Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Alaska’dan Yalta çıkar mı?

Nadir Temeloğlu

Nadir Temeloğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in görüşmesinin ardından Zelenskiy ABD’ye geldi. Avrupa liderleri de görüşmede olacak. Putin-Trump-Zelenskiy buluşmasının haftaya olabileceği konuşulan konular arasında.
Alaska’daki doruk, haliyle Türk basının ve köşe yazarlarının dikkatini çekti. Analizlerde ağırlık olarak Putin’in kazandığı öne çıksa da, bazı gazeteler bunu bir paylaşım anlaşması olarak gördü. Örneğin Türkgün gazetesi önceki günkü haberinde buluşmayı, “Dünyayı Paylaşma Zirvesi” olarak nitelendirdi. Sabah gazetesi yazarı Bercan Tutar da Alaska’dan çıkan sonucun “Yeni Yalta” olduğunu yazdı. Biraz uzun alıntılayacağız:
“Yani 15 Ağustos 2025 tarihli Alaska zirvesi öyle görünüyor ki tarihe II. Yalta olarak geçecek. Şubat 1945'teki Yalta zirvesinde ABD, SSCB ve İngiltere liderleri II. Dünya Savaşı sonrasındaki dünyayı dizayn etmiş ve Avrupa'nın güvenlik mimarisini yeniden şekillendirmişlerdi.
“Şimdi de buna benzer bir süreçten geçiyor dünya, özellikle de Avrupa. Alaska zirvesi ABD'nin Rusya ile sadece Ukrayna'da değil Doğu Avrupa başta olmak üzere Balkanlar, Kafkasya, Asya-Pasifik, Ortadoğu ve Afrika'da da uyum içinde hareket edeceği bir süreci sembolize ediyor.
“Çünkü Trump ve çevresi ile birlikte Amerikan derin devletinin bir kesimi 1990'lardan bu yana Rusya'yı hedef almanın yanlış bir tercih olduğuna inanıyor. Trump ve kurmaylarına göre asıl jeopolitik tehdit Rusya değil Çin. Bu yüzden önceliğin Çin'e yönelik kuşatmaya verilmesinin ve Rusya ile uzlaşı sağlanamadan ABD'nin Pekin'e karşı Orta Asya ve Asya-Pasifik'te başarı şansının hayli zayıf olduğunun altını ısrarla çiziyorlar.”
Bu fikirlerin yanında bir süredir, ABD’nin Rusya’yı Çin’den koparmaya çalıştığı ifade edilen analizler de çıkıyor. Hatta ABD’nin Rusya’yı Çin’e karşı kullanacağını ileri sürenler bile var.
Peki bunlar gerçekçi mi?

Alaska’dan Yalta çıkar mı? - Resim : 1

YALTA’DAN SONRA OLANLAR

1.Yalta Konferansı’nın tarihi, 4-11 Şubat 1945. Bu tarihte Sovyetler Birliği Nazi Almanyası’nı süpürüyor, Berlin’e ilerliyordu. Doğu Avrupa kurtulmuştu. Batı’da da Normandiya çıkarması olmuş, Belçika ve Hollanda dahi Nazilerden temizlenmişti.
2.Yalta Konferansı’nda zaten fiili bir durum ortaya çıkmıştı. Avrupa’daki dengeler konferansla değil silahla belirlenmişti.
3.Yalta Konferansı ve sonrasında ABD dünyanın en büyük üretim gücü olmuş, Bretton Woods ile dolar diktatörlüğünü kurmuş, Atlantik hegemonyası Avrupa’ya hegemon olmuştu.
4. Yalta Konferansı ve sonrasında Soğuk Savaş başlamıştı.

VE BUGÜN OLMAYACAKLAR

1.Atlantik hegemonyası yıkılıyor. Artık dünyayı şekillendirebilecek bir gücü yok.
2.Atlantik’in gerilemesiyle birlikte Avrupa’da ekonomik kriz derinleşiyor. Avrupa bunu savaş sanayisine yatırım yaparak aşmaya çalışıyor. Bu hedefle de sahte bir “Rusya işgale hazırlanıyor, bizim için tehdit!” iddiasını ileri sürüyor. Türkiye’nin de hevesli olduğu Avrupa Güvenlik Mimarisi bu sahte tehdit ile inşa ediliyor.
3.Rusya, Ukrayna cephesinde başarılar kazansa da, bugün Avrupa ve dünyada paylaşım yapacak konumda yani saldırıda değil. Ukrayna cephesi bir savunma cephesi. NATO’nun genişlemesine karşı varoluşsal bir askerî müdahale. Rusya’nın Avrupa Güvenlik Mimarisi’ni şekillendirme gibi bir hedefi bulunmuyor.
4.Rusya ile Ukrayna’da boy ölçüşemeyen ABD’nin Pasifik’te Çin’e karşı da başarı şansı bulunmuyor. “Rusya’ya değil Çin’e öncelik verelim.” diyen ABD derin devletinin bir kısmı da bu gerçeğin farkında. ABD emperyalizmi bu yüzden esas yığınağını Doğu Akdeniz’de yapıyor. ABD’nin hedefi Doğu Akdeniz’de üslenmek, bölgemizde İkinci İsrail’i kurmak, Karadeniz’e girmek, Zengezur Koridoru’na çökmek, Hürmüz Boğazı’nı sıkmak, bölgeye İsrail’in güvenliğini sağlayan İbrahim Anlaşmalarını dayatmak… Çin’le Pasifik’te doğrudan kapışmak zor. Ama Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını elde etmek ve burada üslenerek Kuşak ve Yol başta olmak üzere Çin’in enerji ve ticaret kaynaklarını kesmek ABD için daha akıllıca. Çin’in enerji ihtiyacının yüzde 70’ini Hürmüz’den karşıladığını unutmamak gerek.
5.ABD’nin Doğu Akdeniz stratejisi yalnızca Türkiye’yi değil, Rusya’yı da hedef almaktadır. ABD ile Rusya’nın “Doğu Avrupa başta olmak üzere Balkanlar, Kafkasya, Asya-Pasifik, Ortadoğu ve Afrika'da da uyum içinde hareket etmesi” stratejik olarak zayıf bir ihtimaldir.
6.Ukrayna’da barış diyen ABD, Zengezur Koridoru’nu Trump Yolu yaparak cepheyi Kafkaslara kaydırmıştır. Bu hamle Rusya ve İran ikilisine karşıdır. Çünkü kuzey-güney geçiş yolunu kesmektedir. ABD’nin Kafkaslara yeniden burnunu soktuğu bir süreçte uyum aramak da gerçekçi değildir.
7.Karadeniz’den Akdeniz ve Umman Denizi’ne kadar uzanan bölge, tek bir cephe durumuna gelmiştir. ABD-İsrail-NATO ve karşısında Türkiye-Rusya-İran başta olmak üzere Asya merkezli güçler vardır. Uzlaşmalar değil çelişmeler derinleşmektedir. Bu cephede yapılan silahlı mücadeleler, Yeni Dünya’nın kurulmasına tarihî katkılarda bulunmaktadır.
8.ABD, uzun yıllardır silah kullanarak dünyaya hükmetmeye çalıştı. Şimdi gelişen ve ezilen dünya, silah kullanarak ABD hegemonyasını ve emperyalist tahtını yıkmaktadır. Dünya millî paralarla ticarete yönelmekte, dolar diktatörlüğü çökmektedir. Yeni bir dünya kurulmaktadır. Yeni dünya, ekonomi, silahlı mücadele ve siyaset cephelerinde inşa edilmektedir.
9.Çin ve Rusya’nın Şubat 2022’de ilan ettiği “Büyük Avrasya Ortaklığı Manifestosu” bağımsızlık, demokrasi, refah ve barış isteyen ülkelerin üzerinde birleştikleri cepheyi ve değerleri ilan etmiştir. Türkiye de Cumhurbaşkanı’nın ağzından Birleşmiş Milletler kürsüsünde, insanlığın Asya Çağı’na girdiğini ilan etmiştir. Yeni Yalta’lar Büyük Avrasya Ortaklığı’nda olmaz. Kaldı ki, Rusya’nın kırmızıçizgilerinden biri Çin’e karşı olmamaktır. ABD’nin Rusya’yı Çin’e karşı kullanacağını ileri sürenler bunu gözden kaçırmaktadır.
10.Yeni dünyanın esası tek ya da iki kutupluluk değil, çok kutupluluktur. Atlantik Çağı arkada kalmaktadır. Dünya Asya Çağı’na giriyor. Afrika ve Latin Amerika da, Asya’nın kanatlarını oluşturuyor. BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü gibi örgütler öne çıkıyor. Ve bu birlikteliklerin karakterinde hegemonun baskısı değil, farklılıklara rağmen işbirliği ve paylaşım öne çıkıyor.
11.Dünün güneşi ile bugünü aydınlatamayız. Rusya’nın Ukrayna harekâtı da özünde bir paylaşımı ve Çin’e karşı ABD-Rusya birlikteliğini değil, çok kutupluluğun inşasına yarıyor. Tarihte bir II. Yalta olmayacak. Alaska’da Putin’le birlikte insanlık kazanıyor.

Medyanın Halleri Vladimir Putin Donald Trump Volodimir Zelenskiy