Birine vurursan diğerine de vurursun!

Bir karikatür …

Bir kıvılcım…

Arkasından bu milletin bağımsızlık devrimine, o devrimin önderine ağır hakaretler…

BİN YILIN DERİNLERİNDEKİ KÖKLER

Milletçe paylaştığımız bildiri: “Milletimizin kalbinden Hz. Muhammed sevgisini, muhabbetini söküp atamayacaksınız.”

O “muhabbeti” kim sökmeye cesaret edebilir.

Bin yılın muhabbetidir ve bin yılın inancıdır. Kökleri derindedir.

KARANLIK SOKAKLARDAN YÜKSELEN BAĞIRIŞLAR

Peki milletimizin bin yıllık muhabbetini ve hassasiyetlerini tanımayan davranışlara karşı karanlık sokakların kışkırtılmasına ne demeli? O izbe sokaklardan yükselen şu bağırtıları, bin yıllık muhabbetle açıklayabilen var mı:

“Kemalist köpekler hesap verecek.”

“Kemalizm terörizmden daha tehlikelidir.”

“Kafirler için yaşasın cehennem!”

“Farkında değiller karşılarında eski Türkiye yok. Haddinizi bileceksiniz bilmiyorsanız bildiririz.”

“Yasa yapıcı Müslüman kalmadı mı ki meydan kefereye kalmış.”

HANGİ İKLİMDE

Doğu Akdeniz, küresel cepheleşmenin odağı.

Suriye’de kazan kaynıyor.

ABD, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi Türkiye’yi hedef alan Noble Dina ve Nemesis tatbikatlarını yapıyor.

Kıbrıs’ta sular ısınıyor.

Dünya kamuoyu, yaklaşan Türkiye-İsrail savaşını konuşuyor.

Karikatürler bu iklimde çiziliyor.

İstiklâl Savaşının önderine saldırılar bu iklimde.

Meclisi kuran devrimin önderine saldırılar bu iklimde!

Meclisi Gazi yapan Komutanı korumayanlar bu iklimde.

Oturduğu koltukları kendilerine emanet eden Atatürk Devrimine saldırıları seyreden iktidar sahipleri bu iklimde.

HANGİ ZAMANDA

Üretim Devriminin kuvvetleri sahneye çıkıyor. İşçi sınıfı, Türk-İş yönetiminin kararıyla “ülkenin geleceğinde ben de varım” diyor. İşçi sınıfı, çiftçiler, memur, esnaf, aydınlar, sanayici ve tüccar, “bu sistem bitmiştir” diyor. ABD merkezli küresel sistem Türkiye’de çatırdıyor.

PKK’nın silah bırakma ve örgütü feshetme kararından sonra “Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşme” yönünde tarihî bir süreç başlamış.

Türkiye’nin Büyük Karara yönelişinin düşmanları da var elbette.

Zaman hesaplaşama zamanı.

Su uyur, düşman uyumaz.

Türk milletinin Üreten ve Birleşen Türkiye gündemi ile ABD ve İsrail’in bölme ve bastırma gündemi karşı karşıyadır.

İPLER KİMİN ELİNDE

Peki bu iklimde ve bu zamanda, bu milletin mayasını oluşturan, bilinçlerde ateş olan, başları dik tutan, göğüsleri siper yapan, omuzları birleştiren, ayaklara kuvvet veren, değerlere saldırının ipleri kimin elinde?

Her konuşan, her yazan çizen, her koşuşturan, hangi planın oyuncusu olduğunu düşünmeyecek mi?

Türkiye’ye yönelik sinsi planların yapıldığı merkezler bilinmiyor mu?

Bilinçsiz öfkeleri yöneten küresel ve bölgesel karargâhların oyuncağı olmayı mahkûm eden vicdanlar tatile mi çıktı?

Kışkırtmalara budalaca koşuşturmanın âlemi yok!

Kışkırtmaları seyreden küçük hesapların ve korkaklığın da âlemi yok!

‘İKİ MUSTAFA’

Halk, Türkiye’yi ayakta tutan değerleri kendi diliyle özetlemiştir, “İki Mustafa” diyor: Hazreti Muhammed Mustafa ve Mustafa Kemal Atatürk.

Birine vurdun mu, öbürüne de vurursun!

Birine saldırıyı seyredersen, aslında diğerine saldırıyı da seyrediyorsun!

Ancak en önemlisi, yaşanan iklimde ve yürüyen zamanda, Türkiye’nin düşmanlarına alet oluyorsun!

O düşmanların adlarını bilmeyen var mı?