Kemalizm muhafazakârlaştı mı?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sinop’ta füze atışlarının balıkçılığı engellediği yönünde bir çıkış yaptı.
Bu, köşe yazarlarının da gündemi oldu. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, 2 Eylül’de yazdığı yazıda, “Ülkeyi yönetmeye talip olan bir siyasi parti liderinin... ‘En önemli’ ile ‘önemli’ arasında ayrım yapması beklenir.” diye yazdı. Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, “CHP ve genel olarak Kemalizm, Türkiye’nin son yıllarda bilimde, teknolojide, özellikle de savunma sanayiinde elde ettiği başarılara karşı gizlemeye gerek duymadığı bir memnuniyetsizlik sergiliyor.” dedi. Buradan yola çıkan Ünal, “Kemalistler neden bu kadar tutucular?” sorusuna yanıt arıyor. Kemalizmin devrim yıkılacak korkusuyla muhafazakârlaştığını belirten Ünal, CHP’nin bu devrimcilik oyunundan vazgeçmesi gerektiğini ifade ediyor.

CHP BURAYA NASIL GELDİ
SORUSUNA YANIT ARAMAK

Ünal’ın CHP’nin savunma sanayinden rahatsızlığı ve heykelle devrim koruma eleştirileri doğru ve haklı. Gazetemizin Yayın Yönetmeni Tevfik Kadan’ın 2-3-4 Eylül tarihlerinde yazdığı yazılar, CHP’nin bugünkü ufkunu gözler önüne seriyor. Okurumuza göz atmalarını öneriyoruz. CHP’nin dünya siyasetinde küreselcilerle işbirliği, NATO’culuğu, serbest piyasacılığı, iktidar beklentisini Doğu Akdeniz’de yığınak yapan ABD-İsrail güçlerine dayandırması, belediyelerin durumu, kurultay tartışmaları, bugün “CHP buraya nasıl geldi?” sorusuna anlamlı kılıyor. Buna yanıt aramak da gerekiyor.

ALTI OK NE DİYOR
CHP NE YAPIYOR?

CHP eleştirisi yaparken partiyi Kemalizmle eşitlemek gibi bir tutumu çoğu kez görüyoruz. Şu soruyu sormakta yarar var: CHP, Kemalist mi? CHP yöneticileri, zaten bugün kendilerine Kemalist demiyorlar. Sosyal demokrat diyorlar. Kemalizm ve sosyal demokrasi, program ve pratik açısından da birbirine zıt kavramlar.
Kemalizm, emperyalizm ve işbirlikçilerine karşı mücadeledir. Oysa bugün CHP yönetimi, küreselcilerle işbirliği içinde Batı’dan iktidar dilenmektedir.
Kemalist Devrim, “Türkiye şeyhler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz.” diyerek bir demokrasi tarifi ortaya koyuyordu. Yani insanı özgürleştirme programıydı. Toprak ağalarının, aşiret reislerinin, tekkelerin ve tarikatların mülkiyetine devrimci müdahalede bulunuyordu. Aynı zamanda “Köylü milletin efendisidir.” söylemiyle üreticiyi baştacı yapma programı izliyordu. Bugün CHP ise, etnik ve kimlik siyaseti yapıyor. Emperyalist kültüre karşı millî kültürü savunmuyor. Nihayetinde Kemalist Devrim’in demokrasi tanımına da karşı çıkıyor.
Kemalist Devrim cephesini Batı’ya dönmüştü. Başta Sovyetler Birliği olmak üzere bölge ülkeleriyle ilişkilerini geliştirdi. Atatürk, “Biz Asyaî bir milletiz.” diyordu. Mazlum Milletlerin kurtuluşunu ve emperyalizmin mahv ve nabut olacağını söylüyordu. CHP, Türkiye’yi Batı’ya bağlama ve zincirleme programının bugün en kararlı savunucusudur.
Kemalist Devrim’in en özlü ifadesi Altı Ok’tur. Bugün CHP milliyetçiliği, devrimciliği, halkçılığı kırıp atmıştır. Laiklik söylemleri şekilcidir. Devletçilik tamamen terk edildi. Özgür Özel şimdilerde Altı Ok’a yeşil ve mor renklerini eklemeyi öneriyor.

KEMALİZM DEVRİMCİ
CHP MUHAFAZAKÂR

“Kemalizm muhafazakârlaştı mı?” sorusuna böyle yanıt aramak gerekiyor.
Kemalizm muhafazakârlaşmadı. Kemalizmin devrimci siyasetlerini ve tavrını sürdüren Vatan Partisi var. Ama CHP Kemalist Devrim’in bütün programından ve ilkelerinden vazgeçmiştir. CHP muhafazakârlaşmış ve gericileşmiştir.
Devrimi sürdürmekten vazgeçme çizgisinin önderliği de bizzat CHP içinden çıkmıştır. Bu süreç daha 1939’larda başlamıştır. CHP yönetimi o süreçte, Tanzimatçılığı öne çıkarıyordu. Modernleşme ile Batılılaşma kavramı o tarihlerde birleştiriliyor ve Türkiye yönünü Atlantik’e kırıyordu.
Ortanın solu, Kemalizm yerine Atatürkçülük demenin popüler hale gelmesi, demokratik sol, sosyal demokrasi… Bu tartışmalar hep Kemalist Devrim’den kopuşu daha da belirgin hale getirdi ve CHP’nin bugünkü kimliğini oluşturdu. 1945’te Türkiye, CHP eliyle Atlantik’e bağlandı. Bağımsızlık iradesinde kırılma yaşandı ve bizzat CHP yöneticileri tarafından bu süreç “Küçük Amerika olma” diye adlandırıldı. 1945-1980 arası Kemalist Devrimin kireçlenmesine şahit olduk.
Sayın Ünal ve özellikle muhafazakâr çevrelerde ortaya çıkan bugünkü CHP’yi Kemalizmle eşitleme fikirleri doğru değildir. CHP’nin devrim oyunu yoktur. Devrimleri savunma itkileri de yoktur çünkü Kemalist Devrim, bizzat CHP önderliği içinden çıkan kesimler tarafından kesintiye uğratılmıştır. CHP bugün Kemalist değil, Batı tipinde sosyal demokrat hatta Atlantikçi siyasetleri muhafaza etme yapısındadır.

***

Sanayiciyi mi bankaları mı dinleyecek!

DİLEK GÜNGÖR-SABAH

Malumunuz, önceki gün enflasyon verisi açıklandı. Ağustosta aylık enflasyon yüzde 2.04, yıllık enflasyon yüzde 32.95 oldu. Yıllık çekirdek enflasyon da yüzde 33 seviyesine geriledi. Enflasyon verisi beklentilerin üzerinde gelince yabancı bankalar raporlarında faiz indirim beklentilerini de azalttılar. Kimi Merkez Bankası'na 'Erken gevşeme' diyor. Kimi 'TL'de değer kaybı olur, ona göre' diyerek aba altından sopa gösteriyor. Kimi de '300 olmaz yapacaksan da 200 baz puan indir' diye akıl veriyor.
Bakalım TCMB yabancı bankaları mı dinleyecek yoksa bir süredir il il gezip dinlediği Türk sanayicisini mi!