06 Aralık 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İlginç bir iletişim

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçen gün köyde süt hayvancılığı yapan bir küçük aile işletmesinden tereyağı ve peynir satın aldım. Bir gün öncesinde köylülerle yaptığım söyleşi sırasında onların ürünlerinden övgüyle söz etmişlerdi.

Köy kahvesinde karşılaştığımız aile reisine tereyağı almak istediğimi söyledim. “Dün konuştuğunuz yakın akrabam bana söylemişti, hanıma telefon edeyim, buraya getirtelim, siz yorulmayın.” dedi.

Telefonla eşini aradı ama yanıt alamadı. “Hayvanların sağım vakti geldi, benim gitmem lazım, isterseniz siz de gelin.” dedi. “Hayvanları da görmüş olurum, gidelim.” dedim. Eve yaklaşırken birkaç yapıyı ve avludaki sığırları gösterdi.

Gururla “Bu adadaki her şeyi 1990 yılında 10 bin liraya aldım. Uzun süredir hayvancılık yapan biriyim. Bir sürü koyun ve epeyce sağmal sığırımız vardı. Epeyi yaşlandık, 60 yaşına geldim. Artık hanımın dizleri tutmuyor, hayvan sayısını mecburen azalttık.” dedi.

İLETİŞİM

Kılavuzum kapıyı açıp içeri girdi. Etrafa göz atarak dışarıda bekledim. Ev sahibi “Gel hocam, şöyle otur.” diyerek bir kanepeyi gösterdi. “Hayat”a bakan odanın kapısı açıldı, dizlerini tutarak hafif yalpalayan adımlarla güleç güzlü bir hanım çıktı.

O sırada yüksek sesle “Geldiim” dedi. Geç davrandığı için böyle dedi herhalde diye düşündüm. Kocası tereyağı paketlerini çıkarıp poşete yerleştiriyordu.

15-20 sığırın olduğu yerde hayvanların böğürmesi doğaldır. Ben arada bir böğüren hayvanların sesini duyuyordum. Ev sahibesi hanımın yanı başımızda dururken “Geldiim” diye bağırmasına pek anlam verememiştim doğrusu.

Kocası “Bu bağıran yeni doğmuş buzağı. Sağım vakti geldiği için canı süt istiyor, onun için bağırıyor deyince mesele anlaşıldı. Kadın yüksek sesle “Geldiim” diyerek buzağı ile iletişim kuruyordu.

Hayvancağız bir süre sakinleşiyor, acıktığı için tekrar bağırıyordu. Buzağıya tıpkı bir annenin çocuğuna yaptığı gibi davranışı karşısında hayli etkilendim.

AİLE İŞLETMESİ

Aile işletmelerinin üstünlüğü buradadır. İneklerin her birinin adı vardır, doğan buzağılar tıpkı bir bebek doğmuş gibi sevinçle karşılanır. Sığırlar sürü hayvanı olup hayli duygusaldırlar. Büyük işletmelerde süt sağım yerine girmek istemeyen ineği hortumla döverek oraya sokan bakıcılara da rastlanır. Gerilime giren hayvan sütünü salmaz.

Ev sahibi, “Tire Organize Sanayii’ndeki müdürler bile tereyağını ve peyniri bizden alır. Köy yumurtası da satıyoruz.” diyordu. Söz konusu sanayi sitesinde epeyce süt fabrikası ve tanınmış markaları var iken, seçkin müşterilerin bu aileden ürün almasının bir gerekçesi olmalı.

Bu işletmenin elli metre ilerisinde Tire Süt Kooperatifinin süt alım merkezi bulunmaktadır. Ürettikleri sütü kendileri işleyip, ürünlerini değer pahasına satabildikleri için başarılı oluyorlar.

Eskiden beri alışkın olduğumuz peynirin adı geçince biraz almak istedim. Hemen oradaki hassas terazide tartıp verdiler. O arada buzağıya tekrar “Geldiim” cevabı verildi. Ürünlerin parasını evin hanımı aldı.

HEDİYE

Ayrılırken “Acı biber sever misiniz? Daha yeni topladık.” deyip bir miktar ayırdı. Kocasına “Biraz da tatlı biber ile patlıcan ver öbür taraftan.” dedi. Ben sebze parasını vermek için davrandığımda “Bunlar için para almam.” dedi. Teşekkür ederek ayrıldım.

TEMİZLİK ÖLÇÜTÜ

Eve dönerken rahmetli babamın pazardan yoğurt, peynir alırken izlediği yöntem aklıma geldi. Kadınlar evde yaptıkları süt ürünlerini kasaba pazarında satardı. Pazar yerinde; zahire (tahıl) pazarı, basma pazarı, yoğurt pazarı gibi bölümler vardı.

Kadınlar yolun kenarında bir yaygı üzerine yerleştirdikleri tereyağı topakları, yoğurt kesesi ve peynir tulumunun arkasındaki alçak bir oturak üzerinde oturup müşterilerin gelmesini beklerlerdi.

Babam, ürünlerden önce kadınlara dikkat edip, eli yüzü temiz gözüken kadınlardan alış-veriş yaptığını söylerdi. Kendi temiz olmayanın ürünlerinin de temiz olmayacağını varsayarak öyle davrandığını sanıyorum.

Bizim ev sahibesi olan hanımla yaşıt olan kızlarımız var. Dünya ve ahirette o da kızım olsun, ev sahibesi eli yüzü temiz, becerikli ve tertipli bir hanımdı.

KADİM BİLGİLER

Ayrılırken onlara çevirisini yaptığım süt sığırcılığı ile ilgili bir kitap setini hediye edeceğimi söyledim. Hayli ilgilendiler. Bundan sonra köyde kaldığım sürece yoğurt, yumurta gibi ürünleri onlardan alacağım.

Kendilerini daha yakından tanıma fırsatım olacağını sanırım. Daha önce pek çok hayvan sürülerinin olduğu söylenen bu köyde hayvancılıkla ilgili kadim bilgilerin varlığından haberim oldu. Onları derlemeye çalışıyorum, tanıştığım bu deneyimli üreticiden önemli bilgiler sağlanacağı kanısındayım.

Hayvan Aile Süt İletişim Temizlik