Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Masa yıkanların değil, masa kuranların yanında olalım

Nadir Temeloğlu

Nadir Temeloğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

“BARIŞ masası İstanbul’da mı kurulacak.”, “Alaska’daki barış masasından ne sonuç çıktı?”, “Barış masası dağıldı mı?”…

Barış masası aşağı, barış masası yukarı… Özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı özel askerî operasyon sonrası Rusya ve Ukrayna heyetlerinin İstanbul’da bir araya gelmelerinin ardından, yeni masaların İstanbul’da kurulup kurulmayacağı yönünde sık haberlerle karşılaştık.

PAX-AMERICANA SONA ERDİ

Herkesin kabul ettiği bir gerçekle karşı karşıyayız: ABD hegemonyası geriliyor. Pax-Americana (ABD Barışı) yıkılıyor.

İkinci Dünya Savaşı sonrası üretim ve silah gücüyle dünyaya kendi barışlarını dayatanlar, bugün tam aksine saldırgan pozisyonda.

Küreselciliğin beraberinde getirdiği liberal enternasyonalizm dağılıyor. Ulus devletler güçlenirken, Çin, Rusya, İran, Türkiye gibi ABD’nin silahlı gücünü dengeleyen güçler oluştu.

Özetle bugün çok kutupluluk ile tek kutupluluk savaşıyor.

Bu durum ABD tekellerini bile böldü ve ABD sermayesi içindeki barıştan yana olan akımları güçlendirdi. Trump, Ukrayna cephesinden çekilme derdinde. Pasifik’te de Çin’e diş geçiremiyor. Fakat savaşların yayılma tehlikesi Tayvan’da, Kafkaslarda, Ukrayna’da, Filistin cephesinde ve Doğu Akdeniz’de devam ediyor.

KATAR SALDIRISI TÜRKİYE’YE BÜYÜK DERS

Türkiye ise dış ve iç cephede ABD-İsrail eksenli tehditlerle karşı karşıya.

Özellikle İsrail, 27 Eylül 2024’teki Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Netanyahu’nun Filistin’siz “Yeni Ortadoğu” haritasını gösterdikten sonra, saldırganlığını bölgeye yaydı.

İsrail’in Katar’da yaptığı saldırı, Arap dünyasında da büyük bir kırılma yarattı. Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman el-Sani’nin “Bugün tüm Körfez bölgesi tehlikede.” uyarısı önemliydi.

Katar saldırısı, Atlantik güçlerine güvenilmeyeceğini, ABD’nin müttefiklerine bir güvenlik sağlayamadığını ortaya döktü.

Yıllarca güvenliğini ABD’ye teslim edenler, bunun yanlışlığını pratikte görüyor. Yeni ve güvenilir ittifak arayışına giriyor.

Bu, NATO ve Avrupa Güvenlik Mimarisi içinde güvenlik arayan Türkiye’ye de en büyük derstir.

BRICS+BATI ASYA İNŞA EDİLMELİ

ABD, İstanbul’daki barış görüşmelerinden sonra Rusya içlerinde saldırı yaparak masaya tekme atmıştı.

Şimdi ABD-İsrail, barış görüşmelerini yürüten HAMAS heyetini vuruyor.

Atlantik, her coğrafyada masalara tekme atmakla meşgul. “Barış masasını” kendi istediği şekilde kuramayınca yıkıyorlar. Yükselen Asya Uygarlığı ise tam tersine Şanghay İşbirliği Örgütü, BRICS başa olmak üzere insanlığı birleştirdiği masalarda kurumsallaşmayı sürdürüyor. Bu ülkeler arasında rekabetler olsa da, esas olarak eşitlik ve paylaşma öne çıkarılıyor. Sorunlar, diyalog ve işbirliği ile aşılıyor.

8 Eylül’de BRICS Liderleri Sanal Toplantısı yapıldı.

Çin, BRICS’e daha fazla üye katma çabasında. “Tam Üye”nin, “Ortak Üye”nin yanı sıra “BRICS+ (BRICS Plus)” biçimi de son dönemde öne çıkmaya başladı. Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping, “Böylece Küresel Güney'in büyük gücünü birleştirerek insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir topluluk inşa edebiliriz.” diyor.

Global Times’ta yayımlanan bir analizde şöyle önemli bir vurgu var: “BRICS+Afrika Birliği, BRICS+CELAC, BRICS+ASEAN ve BRICS+Arap Birliği gibi biçimlerin genişletilmiş ‘Büyük BRICS’ gündemine girmesi bekleniyor.”

BRICS’in bu yeni işbirliği biçimleri bölgemiz için de fırsat kapısı aralıyor. Daha fazla ekonomik işbirliği, kalkınma, güvenlik ve medeniyetler arası uyum için, BRICS+Batı Asya biçimi, Türkiye öncülüğünde harekete geçirilebilir. Fakat burada kararlı olan Türkiye olmalı. Denge siyaseti, NATO ve Avrupa Güvenlik Mimarisi içinde yer almak Türkiye’nin geleceğinde ancak “endişe” ve “güvensizlik” yaratır.

Bunu terk ederek ŞİÖ ve BRICS hedefi, Türkiye’nin ve bölgemizin önünü açar.

Türkiye masa yıkanların değil, farklılıklarına rağmen aynı masada buluşup medeniyetler arası uyum yaratanların yanında olmalıdır.

BRICS ŞİÖ Medyanın Halleri