AVUSTURYA’DAKİ TÜRK BAŞARILARI: Misafirlikten ev sahipliğine
Geçtiğimiz iki yıl önemli iki yıldı. 2023, UNESCO tarafından Âşık Veysel Yılı ilan edilmişti. Ünlü halk ozanımız hakkında köylüsü olarak bir çalışma hazırlamak gerektiğini düşündüm. Âşık Veysel’in yaşamış olduğu köy ve sosyal çevresinin biraz zayıf anlatıldığını düşünmekteydim. Âşık Veysel’li yıllarda onun yaşamış olduğu köyde yaşamış birisi olarak benim de söyleyeceğim bir şeyler var diyerek, Kaynak Yayınları’nda bir çalışmam çıktı.
2024 yılı ise Türkiye’den Avusturya’ya iş gücü göçünün 60. yılıydı. 60 yılda nereden nereye gelindiğine, Avusturya’ya göç edenlerin sorunları ve başarıları konusunu da yazmak ve tarihe not düşmek gerekiyordu. Gurbetçi bir işçinin çocuğu olarak ve onların önce her türlü sorunlarıyla, daha sonra da çalışma hukukundan doğan dertlerine çare bulmak için 40 yıl profesyonel çalışan birisi olarak iki kelime etme hakkım vardı. İşte 2024’te 60. yıl kutlamaları kapsamında Ankara Nobel Yayıncılık’ta bir çalışmam yayımlandı.
“Misafirlikten Ev Sahipliğine” kitabımda şüphesiz eksiklikler vardı. Kitabın yayımlanmasından sonra keşkelerim oldu. Bu keşkeleri daha sonraki dönemlerde değerlendireceğim. Kitabımda başarı öykülerine yer vermeye çalıştım. Onun nedeni, insanlarımızın morale ve örnek insanlara gereksinimi vardır diye düşündüm. Başarı öyküleri arasında turizmci Cem Kınay, gastronomi alanında dünya markası hâline gelen Attila Doğudan ve Avusturya sınırlarını çoktan aşmış modacı Atıl Kutoğlu’nu da mutlaka yazmalıydım. Bilerek yazmadım. Çünkü bu üç ismin kendilerini Türk toplumuna, Türkiye’ye ve 60 yıl önce Avusturya’ya gelen iş gücü kuşağına ne kadar ait gördüklerinden emin değildim. Onların bu çerçevede anılmasına itirazları olur mu düşüncesiyle geri durdum. Oysa aslında onları yazmamak büyük bir eksiklikti. Zira her üçü de gençlik dergisi Biber tarafından yıllar önce hazırlanan “100 Önemli Türk” listesinde en üst sıralarda yer aldı ve kimse “Neden bizi dâhil ettiniz?” diye sormadı.
CEM KINAY
Tıp eğitimi almasına rağmen hekimlik yapmayan Cem Kınay, turizmde iz bıraktı. On binlerce Avusturyalıyı Türkiye’ye tatile gönderdi, yıllarca turizm işletmeciliği yaptı. 2000’li yılların başında Karayipler’de bir ada satın alarak otel kurma girişiminde bulundu, ancak mali sorunlar yaşadı. Bir süre turizm ve sosyal hayattan uzaklaştı. 2024 sonrasında yeniden Viyana’ya dönerek sosyal yaşam içinde yer aldı. Onun adı, turizm sektöründe hâlâ saygıyla anılmaktadır.
ATTİLA DOĞUDAN
1959’da İstanbul’da dünyaya gelen Attila Doğudan’ın babası Türk, annesi Avusturyalıydı. Ailesi bir süre İstanbul’da ünlü Kervansaray Restoranları’nı işletti, ardından Viyana’ya taşındı. Viyana İktisat Üniversitesi’nde okuyan Doğudan, öğrencilik yıllarında küçük bir şarküteri açarak ticarete atıldı. 1980’lerin sonunda Kervansaray Restoranı’nın alt katında kurduğu işletme, bugün dünya çapında tanınan DO &CO’nun temeli oldu.
1987’de eski Formula 1 pilotu Niki Lauda ile tanışması kariyerinde dönüm noktasıydı. Lauda Air’incatering hizmetini üstlenerek sektörde hızla yükseldi. Bugün DO & CO, Formula 1 yarışlarından ATP Tenis Dünya Şampiyonası’na, uluslararası organizasyonlardan Türk Hava Yolları ile kurulan ortaklığa kadar geniş bir alanda faaliyet gösteriyor.
Doğudan’ın başarıları yalnızca iş dünyasında değil, toplumda da yankı buldu. Almanya’nın yüksek tirajlı Stern dergisi, onu Avrupa jet sosyetesinin vazgeçilmez catering patronu olarak tanıttı. Steven Spielberg’in özel organizasyonundan aristokrat düğünlerine kadar pek çok prestijli etkinlikte imzası var.
Onun hakkında Viyana bulvar basınında sık sık “Hunların Attila’sı” ya da “İstakoz Kralı” başlıkları atıldı. Kendi deyimiyle mükemmeliyetçi bir iş insanı olan Doğudan, “Do &Co virüsü” diye tanımladığı şirket sevgisini çalışanlarına aşılamayı başardı. Bugün binlerce kişiye iş imkânı sağlayan bir imparatorluğun başında.
Doğudan’ın gelişim yıllarında işletmesinde çok sayıda Türk kadın işçi çalışıyordu. O kadınlar, zaman zaman ücret bordrolarıyla Viyana İşçi Odası’ndaki büroma gelir, eksik ödemeleri sorgulatırlardı. Çoğu, “Sanki kendi çocuğumuzun işletmesiymiş gibi canla başla çalışıyoruz. Onu hep bizim Attila’mız olarak gördük” derlerdi. Bu sözler hâlâ kulaklarımdadır.
ATIL KUTOĞLU
Avusturya’da moda alanında en büyük çıkışı yapan isim ise Atıl Kutoğlu oldu. Siyasi çevrelerden sosyeteye, sanat dünyasından diplomasiye kadar geniş bir kesimi giydirdi. Avusturya’da belediye başkanları, başbakanlar ve eşleri onun müşterileri arasındaydı. Moda sektöründe “Avusturyalı modacımız” diye anıldı; çünkü Kutoğlu gibi ikinci bir isim Avusturya’da yoktu.
Onu işçi göçü kuşağıyla doğrudan bağdaştırmak zor olsa da Türk kökeni ve kurduğu uluslararası ilişkilerle 60 yıllık süreçte önemli bir başarı örneği oluşturdu. Türkiye’nin Viyana’daki diplomatik temsilciliklerinde düzenlenen birçok davette yer alması dikkat çekiciydi. Moda gösterileri her defasında toplumsal olay niteliği taşıdı, gazetelerde geniş yer buldu. Atıl Kutoğlu’na sanat, kültür, moda, siyaset dünyasının önemli isimlerinin katıldığı törenle “Viyana Eyaleti’ne Hizmetlerinden Dolayı Gümüş Onur Madalyası” 29 Eylül 2025 günü verildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Viyana eski büyükelçisi Ozan Ceyhun’un da katıldığı törende madalya, Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig adına Kültür ve Bilimden Sorumlu Belediye Meclisi Üyesi Veronica Kaup-Hasler tarafından sunuldu. Ödülün, Kutoğlu’nun Viyana’yı modayla uluslararası arenaya taşıması, sahne kostümleri tasarımı, kültürler arası köprüler kurması ve hayır projelerine katkıları nedeniyle verildiği dile getirildi. Avusturyalılar bile Kutoğlu’na verilen ödülü “kültürler arası köprüler kurması” diyerek gerekçelendirmişken, benim çalışmamda yer vermemem önemli bir eksikliktir.
Cem Kınay turizmde, Attila Doğudan gastronomide, Atıl Kutoğlu ise modada Avusturya’daki Türk kökenli başarı öykülerinin en parlak örnekleri oldular. Onlar yalnızca kendi alanlarında değil, Türk toplumunun Avusturya’daki görünürlüğünde de önemli izler bıraktılar.