganda silahları ile yapılmaktadır.

Türkiye’nin kaynaklarını ülkemizin gelişmesi için kullanacağız. Devrimciyiz.

Aileye, Türk kültürüne, Anadolu irfanına sahip çıkacağız. Devrimciyiz.

Komşularımız başta olmak üzere dost ülkelerle ticaret yapacağız. Kaynaklarımızı karşılıklı fayda sağlayacak bir anlaşma ışığında paylaşacağız. Haraç vermeyiz, haraç almayız.

Teknokapitalizmin dünya geneline yayılan siber ağlarına karşı BRICS öncülüğünde bir denetim ve yeni bir internet ağı sistemi kurulması için mücadele edeceğiz.

Teknokapitalizme boyun eğenler modern giyimleriyle, modern müzikleriyle, modern uyuşturucularıyla bencilliğin dibini boyluyorlar. Teknokapitalizmin izin verildiği kadar öğreniyorlar. Bütün verilerimiz teknokapitalizmin patronlarının elinde. Sade vatandaşın değil devletlerin bilgileri de oralarda. Bilgiye sahip olan her şeye sahiptir. Teknokapitalizm dijital bir din ortaya koyuyor neredeyse, başında da dijital Peygamberler ve havarileri.

YÖN VE EYLEM

İnsanları kolay yoldan sömürmenin bilimi olmaz. Bilim bu değildir. Teknolojik üstünlükleri mazlum ülkeleri köleleştirmek için kullanan teknokapitalizmin baronlarına karşı her zamankinden daha fazla dikkatli olmalıyız. Nedeni dünyanın kaynaklarını ele geçirmek olan çok şiddetli bir kapışmanın sesleri yükseliyor.

Vatan Partisi ülkemizi bu şiddetli ortamda en akılcı rotada tutacak tek mevzidir. Arayış içindeki vatanseverlerin en kısa sürede mevziye gelmelerini öneriyorum.

İzleme Önerisi: Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serdar Üsküplü’nün CIA operasyonlarının uygulayıcısı durumundaki Ulusal Demokrasi Vakfı (NED) hakkında yaptığı 27 ve 31 Ağustos 2024 tarihli yayınları mutlaka izlemelisiniz.

Kitap Önerisi: Suarez-Villa, L. (2012). Technocapitalism: A critical perspective on technological innovation and corporatism. Temple University Press.

Teori Dergisi Vatan Partisi Devrim Atatürk Kapitalizm
Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları