İğneyi batırmak kolay peki ya çuvaldız?

Gündem Gazze, gözümüz kulağımız Gazze’de.

Herkes kendince bir çıkış, çözüm arıyor. Eksikler ve hatalarımızı konuşmamız gerekiyor. Her geçen gün yalnızca Filistin’i değil insanlığı da yok ediyor.

Medyada sık sık diğer ülkelere “Bakın sıra size geliyor, dikkatli olun” uyarısı yapanlar var. Son örneğini Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi’de görüyoruz. “ABD kara operasyonu için İsrail’e ne demiş” başlıklı yazısının “Sıra Körfez ülkelerine gelecek” arabaşlığının altında yazılanlar dikkatimizi çekti. Selvi şöyle diyor: “Bu arada İsrail’in kara operasyonu başlattığı Gazze’den ürkütücü haberler geliyor. Zaman zaman Gazze’nin dünya ile irtibatı kopuyor. Bu demektir ki Gazze’de büyük bir katliam yapıyorlar. ABD’ye 3.2 trilyon veren Körfez ülkeleri. Arapların gururunu ayaklar altına alıp Trump’ı genç kızların saç dansıyla karşılayanlar, bu katliamda sizin de payınız var. Gazze’ye atılan bombaların parasını siz veriyorsunuz. Ama unutmayın. Bugün Gazze’ye yarın size. Bugün Katar’a yarın size.”

EE HANİ TRUMP SİZE LAZIMDI?

Yanlış anlaşılmasın. Sayın Selvi’nin söyledikleri yanlış değil. Doğru. Uyarısı önemli. Ne diyor Selvi? “Arapların gururunu ayaklar altına alıp Trump’ı genç kızların saç dansıyla karşılayanlar, bu katliamda sizin de payınız var.” Bu satırı okuyunca aklıma 12 Haziran’da -yani İsrail İran’ı vurmadan bir gün önce- Selvi’nin “Trump bize lazım” başlıklı yazısı geldi. O yazıda şunu diyordu: “Trump’ın Beyaz Saray’da katil Netanyahu’yu, “Makul ol Bibi” diye uyarması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili övücü sözleri ona şapka çıkarmam için yeterli. (…)Bunları neden yazıyorum... Suriye sürecinde, Netanyahu’ya karşı tavrında ve PKK’nın silah bırakma aşamasında Trump, bize lazım. Özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilişkileri nedeniyle. O nedenle uzun ömürlü olmalı.”

Bu tavır için Selvi’yi de yadırgamıyoruz aslında. Çünkü bu tavır, hükûmetin tavrıydı, Selvi de bunu dillendiriyordu. O dönemde birçok köşe yazarı Trump övgüleri diziyordu.
Aslında Trump başından beri İsrail konusunda şahindi, göz ardı ediliyordu. Trump’ın emperyalist karakterinin gözden kaçırarak fazla umutlananlar, hayatın gerçekleri karşısında yolda kaldı. O halde sayın Selvi’ye şunu sormayı isterim: Türkiye’de Trump’a benzer tavırlar sergileyenlerin bu katliamda payı var mıdır? Bu vidan muhasebesinden kaçabilirler mi?

TÜRKİYE ANA HEDEF

Yalnızca Körfez ülkeleri değil, Türkiye de hedefte. Hem de ana hedef.

Eski Mossad Başkanı Yosi Cohen, “Türkiye İran’dan daha büyük tehdit” diyordu.

Salı günü Jerusalem Post gazetesinin bir etkinliğinde konuşan İsrail Diaspora ve Antisemitizmle Mücadele Bakanı Amihay Şikli; Türkiye, Suriye ve Katar'ı "yeni şer ekseni" olarak nitelendirerek, "Bu yeni İran'dır” dedi.

Netenyahu’nun son konuşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı saldırması, esas hedefin Türkiye olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Peki bugün Gazze’ye yarın Katar’a da, yarından sonra Türkiye’ye değil mi?

Türkiye önemli bir ülke, bölgesinde ciddi bir güç.

Türk milletinin gözü hükûmette. Bölge ülkelerinin gözü Ankara’da. Mazlumların umudu Türkiye’de. Doğru. Bunları yazmak kolay, iğneyi başkasına batırmak da kolay ama eksikleri söylemeye gelince maalesef doğru tutumu göremiyoruz.

ÖNCE O UÇAĞI KALDIRMAYACAKSIN…

Bir hatırlatma yapalım…

19 Kasım 2023. Aksa Tufanı başlayalı bir ay olmuş. Aydınlık’ın manşeti şuydu: “İncirlik’ten İsrail’e silah taşındı.” ABD ve İngiltere uçaklarının İncirlik’ten Güney Kıbrıs’taki Agratur’a oradan da İsrail’e nakliye uçuşları yaptığı ortaya çıkmıştı.

7 Ekim-24 Ekim arasında 40’tan fazla ABD nakliye uçağı, 20 İngiliz nakliye uçağı ve 7 ağır nakliye helikopteri Agratur’a teçhizat, silah ve kuvvet taşıdı. Bu bilgiler Declassified UK haber sitesinde ve İsrail’de yayın yapan Haaretz gazetesinde de yer aldı.

Şimdi 2025’teyiz. Tarih: 11 Eylül 2025.

Declassified’ın kurucusu Matt Kennard, 11 Eylül sabahı ABD’ye ait bir C-130J Hercules uçağının Türkiye’nin İncirlik üssünden Güney Kıbrıs’taki RAF Akrotiri üssüne uçtuğunu iddia etti. Kennard, uçuş rotasının radar sistemindeki kayıtlarını paylaştı.

Radar verileri incelendiğinde şimdi çıkmıyor. Çünkü uzmanlar, bu tür kayıtların sistemden silindiği veya gizlendiğini belirtiyor.

Şimdi çuvaldızı batıralım.

İncirlik’ten İsrail’e silah taşınması, Türk milletinin gururunu ayaklar altına almıyor mu?

İncirlik’in yanı sıra, İsrail’in gözü kulağı olan, ona istihbarat sağlayan Kürecik’in varlığı Türk milletinin gururunu ayaklar altına almıyor mu?

Sıcak para peşinde ABD ve Londra’daki faiz merkezlerinde gezen bakanlarımız sizi incitmiyor mu?

Önce uçağı kaldırmayacaksın, Kürecik ve İncirlik’e el koyacaksın, o katliamı yapanlardan sıcak para peşinde koşmayacaksın, Trump’a bel bağlamayacaksın, Suriye’nin kuzeyindeki İkinci İsrail unsurlarını temizleyeceksin, bu savaşı izlemeyip eyleme geçeceksin, sonra iğneyi istediğine batıracaksın.
Kimse kendi sorumluluğundan kaçamaz.