Yandex
24 Mayıs 2025 Cumartesi
İstanbul 23°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fayları bırak binalara bak

Güneş Batum

Güneş Batum

Site Yazarı

A+ A-

Bazen gece yarısı, bazen de gündüz

o hep beklenmedik anda

hep de aniden.

Onca ilim, onca bilim,

bir türlü ne zaman olacağını bilemediğimiz

gözle görünmeyen

geldi mi affetmeyen.

Tüm şehri

hatta şehirleri sallayan

kurala uymadıysan

acımayan

can da alan deprem.

İşte geçen hafta tam da bugün

dünyanın belki de en güzel

şehri İstanbul,

sallandı zangır zangır.

Kaç kez yaşadık bu korkuyu?

Hem de ne acılar yaşayarak.

6.2 değil de,

daha yüksek olsaydı?

Ya da 13 saniye değil de,

hani 33 saniye olsaydı?

Düşünmek bile istemiyor insan.

Korkuyoruz ama en çok da

işimize gelmiyor.

Çünkü suça ortağız hepimiz.

Rant diye diye,

doğanın tam da böğrüne

dikmişiz üst üste betonları,

modernite belasından

sanıyoruz ki doğrusu bu.

Nefes almayan beton şehirlerde

üst üste, dip dibe binalarda

yetmiyor 2 oda 3 oda

balkonu da kapatıyoruz

kaldırımları da.

YER ALTINDA CANAVAR

Halen faylarla uğraşıyoruz.

Yerin altında bir canavar belledik,

yok şimdi mi kırılır,

yok 30 sene sonra mı kırılır.

Oysa bizim bütün meselemiz

bir milli şuur olarak

yerin üstünü yaşanır ve güvenli kılmak olmalı.

Peki bu nasıl olacak?

Her şeyi ranta çevirmek yerine

bizler de fedakarlık yapacağız.

Dünyanın neresinde görülmüştür

yarısı benden kampanyası?

Devlet yok canıyla destek oluyorsa

vatandaş da,

40-50 yıldır oturduğu veya kira geliri elde ettiği dairesi

yenilenecek diye memnun olup metrekare derdine düşmemeli.

Ama rant bu ya.

Kentsel dönüşüm oldu rantsal dönüşüm.

Havuz isteyen mi ararsınız

jakuzi mi.

Dörtte üçü deprem kuşağı bir ülkede

adeta ilave ağırlık olsun der gibi

mermer döşemeler,

küvet ya da jakuziler.

Kurnalı banyolarda akan suyla yıkanırken bizler

ne oldu da hangi ara düştük küvet derdine.

Sanırsınız ki durgun suda yıkanır bu millet.

İMAR YETKİSİ

Birbirinin güneşini kapatan binalarla

ne bahçeler kaldı ne yeşil alanlar.

Yollarda arabalar.

Sahillerde bir dolu kafeler.

Derme çatma camlarla yalandan çevreye saygılı.

Deniz manzarası için gittiniz mi,

bir bardak kaçak çaydan alır dünya para.

Sanırsınız ki o sahiller hepimizin değil de,

babasının malı.

Sırtını dayadığı belediye vardır nasılsa.

Tıpkı oldu bitti yapıları konduran müteahhitler gibi.

Peki o zaman soruyorum herkese

dünyanın neresinde bu hak?

Belediyelerdeki imar yetkisi?

Ya imar afları?

Ben aradım ama bulamadım dünyada bir eşi benzerini.

O halde nedir halen bu yalan

bu talan?

İster o parti, ister bu parti,

yettiniz gari.

Cebiniz doldu ama gözleriniz doymadı.

Bir biz değil

ağlıyor şehirler,

rantiye ruhlar yüzünden.

Deprem İstanbul
Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları